22 Nisan 2024 Pazartesi

ELEŞTİRMEK EN KOLAYI, YA ESKİŞEHİRSPOR'U KURTAMAK!?


" Eskişehir halkı, seçkin özelliklerle bezenmiş bir halktır. Eskişehir halkı, bize çok yardımda bulunmuştur. "    15 Ocak 1923   
Gazi Mustafa Kemal Atatürk

***
Yazımıza Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün Eskişehirliler için söylediği bu güzel sözle başlamak en doğrusu olacaktır.

Kurtuluş mücadelesine verilen destek ve Cumhuriyet kurulduktan sonra cumhuriyetimizin yaşaması, gelişmesi ve büyümesi için verilen mücadele ile Atatürk'ün övgüsünü kazanmış bir kentin insanlarıyız.

***
Eskişehirliler, Demiryolu, Havacılık ve nihayetinde Devrim otomobili ile otomotiv alanlarında yaptıkları çok değerli hizmet ve çalışmalarına önce Eskişehir Demirspor'un Türkiye Şampiyonluğu ve ardından şampiyon olamasa da tüm Anadolu halkının gönlünde taht kuran Eskişehirspor ile futbolda da öncülük yapmış, devrim niteliğinde güzellikler katmıştır Türk futboluna.

Konumuz elbette Eskişehir'in ve Eskişehirspor'un geçmişte kalan bu güzelliklerini anlatmak değil. 

***
Eskişehir yukarda belirttiğim üzere demiryolu sektörünün merkezi iken şu an adı bile anılmıyor. Havacılık alanında onca gelişmeye öncülük etmişken şu an merkez olmanın çok ötesindeyiz. Türkiye'nin ilk otomobilini üreterek öncülük yaptığımız otomotiv sektöründe de artık yokuz.
Eskişehir Demirspor'un durumu ortada.
Eskişehirspor'un hali ise tüm Türkiye'de tüm futbolseverlerin yüreğini acıtıyor.
Sanki bir komuta merkezinde butona basılmış gibi başlayan yıkım sürecinin sonunda amatör kümedeyiz ve tüm çabalara rağmen bu ligde bile başarılı olamıyoruz.

***
Sebepler ve sonuçlar ortada.
''Eskişehirspor bu duruma nasıl düştü?'' sorusunu sorduğumuz vakit yüzbinlerce eleştiri gelir. Şöyle bir düşündüğümüz vakit Eskişehirspor son dönemde Avrupa Kupaları'nda mücadele ederken ve şu an yani amatör kümede şampiyonluk mücadelesinde erken havlu attığımız bugünlerde yapılan eleştiriler hep birbirine benzer eleştiriler. 
Yapılan eleştirilerin ardından da sıralarız:
''Şeffaf bir yönetim olmalı''
''Dürüst bir yönetim olmalı''
''Siyasetten uzak bir yönetim olmalı''
Böyle devam eder gider.
Yapılan ideal yönetim tiplemesi genelde hep aynı.
Fakat yıllardır bu ideal yönetim tiplemesi bir türlü oluşturulamadı.

***
Tüm Eskişehir halkı, tüm Eskişehirspor sevdalıları, Eskişehir'in tüm ileri gelenleri hep aynı yönetim tiplemesini savunurken bu yönetim biçimi, bu ideal yöneticiler neden ortaya çıkmıyor ya da neden bir araya gelemiyorlar?
Yoksa Atatürk'ün bizim için söylediği sözler öylesine mi söylendi?
Yok asla olmaz.
Atatürk laf olsun torba dolsun diye lakırdı edecek bir lider değil.
Atatürk demişse mutlaka doğrudur.
''Eskişehir halkı seçkin özelliklerle bezenmiş bir halktır''

***
Yaklaşık 2 yıl süren hummalı bir çalışma dönemi sonrasında kısıtlı imkanlarla kurulan ve bir anda sadece Eskişehir değil, tüm Anadolu halkının sevgilisi durumuna gelen ve futbolun egemen güçleri durumundaki 3 takımın başkanının ''İstanbul seyircisi (Yani tüm İstanbul takımlarının taraftarları kendi aralarında rakip de olsalar) Eskişehirspor'a karşı birleşmelidir'' sözlerini sarfedecek kadar telaşlandığı bir takım haline gelen Eskişehirspor'u yaşatamamak nasıl izah edilebilir? O seçkin özelliklerimize ne oldu?

***
Erkan Koca başkanlığındaki son yönetim kurulu şampiyonluk hedefine ulaşamadı ve bu başarısızlığın neticesi olarak da istifa ederek kongre kararı aldı.
Haziran ayında bir kongre yapılacak ve yıllardır dillere pelesenk olan, eleştirilerimizin temel çıkış noktası olan o ideal yönetim biçimini hayata geçirmek için yeni bir fırsat var önümüzde.
Siyasi olmayan, dürüst olan, eleştiriye açık ama hiçbir eleştiri almayacak kadar da başarılı olan, onbinlerce insanın doğrusunu aynı doğruda birleştirecek olan, tüm Eskişehirspor sevdalılarının kayıtsız şartsız kabulleneceği, az biraz da maddi gücü olan o ideal yönetimi oluşturmak mümkün alacak mı olmayacak mı? Bunun cevabını da kısa zamanda alacağız.

***
Yukarıda saydığımız özelliklere sahip 50 kişi yetecek!
Efsane kadromuzdan başlanabilir.
Eskişehirspor'u Anadolu Yıldızı yapan efsane futbolcularımız öncülük edip bu 50 kişilik kadroyu bir araya getirebilirler.
Kentimizin en büyük mülki amiri sayın valimiz, her ne kadar siyasi kimlikleri olsa da sayın belediye başkanlarımız, Ticaret Odası, Sanayi Odası, Organize Sanayi, meslek odalarımız ve birliklerimiz...
Eskişehirsporumuz için bir nevi ''olağanüstü hal'' ilan ederek başta yine dillere pelesenk olan şirketleşme hedefi ve daha sonra da Eskişehirspor'u yeniden tahtına oturtma hedefi olan bir yönetim oluşturmak hiç de zor olmaz gibi.

***
Ya da yıllardır yapıldığı gibi kongre günü ortalıkta görünmeyip, ''kulüp kayyuma kalmasın, çünkü kayyum kulübü kapatır'' düşüncesiyle alelacele yapılan listelerin yönetime gelmesini ve akabinde de bu yönetimleri eleştirme kolaylığına mı gidilecek?
Eskiden ''Kongre üyeleri felanca kişinin adamları'' kolaycılığı vardı.
Nitekim zamanında Mesut Hoşcan ekibi de seçin süreci boyunca bu bahaneyi ortaya attı fakat kongre üyeleri bunun gerçek olmadığını Mesut Hoşcan'ı seçerek gösterdi. Yok muydu öyle bir üye yapılanması vardı. Fakat taraftar merkezli yönetimler onları da ortadan kaldırdı. Onlarca naylon üye üyelikten çıkartıldı. Artık kulübün genel kurul yapısı %100'e yakın bir şekilde ''Sadece Eskişehirspor'' diyenlerden oluşuyor.
İçiniz rahat olsun.
Artık hep söylemde kalan bu yönetimi oluşturmak için en azından genel kurul engeliniz yok.

***
Son söz olarak şunu açıkça bir kere daha beyan etmek gerekir.
Eskişehirspor var oldukça Yeniden Büyük Eskişehirspor ülkümüz ve umudumuz hep var olacaktır.
YAŞASIN ESKİŞEHİRSPOR!

13 Nisan 2024 Cumartesi

Bir Erkan Koca Güzellemesi (!)


Sosyal medya dünyasında gösterişli ve bir o kadar da kaçamak söylemlerin başında geliyor, ''güzelleme''
Bir fikri, bir kişiyi savunmaya kalksanız ve karşıt olan kişi üsturuplu cevap veremiyorsa hemen emrivakiyi yapıştırıyor ''Bize ........ güzellemesi yapma!''
Oldu Paşam, ne istersin söyle de onu yazalım!
Hani ülkede fikir hürriyeti var ya!
Hani demokrasi var ya!
Hani kıçını başını açıp, caddelerde sokaklarda ''... benim istediğime veririm'' deme hürriyeti var ya!
Sadece onların beğenmediklerini yazma özgürlüğü yok!
Özgürlük sadece onların layklayabilmesiyle sınırlı ülkemiz entellektüellerinde.
***
Yazdığım yazı yine onların nazarında bir güzelleme olacak!
Bizim nazarımızda ise ''hakkı hak eden teslim etmek''.
Konu Erkan Koca.
Nam-ı diğer Maviş Erkan.
Altes tribünü lideri, eski tabirle amigosu Maviş Erkan.
Ve bugün Eskişehirspor kulübü başkanı Erkan Koca.
***
Erkan Koca'nın kulüp başkanı olmasını istemiyordum.
Erkan Koca'yı sevmediğimden ya da beceremeyeceğinden değil, amatör ligde kulüp başkanlığı yapmanın çok zor olacağını ve kendisinin çok yıpranacağını bildiğimden istememiştim.
Fakat başka çare de yoktu.
O gün kongrede hazirunun tamamı evet oyu için el kaldırırken bir şerh koyma mahiyetinde BKŞ Derneği'nden bir arkadaş hayır oyuna el kaldırmıştı ve hayır diyen tek kişiydi. Üstelik BKŞ mensubu arkadaşlarımızın da yönetim listesinde bulunmasına rağmen.
***
Yıllardır Yüksek Eskişehirsporluluk Bilinci çerçevesinde kişilere değil, Eskişehirspor'a destek olmayı şiar edindiğimiz gibi yine Erkan Koca ve yönetimine elimizden gelen her türlü desteği son zerresine kadar vermeye çalıştık.
Yıllardır küme düşen takımımız ilk defa lige şampiyonluk parolası ile girebildi ve hepimizin malumu olan sürece kadar da bu iddiasını sürdürdü.
Bu süreçte bir kesim daha yolun başında Erkan Koca'nın siyasi kimliğini yargılamaya ve eleştirmeye başlamışlardı bile. Belki de bu siyasi kimlikle başarılı olmasından korkuluyordu.
Takım 5 puan farkla lider olduğu zaman da Erkan Koca'nın siyasi kimliği, belediye başkanlığı için aday adayı olması eleştiriliyordu.
Keşke aynı yönetim içinde farklı partilerden 2-3 arkadaşımız daha farklı ilçelerde aday adayı olabilseydiler.
Oynadığımız lig aslında amatör lig değil belediye ligiydi.
Böylesi bir ligde keşke siyaseti daha verimli ve daha çok kullanabilseydik.
***
Bu süreçte eleştirilerimi bizzat ya Erkan Koca'ya ya da yönetimdeki arkadaşlara sıkça ilettim.
Erkan Koca'ya her zaman ulaşamıyorduk.
Arıyorum, ''Başkan şu an Ankara'da bakan bey ile görüşmeyi bekliyorum'' diyor.
''TBMM'de falanca vekilimizle görüşmem var'' diyor
''İzmir'de bir sponsor bulduk oraya geçiyorum'' diyor
''Başkan İstanbul'a geldik ama görüşmeler çok uzun sürdü sana uğrayamadık'' diyor.
''Afyondayız'' diyor, ''Antalyadayız'' diyor...
Eskişehir'de ''Falanca oda başkanını ziyarete geldik'' diyor. 
''Falanca belediye başkanımıza geldik'' diyor.
''Spor Toto'' diyor.
''TFF'deyiz'' diyor.
Kaç defa aradım ve böyle cevaplar aldım ama bir kere olsun ''Seçim çalışmasındayım'' demedi.
Hani deniliyor ya ''Seçim çalışmalarından kulüple ilgilenmeye vakit bulamadı'' diye.
Tam aksi belki de takım ile ilgilendiği zamanın yarısını seçim çalışmalarına harcasa kendi siyasi geleceği için çok daha faydalı sonuçlar elde ederdi.
***
Kendi gözlemlerim ve kendi yaşadıklarımla Erkan Koca güzellemesi (!) yapmıyorum.
Düşünüyorum!..
Bu yönetim içinde Erkan Koca'nın mensubu olduğu siyasi partinin tam karşısında rakip olan partilere mensup arkadaşlar da vardı.
Onlar sosyal medya eleştirmenleri gibi neden tepki vermiyorlardı Erkan Koca'ya.
Yakınen tanıdığım bir iki arkadaşa sordum.
''Nasıl eleştirelim başkan, Erkan başkanın siyaset yoluyla sağladığı kazanımlar da olmasa bu takım bırak deplasmanlara gidip şampiyonluk mücadelesi vermeyi, çarşıya bile inemez'' dediler.
Hani derler ya, ''Bekara karı boşamak kolay olur'' diye, işte öyle bir şey.
Hiç bir sorumluluk almadan sorumluluk alanları eleştirmek o kadar kolay oluyor.
***
İyi güzel de sportif başarısızlık var ortada.
Eleştirmeyelim mi Erkan Koca ve yönetimini!?
Tabii ki eleştirelim.
Fakat eleştiriyi Erkan Koca'nın siyasi kimliğine odaklarsak orada ben yokum.
Erkan Koca'yı yıllar evvel tanıdım.
Henüz bıyıkları yeni terlemiş bir delikanlıydı.
Hacı Baba Çay Bahçesi'nde oturduk Altes ve Eskişehirspor'u konuştuk.
O günden bu yana tanıdığım Erkan Koca en az onu kulübü siyasete alet etti eleştirisini yapanlar kadar Eskişehirspor'un siyasetten uzak bir ekiple yönetilmesini ister.
Oğuz Şengel de öyle ister.
Özgür Marankoz da öyle ister.
Alican Sürek de öyle ister.
Murat Diri de öyle ister.
İsimlerini tek tek saymayayım bu yönetimde bulunan ve dahi bu takıma, bu renklere, bu armaya gönül veren tüm dostlar öyle ister.
Fakat her istediğimizi bize vermiyorlar.
Bazen bazı istemediklerimizi yapmak zorunda kalırız.
Öyle olmasa adamlar ''Mecburen, mecburiyetten'' diye şarkı yaparlar mıydı?
***
Her şeyi bir kenara bıraktık şimdi.
Yönetim yapılması gerekti ve kongre kararı aldı.
Artık ''Eskişehirspor'u siyasete alet etmeyin, Eskişehirspor siyaset üstüdür'' eleştiri yapanların hepimizin yıllardır özlemini çektiği o mükemmel yönetimi oluşturma zamanı gelmiştir.
Bizler bunu başaramadık.
Siyasi parti mensubu, hatta STK mensubu dahi olmayanlardan bir yönetim oluşturmayı bizler başaramadık.
Erkan Koca ve ekibine bu kadar üst perdeden eleştiri getiren dostlarımızın şimdi bu eleştirilerini icraata dökme zamanıdır. 
Umudum odur ki, böyle bir yönetim oluşur ve o yönetim çok çok başarılı olur.

YAŞASIN YENİDEN BÜYÜK ESKİŞEHİRSPOR ÜLKÜMÜZ.


3 Şubat 2024 Cumartesi

Rahat Uyu Gegiç Hocam!

 


Yıllar evvel Anadolu Yıldızı Derneği ve Nefer grubu ortaklığıyla Eskişehir'de düzenlenen ''Efsanelere Vefa Gecesi'' etkinliği için hayatta olan ve ulaşabildiğimiz tüm efsane futbolcu ve hocalarımızı Eskişehir'de toplamıştık. Etkinlik dahilinde merhum Abdullah Gegiç hocamızla birlikte kulübe bir ziyarette bulunduk. Ziyaret sonrasında dışarı çıktık. Gegiç hocam pek de hoşnut görünmüyordu ziyaretten. Tesislerden çıkıp bir iki adım attıktan sonra koluma girdi ve şu yüreğimi yakan sözleri söyledi fısıldarcasına: ''Gördün mü çocuk? Kulüpten bizi silmişler! Bir fotoğrafımız bile yok!''
***
İçimde ukde kalan anılardan biriydi.
O etkinlik muhteşem bir şekilde yapıldı.
Eskişehirspor sevdalılarının, Eskişehirspor'u 10 yıl gibi kısa bir sürede dünya futbol literatürüne bile girecek şekilde yaşayan bir efsane yapan tüm değerlerimize olan saygısı, sevgisi ve özleminin ne denli büyük olduğunu bizzat kendilerine muhteşem bir törenle sunulmasıydı o etkinlik.
***
Aradan geçen yıllar içinde Abdullah Gegiç hocamızın yüreğini burkan bu durumun düzeltilmesi için çok çaba sarfetmiş olmamıza rağmen, kulübümüzün içine düştüğü zor durumun da etkisiyle bu eksikliği gidermekte pek başarılı olamadık. En azından kulübümüzün yemekhanesine efsane isimlerimizin bir kaçının posterlerini asabildik.
***
Yaklaşık 10 yıldır içine düştüğümüz bataklıktan kurtulabilmek için mücadele etmekten de vefa borcumuzu anımsamakta zorlandık. Geçmiş yönetimlerin kulüpten sildiği değerlerimizi bizler unutmasak da layık oldukları şekilde anamadık, layık oldukları şekilde ağırlayamadık onları. Kulübün sahipsizliğe itildiği, İcra Kurulu başlayan taraftarın yönetimsel anlamda kulübe sahip çıkma ve ''Eskişehirspor artık kapansın, yerine yeni bir takım kuralım'' zihniyetine karşı verdiğimiz mücadele döneminde bile hep aklımızda efsanelerimiz vardı fakat bir türlü olmadı. İçine düştüğümüz kara delikte öylesine çetin mücadeleler verildi ki, efsanelerimiz için ürettiğimiz projelerimizi bir türlü hayata geçiremedik.
***

Son projemizi bu sezon başlamadan önce Nefer tribün liderimiz Murat Diri ve kulüp başkanımız Erkan Koca ile konuşmuştuk.
Sezonun ilk maçında efsanelerimize 2 loca ayrılacaktı.
Sezonun ilk maçı başlamadan evvel ulaşabildiğimiz tüm efsane futbolcularımız formalarıyla sahaya çıkacak ve taraftarları selamlayacaktı.
Ve tüm stad ES ES ES Kİ Kİ Kİ ESKİ ESKİ ES diye inleyecek derken Erkan Koca ve Murat Diri yerlerinden fırlamış ESES çekmeye başlamışlardı bile.
Hayalini kurduğumuz anı o an yaşıyorlardı.
Hatta ''Üçüncü daha güçlü'' moduna bile girmişlerdi.
Bu ''Çocuklar'' efsane futbolcularımızı yolda görünce tanıyamasalar bile her birini Eskişehirspor'u seviyorlardı.
***
Önemli olan yolda tanımak değildi.
Kalpten sevmek, adlarını duyunca bile heyecanlanmak, o günleri yaşayamamış olmanın hüznünü en derin şekilde hissedebilmekti.
Bugün Eskişehirspor'u sahipsiz bırakmamak için ateşten gömlek giyen ve Eskişehirspor'u yaşatmaya çalışan bu çocuklar efsanelerimizin emanetine sahip çıkma mücadelesindeler.
Evet, bir tribün lideri Eskişehirspor' a başkan oldu.
Diğer bir tribün liderimiz de yönetim kadrosunda olmasa bile elinden geldiğince yönetimin verdiği mücadeleye destek olmaya çalışıyor.
Keşke maddi ve manevi olarak bu yükü rahatça taşıyabilecek olan birileri çıkıp Eskişehirspor'a sahip çıksaydı da Murat Diri ve Erkan Koca da takımın başarısı için tribünde ter dökmeye devam etselerdi.
Efsane isimlerimizin yarattığı bu efsane takımı yaşatmaya çalışmak Erkan Koca ve yönetimde yer alan hiç kimse için suç sayılamaz. Hataları varsa hepimizin hatasıdır. Yanlışları varsa hepimizin yanlışıdır. Her hatada her yanlışta hepimizin payı vardır.
Eskişehirspor yönetiminde görev alan ve taraftar ya da tribüncü olarak tanımlanan her bir kardeşimizin bizimdir. Bizim evlatlarımız, bizim kardeşlerimiz, bizim dostlarımız, bizim arkadaşlarımız...
***
Boğazın Kırmızı Şimşekleri Derneği'ni kurduğumuz yıllardan bu yana efsane isimlere yakınlığıyla tanıdığımız sevgili Salih Danacı ağabey ile çokça konuştuk. Salih Danacı'nın İstanbul'dan ayrılıp, Eskişehir'e yerleşmesi beni biraz umutlandırdı. Efsane isimlerimizin kulüp yönetimlerine olan kırgınlıklarını giderebiliriz diye çok umutlandım ama olmadı bir türlü. Bir çok sebep neticesinde umutsuzluğa kapıldığımız bir anda Erkan Koca başkanımız yönetici arkadaşlarımızla birlikte efsanelerimizi ziyarete gitti. Öyle sıradan bir ziyaret değildi bu. İlk kez bir Eskişehirspor başkanı efsane isimlerimizi ziyarete gitti ve ellerini öptü. 
İşte vefa buydu.
İşte sevgi buydu.
İşte saygı buydu.
Yıllardır yapılması gerekeni ''tribüncü başkanımız'' yaptı.
***
Benim gibi Eskişehirspor ile aynı yıllarda doğan ve Eskişehirspor efsane olma mücadelesini yaşayanların o efsane kadroya ve efsane takıma sevdalanması çok kolaydır. 
O yıllarda bize öylesine büyük mutluluklar yaşattılar ki onları sevmemek mümkün değildi.
Ben 59 yaşıma geldim ve halen arada bir gider Ender Konca ağabeyimin doğup büyüdüğü ve şu an kullanılmaz halde olan o ahşap evin önünde adeta saygı duruşunda bulunurum. 
Ben ''Hiç bir kupa, hiç bir şampiyonluk beni Eskişehirsporlu olmak kadar mutlu edemez'' cümlesini kurabiliyorsam bu İsmail Arca sayesindedir. Fethi Heper, Ayhan Aşut, Gegiç ve diğerleri sayesindedir.
Fakat, Murat Diri ya da Erkan Koca gibi kardeşlerimiz bizim gördüklerimizin binde birini bile göremeden sevdiler bu takımı ve efsane futbolcularımızı.
Sadece okudukları ve dinledikleriyle bile Aziz Bolel'in Yalçın Kılıçoğlu'nun, Abdullah Matay'ın, Büyük Burhan'ın, Mümin'in, Süreyya'nın, Agop Mehmet'in yarattıkları efsaneye sevdalandılar.
Benim sevdamdan çok daha büyük kardeşlerimizin sevdası.
Çünkü onlar görmeden, yaşamadan sevdiler.
Var olsunlar...
***
Erkan Koca'nın İsmail Arca ağabeyimin elini öptüğü fotoğrafa gözyaşları içinde defalarca baktım.
Heyecanlandım, mutlu oldum...
Erkan Koca başkanımız tesislerde efsanelerimize özel bir oda ayrılması sözünü de vermiş.
Bunu da okuduktan sonra iyice duygulandım.
''Bizi kulüpten silmişler çocuk'' sözlerinin acısı dinmişti sanki yüreğimde.
Ve kendi kendime gözlerimi kapatıp, Abdullah Gegiç hocama seslendim:
''Rahat uyu Gegiç hocam, emanetiniz emin ellerde. Artık sizleri bu kulüpten silmeye kimsenin gücü yetmeyecek!''