24 Eylül 2017 Pazar

Eskişehirspor da mı yeniliyor "Endüstriyel Futbol"a!?

Endüstriyel futbol...
Çocukluğumuzda, gençliğimizde aşk ile bağlandığımız takımları bir rant aracı haline getiren emperyalist canavar...
Mesela ben; Eskişehirspor'a büyük bir aşk ve tutkuyla bağlıyım. 1972 yılında başlayan bu aşk benim "İlk aşkım" Yenmek ya da yenilmek değildi bizim için Eskişehirsporlu olmak. Hiç bir zaman "Nasıl yendik ama" demedim. Galibiyetler, Kupalar, Şampiyonluklar Beni Eskişehirspor Sevdalısı olmak kadar mutlu etmedi hiç bir zaman.... *** Tamamen yürek işi. Eskişehirspor'u sevmek bizim için bir "sevda meselesi" "Çok sevdik be abi" tadında bir mesele bu... Yeri geldi özlemiyle yandık tutuştuk, çürümüş beton tribün basamaklarını gözyaşlarımızla süsledik, Yeri geldi, vuslatıyla sevindik, coştuk, safer türküleri söyledik kol kola girerek. Bırakın bir başkasını, kendimizin bile anlamlandıramadığımız bir garip aşk hikayesi... Biz yazdık bu öyküyü. Deplasmanlarda, Atatürk Stadı'nda... Ve yaşadığımız her yerde, satır satır, hece hece, bir aşk öyküsü yazdık bizler... *** Bedensiz bir sevgili gibiydi. Makus talihimizin rengi siyah, yüreğimizdeki aşkın rengi kırmızı... Her siyahın yanına bir kırmızı, Her kırmızının yanına bir siyah koyduk... Pantolonumuz siyah ise, gömleğimiz mutlaka kırmızı olmalıydı. Yakışsa da yakışmasa da başımızda Siyah Kırmızı örme şapkalar vazgeçilmezdi. Takım elbise giydiysek ceket siyah, gömlek kırmızı olur. En kötü ihtimal kravatımız siyah kırmızı olur. Yani anlayacağınız bizim için hayat SİYAH ile KIRMIZI'dan ibaret olmuş. Böylesine bir aşk! **** Yıllar çok hızlı geçti. Endüstriyel futbol ağır ağır üzerimize çöktü bir kara bulut gibi. Nice insanın aşk ile tutku ile bağlandığı bir çok futbol kulübü yok olup, gitti bu futbol emperyalistlerinin "para kazanma" sevdasının karşısında. Kocaelispor Adanademirspor Altay Ankaragücü Sakaryaspor Samsunspor Mersinidmanyurdu ve daha niceleri... *** En alt liglere düşmesine rağmen direnenler vardı. Bunlardan biri de Eskişehirspor. Şanlı tarihi ile yaşayan bir efsane olan Eskişehirspor... Yıllar süren kötü yönetimlerin beceriksizliği ile borç batağına saplanan ve bugün tam bir çıkmaz sokağın girdabında bulunan Eskişehirspor... Sürekli puan silme cezaları ile karşı karşıya kalan ve denize düşüp yılana sarılma kıvamına getirilen Eskişehirspor. Bu bataktan kurtulmanın bir çaresi de isim hakkının satılması. Şu ana kadar bir çok kulüp isim hakkını satarak yaşam savaşı veriyor. Bir şirket Eskişehirspor'a da isim hakkı için oldukça önemli bir para teklif etmiş durumda. Bu teklifin yapılması bile içimize büyük bir yangın yeri açıyor. Bu teklifin yapılması bile kızgınlığımızı, öfkemizi zirveye çıkartıyor... *** Çaresizlik kadar kötü bir durum yok. Sinan Özeçoğlu başkanımızın ve yönetimin alacağı kararı beklemekten başka çaremiz yok. Eskişehirspor da diğer bir çok takım gibi bu duruma düşürüldü. Futbol emperyalistleri böyle istiyorlar. İşin asıl kötü tarafı da varlığımızla var ettiğimiz bu futbol emperyalistleri kadar güçlü değiliz artık. Direnemiyoruz. Ne Passolig saçmalığına direnebildik ne de sevdamız, aşkımız dediğimiz takımlarımızın birer kumar aracı haline getirilmesine direnebildik. Tam tersi destek olduk. Passolig almayanımız kalmadı nerdeyse. Futbol takımlarının birer kumar aracı olarak kullanan iddaa ve bahis oyunlarını oynamayanımız kalmadı! *** Hepimiz suçluyuz! Aşkımız, Biricik sevdamız Eskişehirspor'u sevdiğimiz kadar sahip çıkamadık. Tribünleri doldurduk tıka basa ancak kongre salonlarında hiç olmadık. Beceriksiz yöneticileri alkışladık. Şimdi bu noktalara geldik. Kime kızmaya hakkımız var!? Büyük aşkımızın adının yanına bir şirket adı yazılmasına nasıl direneceğiz? Tribünleri doldurduğumuz kadar kongre salonlarını dolduramadığımız sürece hiç bir şeye hakkımız yok! Henüz her şey bitmiş değil. Bugün bir sezon için adımızın yanına bir şirket adı gelebilir, bunu da sineye çekebiliriz. Ancak Sinan Özeçoğlu yönetiminden üyelikler üzerindeki kotanın kaldırılması talebimizi ısrarla vurgulamalıyız ve hızla kulübümüze üye olmalıyız. Sevdamızı yeniden pavyoncu tayfanın eline bırakmamak için, Sevdamızı sevdiğimiz kadar sahip çıkabilmemiz için mutlaka ÜYE OLMALIYIZ!

