9 Eylül 2012 Pazar

Afyonkarahisar'da da suçlu medya ve muhalefet!!!

Başbakan Sarıyer'deki bir tünel açılışında memleket meselelerine değinme fırsatı bulabilmiş. Sanırım hafta sonu tatili nedeniyle Suriye mesaisine ara vermiş olmalı ki, ülkemizde cereyan eden bazı olaylar hakkında bir kaç kelam etme fırsatı bulmuş olmalı. 
Durun hemen heveslenmeyin...
Başbakan öyle terörü çözecek, Afyonkarahisar'da meydana gelen felaketin sorumlularını ortaya çıkarak bir lakırdı etmedi. Her zaman olduğu gibi bir muhalefet partisi lideri edasıyla birilerini eleştirdi yine. Birileri Türkiye'deki ekonomik gelişmeden, huzur ve güven ortamından rahatsız oluyormuş. Kimdir bu birileri!? Belli değil!? Peki bu birilerinin kim olduğunu halka kim anlatacak!? O da belli değil. Ama bu meşhur "birileri", adı, sanı, cismi, hasılı kelam hiçbir şeyi bilinmeyen birileri AKP'nin terörle mücadeledeki başarısını(!) çekemiyormuş ve terörü kendilerine karşı argüman olarak kullanıyorlarmış. Hükümetin terör karşısındaki acziyetini dile getiren muhalefet mi işaret ediliyor acaba burada. "Üç beş Memet ölürse ölsün, muhalefet bunu asla gündeme getirmesin" mi demek isteniliyor anlamak mümkün değil...
***
Başbakan'ın konuşmasından anlıyoruz ki, Afyonkarahisar'da meydana gelen patlama da sıradan bir olay. Dünyanın her yerinde olabilen basit bir mesele. Trafik kazası gibi bir şey. Muhalefetin ve medyanın bazı kesimlerinin bu olayla ilgili acilen açıklama beklemesi de çok yanlış imiş. Bunun tahkikatı, incelemesi bilmem nesi yapılacakmış ve AKP uygun gördüğü zaman açıklama yapılacakmış. "Hele bir bekleyecekmişiz" yani...
***
Olay sonrasında şehit cenazelerinden "parti" diye bahseden validen söz etmedi hiç.
İncelemeler yapmak için bölgeye gelen Genelkurmay başkanının açıklama yapma gereği duymamasından da bahsetmedi.
Sonra bu ikilinin şen şakrak birbirlerini hediye yağmuruna tutmalarından da bahsetmedi.
Olayın sorumlularının akıbetlerinden de bahsetmedi....
Şehit ailelerinin ve milletimizin çektiği acılardan da bahsetmedi...
Sadece suçladı ve eleştirdi. Tam bir muhalefet partisi lideri gibi. 
"Biz iktidar partisiyiz, milletimizin içi rahat olsun, muhalefetin içi rahat olsun en kısa zamanda sorumlular bulunacak ve adalete teslim edilecek" de demedi...
Dünyanın her yanında olabilecek sıradan bir "kaza" olarak lanse etti olayı.
***
Evet Başbakan haklı bu tür kazaların dünyanın her yerinde olma ihtimali var.
Hatta çok yakın bir zamanda ve bizim çok yakınlarımızda meydana geldi aynı olay...
Kıbrıs Rum Kesimi'nde aynı olay meydana gelmişti...
2011'de Larnaka'da bir cephanelikte patlama olmuş ve 12 ölü, 30 civarında da yaralı vardı...
Konuyla ilgili olarak Rum Kesimi'nin Orman Bakanı çıkıp açıklama yapmadı.
Ne oldu peki!?
Rum Savunma Bakanı Costas Papacostas istifa etti...
Yeter mi!?
Hayır Yetmez...
Genelkurmay Başkanı Petros Tsalikidis de istifa etti...
Yetti mi!?
Elbette yetmedi...
Ve son olarak Dışişleri Bakanı Marcos Kipriyanu da istifa edenler arasına katıldı...
Bu kişiler bulundukları makamın verdiği sorumluluk gereği tamamen doğal bir olaydan dolayı meydana gelen patlamadan kendilerini sorumlu tutarak istifa ettiler.
***
Peki biz de ne oldu!?
Konuyla ilgili açıklamayı Orman Bakanı yaptı!
Vali şehit sayısının abartılmaması gerektiğini söyledi.
Aynı vali şehitlerimize büyük bir saygısızlık göstererek onlardan malmış gibi bahsetti ve otopsi için hastaneye gönderilen naaşlarının "ikinci partisinin de gönderileceğini" söyledi. Hani esnaflar bilir "ikinci parti malları da yolluyorum" tarzı konuşmalar olur ya, işte aynı öyle...
Olay mahalline gelen Genelkurmay başkanı bırakın istifayı, konuşma gereği bile duymadı...
Milli Savunma Bakanı ve İçişleri Bakanı ortalıkta yoklar zaten. 
***
İşte Başbakan ve AKP'li bakanlar bunu anlayamıyorlar!
Dünyanın her yerinde olabilen/olabilecek bu tür olaylar sonrasında yaşananlar bizim derdimiz... Bilmem anlatabildim mi!?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder