17 Eylül 2012 Pazartesi

"Başbakan'a söyleyin...."

Terör belasının bizlere yaşattığı her acının altında bir gerçek yatıyor...
Her şehidin bir çilesi olduğunu ancak şehit olduktan sonra farkına varabiliyoruz. Her şehit haberinin ertesinde gazete sütunlarında acıklı hikayeler okuyor, iç sızlatan fotoğraflara bakıp, çoğu zaman gözyaşı döküyoruz. Üzülüyoruz, kahroluyoruz...
Ama hepsi o kadar...
Gazetenin sayfasını kapattıktan sonra hepsini unutuyoruz. Hiçbir şey olmamış, bu acılar yaşanmamış, bu acıklı hikayeler sadece bir "hikayeymiş gibi " davranıyoruz...
Bir babanın, paramparça olmuş yüreği gibi bir ayakkabısına baktık günlerce...
Pkk'nın hain kurşunlarıyla şehadet şerbetini içen bir aslanımızın evinin elektriğinin kesik olduğunu okuduk gazetelerden. Sonra elektrikleri açıldı. Ödülü buydu şehidin...
Daha niceleri...
***
Dün bir kez daha yaşadık aynı sahneleri...
Bugün yaşamaya devam ediyoruz...
Bir kadın feryad ediyorur İzmir'den...
"Başbakan'a söyleyin" diyor...
Gazetecilere haykırıyor...
"Bunları da yazın!"
Şehit Samet Kırcalı'nın eşi Duygu Kırcalı "Ağlamıyorum" diye kaytırdı. Dimdik ayaktaydı. Tıpkı Çanakkele'de 15 yaşındaki evlatlarını "kınalı kuzu" larını cepheye sürüp, şehadet haberlerini aldıklarında, gururla göğsünü gererek "Vatan Sağolsun!" diye haykıran analar gibi dimdik duruyordu...
***
Şehit polis memurumuz 25 saatlik bir görevden dönüp yeni bir göreve gidiyordu. Belki de bindiği 10 yaşındaki otomobilde 25 saatlik uykusuzluğunu gidermeye çalışıyordu. Her an gelebilecek bir saldırı ihtimalinin varlığı bile bu yorgunluğuna çare olamamıştı. Konvoy içinde yüksek rütbelilere ait zırhlı araçlar vardı ama onlar, yani şehit eşi Duygu hanımın dediği gibi işsiz kalıp polis olmak zorunda kalanlar, bir hayvan sürüsü gibi 10 yaşındaki bu eski araca bindirilmişlerdi itiş kakış...
Onların zırhlı araca binmesine gerek yok. Onlar boğaz tokluğuna vatanı korumaya talip olmuşlardı. Ölürlerse bahane hazırdı "Orası yan gelip yatma yeri" değildi. Yan gelip yatmak isteyenler ya zengin çocuğu olup, villalarda yatacak ya da başbakan oğlu olup "gemiciklerinde" sefa sürecekmlerdi...
***
Dün 8 vatan evladı daha şehit oldu...
Bizler bugün yine bu acıların altında yatan gerçekleri görüp, üzüleceğiz, ağlayacağız...
Bir saat sonra yine unutacağız, yeni bir şehit haberi gelene kadar...
Yine yatan loto kuponuna yanacağız...
Şike mevzularına dalacağız...
Hafta sonu maçlarını tartışacağız...
Dizi mevzularına gireceğiz...
Yeni ayakkabılar bakacağız kendimize...
İndirimleri takip edeceğiz...
Yani umurumuzda olmayacak yürekleri yakan o acılar ve altında yatan gerçekler...
***
25 Saat çalıştırılan polislerin, hiç dinlenmeden hem terör bölgesinde, hem de zırhsız araçlarla neden bir başka göreve gönderildiklerini hiç sorgulamayacağız... 
Bunu sorgulayanalara "terörün ekmeğine yağ sürüyor" yaftasını yapıştıracağız....
Şehit cenazelerinde slogan atanları gözaltına aldırıp, terbiye edeceğiz...
Türk bayraklarının "tahrik unsuru" oldukları için indirilmesine seyirci kalacağız...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder