27 Eylül 2012 Perşembe

Erken Yerel Seçim ve Oslo Müzakereleri-2

Başbakan Tayyip Erdoğan 26 Eylül 2012 tarihinde Kanal 7 TV ekranlarında Oslo Müzakereleri'nin yeniden başlayabileceğinin sinyallerini verdi. Bilindiği gibi AKP hükümetinin terör örgütü ile müzakereler yaptığı gerçeğini ilk olarak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli gündeme getirmiş ve AKP Genel Başkanı R. Tayyip Erdoğan seçim meydanlarında "Devlet teröristle müzakere yapmaz! Bunu ispat etmeyen şerefsizdir!" diye haykırmıştı.
***
Aradan bir süre geçtikten sonra gerçekler ortaya çıkmış, AKP hükümetinin Oslo'da terör örgütü yönetimiyle pazarlıklara oturduğu açıklanmıştı. Görüşmeleri yürüten MİT görevlisi hakkında dava açılmış ancak Başbakan "O görüşmelere o kişiyi ben gönderdim" diyerek hem Devlet Bahçeli'nin iddiasını kendisi ispat etmiş oldu, hem de alel acele mecliste çıkarılan bir kanun ile MİT görevlisinin yargılanmasına mani oldu. Devlet Bahçeli iddialarında haklı çıktı. Üstelik "Bunu ispatlamayan şerefsizdir!" diye bağıran başbakan bu iddianın ispatını da bizzat kendisi yapmış oldu. 
***
Oslo müzakereleri ile ilgili CHP bir belge attı ortaya. Başbakan bunun bir belge olmadığını belirtti. Haklıydı. Bu bir belge değildi. Altına ne isim ne de imza vardı. Herhangi bir yerde yazılmış herhangi bir kağıt parçası. Sonradan anladık ki, CHP de zaten burda yazılanları değil de, bunların halka anlatılmamasını eleştiriyormuş. Müzakereler devam etmeliymiş falan filan... Şok belgeler diye ortaya çıktıklarında hepimiz merakla CHP'nin neler ortaya koyacağını merak etmiştik. Ancak kısa sürede anladık ki, CHP yine tufaya düşmüştü.
***
Oslo müzakereleri referandum öncesinde yapılmaya başlanmıştı. Sürecin başlamasıyla birlikte terör örgütü eylemsizlik kararı almıştı. Hatta avukatları aracılığıyla bu karar bizzat İmralı'daki terörist başı tarafından açıklanmıştı. Referandum yapılana kadar terör örgütü eylem yapmayacaktı. Yapmadılar da!
Hükümet referanduma terör belasından uzak girdi ve büyük avantaj sağladı. BDP de boykot kararı alarak, yani sandığa gitmeyerek AKP'nin savunduğu EVET oylarının yükselmesini sağladı. Ve sonuçta AKP yüzde 50'nin tzerinde bir oy oranı ile referandumun galibi olarak çıktı.
***
Hükümet 2 aydır erken seçim telaşına düştü. Muhalefet partilerinin de desteği ile erken seçim kararı kesinleşmiş gibi görünüyor. Muhalefet partilerinin destek olmaması mümkün değil tabii seçim talebine. Terör saldırılarının artmasıyla yıpranan AKP'nin erken seçim kararı alması hepimizi düşündürmüştü. Böyle bir ortamda erken seçim istemek her iktidar partisinin harcı değildir! Terör bir yana zamlar da arka arkaya gelmeye başladı. Hatta başbakan ekonomi kurmaylarının hazırladığı ve 2013'te uygulanmasını öngördükleri ekonomik tedbir paketinin 2013'e kadar tamamen uygulamaya konulacağının müjdesini de verdi. Zamlar bir an evvel yapılacak. 2013'te yapılması gerekenler de 2013'e girmeden yapılacak. Hatta olası zamlar da şimdiden eklenebilir.
***
Başbakan ve ekibi halkımızın bazı gerçekleri çok çabuk unuttuğunu iyi anlamış.
Hedef belli...
2013 yerel seçimlerinde yine ezici bir galibiyet elde etmek...
Bunu sağlamak için de terör örgütü ile yeniden müzakereler başlayacak...
Muhtemelen yerel seçimlere kadar eylemsizlik karanının çıkmasını sağlayacak...
Çeşitli vaatler verilecek...
Bu vaatlerin arasında bebek katili olarak yakalanan terör örgütü başının ev hapsine alınabileceği bile var...
Adalet bakanımız bunun müjdesini de verdi!
Numan Kurtulmuş ile İslamcı kesimden bir miktar oy...
Süleyman Soylu ile merkez sağ eğilimli seçmenden bir miktar oy...
Ateist olduğunu kendisi açıklayan Osman Can ile de demokrat kesimden bir miktar oy...
Sonra seçim meydanlarında "Ya Alllaaaah, Bismillaahh" denildi mi olay bitmiştir...
***
Öcalan ev hapsine alınır mı!?
Muhtemelen alınır... 
Oslo görüşmelerinde tufaya düşen terör örgütü bu kez eşeği sağlam kazığa bağlar...
Anadilde eğitim, özerk yönetim gibi isteklerde bu görüşmelerde gürültü patırtı arasında, "oldu da bitti maşallah" şarkılarıyla kabul edilir mi!?
Edilir neden olmasın!?
Bizler hükümet terör örgütü ile kavga ediyor zannederken, bir de bakarız ki, örgütün tüm istekleri bir bir yerine gelivermiş...
İsrail ile de böyle olmadı mı!?..
İsrail ile kavga ederken, füze kalkanı rampaları Malatya'ya konulmadı mı!?
Yorgan gitti kavga bitti, misali bir daha İsrail ile kavga etmedik!...
İsrail'in bir camide şarap festivali yapmasına bile ses çıkaramadık!...
***
Hasılı kelam, "minareyi çalan kılıfını hazırlar!"
Fakat kılıfı bu kez çalan değil çaldıran hazırlıyor. Hazırlamak zorunda kalıyor. Erken seçim kararına destek olan muhalefet ister istemez AKP'nin hazırladığı projenin içinde yerini buluyor. 
Görelim mevlam neyler, neylerse güzel eyler demekten başka çaremiz kalmamış durumda...
Bekleyip göreceğiz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder