11 Eylül 2012 Salı

Vazgeçmek ve Osman GÜR...

Vazgeçmek ilk başta zayıflık gibi algılansa da bana göre yeniden "sıfır kilometre" olmak ve yeniden daha güçlü bir başlangıç yapmaktır. Dava adamları için bu böyledir. Ben dava adamlarını her zaman "hamal"a benzetirim. 
Hamallar kadar güçlüdür onlar...
Hamallar kadar dirençli...
Hamallar kadar helaldir emekleri, kazançları...
Tek sermayeleri yürek ve alınteridir...
Çok yorulurlar...
İçlerindeki adam :
- Yahu arkadaş hele bi dur, az dinlen
Dese de onlar durmazlar...
Dinlenmeyi bilmezler...
***
Davalar tarih boyunca hep hamalların sırtında yücelmişlerdir...
Onlar isimsiz kahramandırlar...
Öf bile demezler anaları kadar sevdikleri davanın yolunda...
Evinde bir karısı yoktur onların
Bir oğlu bir kızı da olmaz onların...
Hatta çoğu zaman evleri bile olmaz...
Hep "birileri"nin oğlunun derdindedirler
Birilerinin kızının derdine derman olurlar her daim...
Eşi'nin adı çiledir onların...
Dava adamı nasıl çileye talip olmuşsa
Evindeki karısı da bu çile yolunda onun ortağıdır...
Amcası,
Halası,
Dayısı,
Emmoğlu,
Deyzoğlu,
Çocukluk arkadaşı,
Lise arkadaşı,
Mahalleden can yoldaşı...
Dva adamları için yoktur bunlar...
Onların her şeyi
Dava yolunda hizmettir...
***
Osman GÜR, bu hamallar arasında tanıdığım en dirayetli adamdır...
Daha çocuk yaştayken,
Arkadaşları mahallede dekmancılık oynarken,
O Taksim İlkyardım Hastanesi'nin kapısında beklerdi...
Adeta pusuya yatardı...
"Hastane'den bir hasta taburcu olsa, ya da muayeneye gelen yaşlı bir amca, teze çıksada koşup ona yardım etsem" diye bir köşede pusuya yatardı Osman GÜR...
O gün bugündür hep aynı...
O bir hizmet erbabı...
Davanın en güçlü hamalı...
***
Kayınpederim rahmetliyi eşim ve ablası hastaneye götürmüşler. Muayene ettirdikten sonra tekerlekli sandalye ile hastane kapısından çıkarmışlar ve tekerlekli sandalyeden indirip yola kadar götürerek taksiye bindirecekler...
Eşim anlatıyor:
- Tekerlekli sandalyeden kaldırdık babamı ama ayakta duramıyor. Biz kadın halimizle onu tutmaya bir taraftan da taksi bulmaya çalışıyoruz. İki arada bir derede kaldık. Ne yapsak nasıl etsek diye kara kara düşünürken kel kafalı bir adam geldi. "Abla babaya taksi mi lazım" dedi. Biz de "Evet abi" dedik. Hemen yola doğru koşturdu. dakka dolmadan taksiyle önümüzde durdu. Taksi'den indi babamı kucakladığı gibi taksiye oturttu. Biz şaşkın şaşkın bakarken "Hadiyin ablalar yolu kapattık" dedi. Biz şaşkın şaşkın taksiye bindik. Taksiciye 20 lira uzattı. "Ablaları gidecekleri yere kadar bırak, para artarsa helal olsun, yetmezse beni burda bulursun mutlaka gel al" dedi. Biz öylesine şaşırmıştık ki, adama teşekkür bile edemedik...
Mevzuyu dinleyince bende şaşırdım. "Allah razı olsun insan evladıymış" deyip geçiştirdim...
Aradan uzunca bir zaman geçti. Babamı tekrar hastaneye götürdük. O ara Osman GÜR dikildi karşımıza "hayırdır hocam baba mı rahatsızlandı yine" dedi.Durumu anlattım kendisine. Eşim ve ablamız benden dolayı Osman GÜR'ün adını duyarlardı ama daha hiç görmemişlerdi. Eşim, "Nasılsın abi" diye sorunca şaşırdım. Nerden tanıdı acaba diye düşünürken, ablam usulca "Babamı kucaklayan o kel kafalı adam buydu" dedi.
***
Bunu öğrenince hiç şaşırmamıştım, böylesine bir adamlığı Osman GÜR'den başka kimsenin yapacağı en başında aklıma gelmeliydi deyip kendi eşekliğime yandım... Kaç kere kendim şahit olmuştum. Yolda yürümekte zorlanan bir amcaya yaklaştı:
- Moruk napıyon böyle tin tin tin...
Adam Osman Gür'ün neşeli haline pek sevindi, gülümseyerek;
- Gidebilirsem eve gidicem
- İyi de bu hızla sen ancak yarın varırsın eve moruk
- Yok yok akşama varırım
Osman başkan adamı kucakladığı gibi koşar adımlarla ilerlemeye başladı. 
5 Dakkaya varmadı evine teslim etti yaşlı amcayı...
***
Osman GÜR ile tanışmama vesile olan Müjdat ÖZTÜRK başkanımızdır. Onun ilçe başkanı olmasıyla birlikte bizi de lütfedip kendi listesine aldı. Birlikte çalıştık bir süre. Osman başkanımız da o dönemde İlçe Başkan Vekili olarak çalışıyordu. Müjdat başkanın il yönetimine girmesiyle birlikte ilçe başkanlığı görevine getirildi ve halen bu göreve devam ediyor. Bu fakir de kendisine danışmanlık görevini sürdürmekte. Onunla çalışmak gerçekten büyük bir manevi huzur veriyor insana...
***
Onunla ilgili anlatılacak o kadar şey var ki, üç beş tanesini anlatmaya kalksam benim okurlar yine şikayete başlarlar; "Yahu usta yine çok uzun yazmışsın, biraz kısa yaz şu yazıları" Ötesi berisi 7-8 dakikanızı heder edip, şu şikayetten vazgeçmiyorsunuz ya, helal olsun size saygıdeğer okuyucularım! Şaka bir yana okumaya değer görüp okuyan herkese teşekkürler, göz nurunuza sağlık olsun...
***
Benim için çok önemli olan bir şeyi burada sizlerle paylaşmadan edemeyeceğim. Hani Ramazan ayının geleneği haline gelmiştir ya! Bütün partiler bangır bangır reklam anonslarıyla erzak dağıtırlar fakir fukaraya.. Bağrdıkları, mahalleye erzak verdikleri adamı reklam etmelerini bir yana bırakalım, koliyi açtığınız vakit de içinden bir sürü reklam broşürü çıkar. İşte bizim Osman Başkanımız bunu asla yapmaz... En fazla bir hediye babında parti logosu bulunan birer tane imsakiye koyar kolilerin içine. Mümkün mertebe gizli saklı dağıtım yaptırıp insanları rencide ettirmez. Yüce dinimiz de böyle emretmez mi!?
***
Osman GÜR vazgeçmekten bahsetmişti. Vazgeçmek ama sırtındaki dava yükünden değil, asalaklardan vazgeçmekten bahsetmiş. Sırtındaki fazlalıklarından vazgeçip, davanın yükünü daha rahat taşımak için vazgeçmek... 
***
Biz bir söz verdik sana Osman GÜR...
Her daim yanındayız, sen bu davanın hamallığını yaptığın sürece gücümüzün yettiği yere kadar, dizlerimizin dermanı, gözlerimizin geri sona erinceye kadar seninleyiz dedik. Unutma, vazgeçmelerinde de seninleyiz. Yanındayız. Ben bilirim ki, Osman GÜR'ün vazgeçmeleri bile davanın selameti içindir. Bu kutlu dava yolunda günahlarının da sevaplarının da ortağı olmaktan hiçbir zaman pişman olmadım, bundan sonrada olmayacağımdan eminim... Sonuna kadar yüreğim senindir Osman GÜR...
***
Değerli dostlar son olarak, burada birilerine teşekkür etmek istiyorum.
Bahsettik, Osman GÜR, 7/24 bizim hizmetimizde. Gecenin bir yarısı bile başımız sıkışsa hemen onu ararız. Durum vaziyeti ne olursa olsun, bize yardım etmesi için ondan hemen yanımızda olmasını isteriz. Onun da bir ailesi, çocukları olduğunun farkında bile olmak istemeyiz.... Bizim dertlerimize derman olmak için eşine, çocuklarına ayıracağı zamanı bile bize ayıran Osman GÜR'ün sevgili eşine, Burcu kızımıza ve Oğuzhan evladımıza gösterdikleri sabır için hepimiz adına teşekkür ediyorum. Hakkınızı helal edin çocuklar...
***
Allah yar ve yardımcın olsun Osman GÜR....

1 yorum:

  1. osman başkan geçenlerde beni aramış, "bir ara uğra da görüşelim" demişti. hocam bu yazının üstüne düşündüm ki, onu ihmal etmişim. bir ara senin eşliğinde yanına uğramak isterim...

    YanıtlaSil