7 Eylül 2017 Perşembe

Bu teröristlere (!) iyi bakın!

Çok zaman geçmedi aradan.
Bir kaç gün önce.
Belki bir iki hafta.
Hafızalarımız tap taze.
Eskişehirspor sevdalılarına yapılan şafak operasyon...
Ve son derece masumane işlediği bir tribün suçundan dolayı "terörist" muamelesi yapılan Eskişehirspor sevdalıları...
O terörist yaftasının acısı halen yüreklerimizdeki tazeliğini koruyor.
Eskişehir'deki milli maçın sevinci bile o acıyı silemedi yüreklerimizden.
***
Şundan bütün futbolseverler ve Türk kamuoyu emin olsun ki, işlenen bu suçundan dolayı en ağır ceza bile verilse Eskişehirspor sevdalılarının canı bu kadar yanmazdı.
Ancak ülkemizin milli bütünlüğüne kasteden bölücü ve darbeci teröristler gibi şafak operasyonları düzenlenmesi derin acılar açtı yüreklerimizde.
Onlarca taraftarımıza yöneltilen terörist yaftası onbinlerce yürekte derin yaralar açtı.
Kimdi bu yaftayı boynumuza takanlar?
TFF mi?
Antalya valisi mi?
Eskişehir valisi mi?
Eskişehir emniyeti mi?
Yoksa karanlıkta kalacak olan karanlık güçler mi?
***
Hiç kimse hiç bir açıklama yapmadı.
TFF suskun.
Emniyet suskun.
Valilikler suskun.
İşin kötüsü futbol kamuoyu suskun.
Hiçbir gazeteci, yazar, çizer, yorumcu ne kadar eli klavyeye basan, ağzı laf yapan zevat varsa hepsi sustu.
Milli Takımımızın oynayacağı hayati bir maç öncesinde, Milli Takım'ın tek avantajı olan Eskişehirspor taraftarına bu terörist yaftasının asılmasına kimse sesini çıkarmadı.
Tribünde meşale yakmak suçunu işleyen gencecik insanlar bir şafak operasyonuyla tek tek evlerinden alındı.
Bütün Türkiye bu zulmü sadece izledi!
***
Belki farklı hesaplar vardı bu saçmalığın ve zulmün altında.
Böylesine hayati bir maçın kader adamı olan "12. Adam"ı küstürüp, Milli Takım'ın yeni bir hezimet yaşamasını mı hesaplıyorlardı!?
Bilemiyoruz!
Bildiğimiz tek gerçek var.
"ESKİŞEHİR HALKI SEÇKİN ÖZELLİKLERE BEZENMİŞ BİR HALKTIR"
Evet, Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarında böyle demişti Gazi Mustafa Kemal Atatürk.
Eskişehir halkının özelliklerini çok iyi biliyordu Atatürk.
Devletine küsmez,
Milletine küsmez,
Vatanına küsmez,
Bayrağına küsmez,
Dinine, diyanetine küsmez
Ve elbette
MİLLİ TAKIMINA DA KÜSMEZ!
***
Öyle oldu.
Milli maç öncesinde münferit olarak "Milli maçta TFF'ye bize yaptığı muamelenin cevabını verelim, maça gitmeyelim, gidersek protesto edelim" tarzı intikam kokan söylemlere tüm tribün gurubu liderlerimizden tokat gibi bir cevap geldi.
"Eskişehirspor taraftarı durum ne olarsa olsun MİLLİ TAKIMINA KÜSMEZ, Küsen bizden değildir!"
Maçtan önce sosyal medyada paylaşmıştım:
"Milli Takım'ın Hırvtistan karşısındaki tek kozu Eskişehir tribünleridir"
Öyle oldu.
Birilerinin terörist diye yaftaladığı Eskişehir halkı o seçkin özellikleriyle omuz omuza, yürek yüreğe vererek büyük bir destek verdi ve Milli Takım'a o golü attırdı.
Şimdi dana bir kaç gün önce o tribünlere terörist yaftası asılmasına sessiz kalan tüm Türkiye Eskişehir tribünlerini alkışlıyor.
***
O hainlere verilecek en güzel cevap da buydu işte.
Eskişehir tribünlerini alkışlayanları biz de alkışlıyoruz.
Bu maç sonrasında tüm ülkemize Eskişehir tribünlerini anlatan medyamızdan bu teröristlere (!) yapılan haksızlıkları da dile getirmesini istiyoruz.
Bu teröristlere iyi bakın.
Ellerinde Türk bayrakları ile kendilerine yapılan büyük zulme rağmen millet aşkıyla tribündeydiler.
Varolsunlar!
Hükümetimizin spor yasasını bir kez daha gözden geçirmesini ve böylesine vatansever insanların bir kere daha terörist yaftası yemesine engel olmasını diliyoruz...