7 Eylül 2012 Cuma

Kaya Gazı: Yeni bir umut mu, yeni bir çevre felaketi mi!?

AKP Hükümeti döneminde Türkiye tam bir sömürge ülkesini andırmaya başladı. Ülke gündemi sürekli bir şeylerle meşgul oluyor. Bazen terör saldırıları, bazen İsrail ile çekişmeler, bazen Arapların bahar sevdaları, Bazen Ermeni meselesi, Bazen cumhurbaşkanlığı görev süresi, bazen başörtüsü meselesi...
Hasılı kelam gündem bir türlü "rahat durmuyor"! Bu gündem yoğunluğu arasında sessiz sedasız zamlar geliyor, ülkemizin toprakları ya da iktisadi teşekkülleri yok pahasına satılıyor. Son olarak ardı arkası kesilmeyen şehit haberleri arasında İstanbul'da toplu taşıma ücretlerine yapılan zamlar kimsenin umurunda bile olmadı.
***
TOKİ de tam bu gündem yoğunluğu arasında ev yaparak fakir fukarayı uygun şartlarla evsahibi yapması gereken arsaları birilerine peşkeş çekti. Fukaranın hakkı zengin müteahhitlere satılarak yine zenginler için lüks binalar yapılması sağlandı. Bu konuya daha önceki bir yazımda uzun uzun yer vermiştim. Bazı gazetelerde bu konuyu kısa haber şeklinde geçtiler. Çünkü gündemde çok daha önemli konular vardı. 
***
Dün gazetelerin sayfaları arasında 25 Mehmetçiğimizin şehit olduğu olayın ayrıntılarını bulmak için dolaşırken ilginç bir haberle karşılaştım. DHA'nın geçtiği haberde başta SHELL olmak üzere yabancı petrol şirketlerinin Diyarbakır'a akın ettiği yazılıyordu. DHA bu haberi oldukça önemli bir haber olarak veriyordu. Gerçekten de öyleydi. Yeni bir enerji kaynağı olan Kayagazı araştırmaları için SHELL ve TPAO ortaklaşa aramalara başlamışlar bile. Haberde verilen bilgilere göre sadece bu bölgede 500 milyar varil petrol çıkacak. Erzurum ve Trakya bölgesinde de büyük rezervler bulunduğu yabancı şirketler tarafından tespit edilmiş. SHELL firması daha önce aramalarda bulunmuş ancak yeterli petrol rezervi bulunmadığı için bu bölgeden ayrılmıştı. Kayagazı yeni bir umut olmuş ve yabancı firmalar buraya akın etmeye başlamışlar.
***
KAYA GAZI NEDİR VE NASIL ÇIKARILIR?
Son yıllarda petrol ve doğalgazın alternatifi olarak adından söz edilen kaya gazı, kayaçların gözeneklerinde yer alan küçük miktardaki doğal gazlardır. 
Kayagazının çıkarılma aşamaları ise, şöyle:
1- Teknik olarak kırılma olarak bilinen "Fracking" işlemi, gaz taşıyan kaya katmanlarının içinde kırılmalar üretip yer yüzüne çıkarmak için su basıncını kullanıyor.
2- Bu noktada su öncelikle toprakla ve süreci hızlandırmak için kullanılan katkı maddeleriyle karıştırılıyor. Bunlar, yeraltı su kaynaklarını kirletmemesi için çelik boruların içinden kilometrelerce aşağıya doğru, gaz içeren katmana enjekte ediliyor.
3- Yaklaşık 90 gün sonra kırılma süreci duruyor ve gaz küçük yüzey toplayıcılarının ve dağıtım ünitelerinin içine akmaya başlıyor.
***
KAYA GAZI UMUT MU FELAKET Mİ!?
Kaya gazı dünyanın birçok yerinde çıkarılıyor olmasına rağmen bazı ülkeler bu gazın çıkarılması işlemini yasaklamış ya da çalışmaları durdurmuş durumdalar. Kaya gazı sondaj çalışmalarını tamamen yasaklayan ülkeler, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti ve Fransa. Çalışmaları geçici olarak durduran ülkeler ise, İspanya, İngiltere ve Güney Afrika.
***
Kaya gazının petrol ve doğalgaza alternatif olarak görülmesinin yanında bir çok felakete yol açtığı da biliniyor. Konunun uzmanları kaya gazı aramaların getireceği olumsuzlukları şöyle sıralıyorlar:
Hidrolik kırılmanın etkileri:
Sismik Faaliyet: Hidrolik kırılma, deprem riskini artırır, bu da zarar riskini, sızıntı ve patlama riskini artırır;
Hava Kirliliği: Geleneksel olmayan gaz sondaj işlemleri kurum, hava kirliliği belirtileri, parçacıklı madde, metan ve doğal gaz üretir;
Su Kirliliği: Hidrolik kırılma, kırılma sıvısında kullanılan toksik kimyasallarla yüzey ve yeraltı suyunun (içme suyu da dahil) kirlenmesine, bunun yanı sıra kaya ve kömürde doğal olarak bulunan metan ve zararlı maddeler ile radyoaktif maddelerin sudaki oranının artmasına sebep olur;
Su Kullanımı: Hidrolik kırılma, çoğu zaman telafi edilemez hale gelen ya da kirlenen büyük miktarda yeraltı suyunun derinlere pompalanmasıdır. Büyük miktarlarda taze su kırılma işlemlerinde gereklidir. Bu durum yerel ve bölgesel seviyede, özellikle de su kıtlığı yaşayan bölgelerde önemli sosyal ve çevresel baskılar yaratır;
Toprak kirliliği: Kırılma, tortu havuzlarından sızıntı, atık su ve kuyu patlaması riski taşır;
Arazi Kullanımı: Hidrolik kırılma, arazinin bozulmasına sebep olur, kırsal alanlara ve koruma alanlarına zararlı etkileri olur;
Gürültü: Kaya gazı gelişiminde kullanılan ekipman ve nakliye, yerel sakinleri, tarım hayvanlarını ve doğal hayatı etkileyecek gürültü meydana getirir;
İşçiler Üzerinde Biriken Sağlık ve Çevre Etkileri: Özellikle geleneksel olmayan gaz endüstrisinde çalışan işçiler, hidrolik kırılmanın fazladan salınmasına yol açtığı toksik kimyasallara maruz kalırlar;
Topluluklar üzerinde sosyo-ekonomik etkiler: Hidrolik kırılma, yerel ekonomilerde ani yükseliş ve düşüşlere sebep olabilir, sürdürülebilir tarım ve turizmi olumsuz etkileyebilir.

***
Bu gazın keşfedilmesiyle birlikte yeni bir umut olarak ortaya çıkmış ancak zaman içinde zararları görüldüğü vakit birçok ülke bu gazın çıkarılmasını yasaklamış durumda. Belki bu yasaklamalar artarak devam edecek. Kendi ülkelerindeki tehlikeyi fark ederek yasak getiren emperyalist ülkeler hal böyle olunca çareyi gelişmemiş ülkelerde aramaya başlarlar. Gündemi yoğun ülkeleri seçerler, yoğun değilse de yoğunlaştırırlar ki, böylesine zararlı bir çalışma kimsenin umurunda olmasın. Diyarbakır ülkemizde deprem riski büyük olan yerlerden biridir. Erzurum da aynı şekilde büyük depremlerin yaşandığı bir ilimiz. Tabii bu iki ilimizle sınırlı kalmayacak aramalar. Tüm bölgeye yayılacak. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki bu bölgenin tamamı 1. derecede deprem riski taşıyan bir bölgedir. 
***
Son aylarda artan terör saldırılarına paralel olarak bu bölgedeki kaya gazı sondajları da artmaktadır. Özellikle SHELL firmasının bu bölgeye yerleşmesi de son derece manidardır. Bugün petrol üreten ülkelerin büyük çoğunluğu çeşitli sebeplerle iç karışıklığa itilmiş ve kardeşin kardeşle savaştığı ülkeler haline gelmiştir. Bu karmaşa ortamında ise, başta SHELL olmak üzere emperyalist devletlerin petrol şirketleri rahatça bu ülkelerde petrol sondajları yapabilmektedirler. Ülkemizdeki kaya gazı aramaları ile terör olaylarının aynı paralellikte artması da ister istemez kafamızda soru işaretleri oluşturuyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder