7 Şubat 2018 Çarşamba

Sihirli el işaretleri: Bozkurt, Rabia ve Zafer

Ülkemizde yaşayan insanların kendi siyasi ve dini kimliklerini belirtmek üzere kullandıkları çeşitli semboller var.
Bu semboller bir zamanlar bıyıklardı.
Özellikle 70'li yıllarda solcular kalın bıyıklarıyla, Ülkücüler sarkık bıyıklarıyla, dinci kesim de badem bıyıklarıyla arz-ı endam ederlerdi.
Herkes birbirini bu bıyık sembolleri ile tanır selamlaşır hatta cinayetler bile bu bıyıklar baz alınarak işlenirdi.
İyiler, kötüler, çirkinler, güzeller hep bıyıklara göre belirlenirdi.
12 Eylül darbesi ile bıyıkların hükmü kalktı bir süreliğine.
Çünkü askeri cunta yönetimi tüm bıyıklara düşmandı.

***
Sarkık bıyıkların ucu kısaldı, kalın bıyıklar kısaltıldı, badem bıyıklar da hepten kesildi ya da sakal ile birleştirildi.
12 Eylül askeri darbesinin üzerinden bir süre geçip demokratik düzene yeniden geçildikten sonra bıyıklar yine belirleyici olsa da yavaş yavaş bu sembolün yerini el işaretiyle yapılan semboller almaya başladı.
Sol görüşlüler zafer işareti, Ülkücüler ise Bozkurt işareti ile kendilerini ifade ediyorlardı zaten.
Ancak dinci kesimin belirgin bir el işareti yoktu.
Dinci kesim uzun süre merhum Necmettin Erbakan'ın başparmak işaretini kullandılar. Fakat bu genele yayılamadı. Adalet ve Kalkınma Partisi ile birlikte dinci kesimin el işareti de ortaya çıktı: Rabia...
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kullandığı Rabia işreti bugün tüm İslamcı çevre tarafından benimsenmiş durumda.
***
Her şey iyi güzel de nereden çıktı bu ey işaretleri?
Merak ettik araştırdık sizler için.
Önce Zafer işaretinden başlayalım.
Zafer işareti ile alakalı birkaç rivayet var.
Ancak en sağlam bilgi yakın tarihten geliyor.
***
V-hareketinin zafer işareti olarak kullanılmasının gerçek hikayesi  2. Dünya Savaşı'na uzanmaktadır. 14 Ocak 1941 yılında Belçika Adalet Bakanı ve Belçika'da Fransızca yayın yapan BBC'nin başkanı Victor de Laveleye, Belçikalıların V işaretini "zafer" amaçlı kullanmalarını önermiştir, zira Fransızcada victorie "zafer", Flemenkçede vrijheid "özgürlük" demektir. Laveleye, BBC üzerinden yaptığı yayında şunları söylemiştir:
"İşgalci kuvvetler, bu hareketi tekrar tekrar, her seferinde aynı şekilde, sonsuz defa tekrarlanan bir şekilde gördüklerinde anlayacaklardır ki etrafları akıl almaz sayıda vatandaş tarafından sarılmıştır ve her biri, düşmanlarının bir anlık zaafiyetini ve ilk hatasını beklemektedir."
Aradan birkaç hafta bile geçmeden Belçika, Hollanda ve Kuzey Fransa'da V işaretleri her yerde görülür hale gelmiştir. Bundan hoşnutluk duyan BBC, kısa bir süre sonra "V for Victory" (Zafer için V) isimli bir kampanya başlatmıştır.

***
Bu kampanyanın başına getirilen Douglas Ritchie, V harfinin Mors kodundaki karşılığı olan üç nokta bir çizgiyi melodi olarak belirlemiştir. Beethoven'ın 5. Senfonisi de bu aynı dizgiyle başladığı için, BBC bu besteyi savaş boyunca işgal altındaki yabancı Avrupa ülkelerindeki programlarının başlangıcı olarak kullanmıştır. Bu beste kısa sürede Nazi Almanyası'nın "kapısını çalma" propagandasının bir parçası haline gelmiştir.
Temmuz 1941'e gelindiğinde V işaretinin "zafer" anlamında kullanımı işgal altındaki tüm Avrupa ülkelerine yayılmıştır. 19 Temmuz günü başbakan Winston Churchill, yaptığı bir konuşmada bu işareti benimsediğini belirtmiş ve o günden sonra işareti bu anlamda kullanmaya başlamıştır.
***
Bugün ülkemizde genelde sol düşünceye sahip kitlenin kullandığı zafer işaretinin öyküsünü aktardıktan sonra gelelim dinci kesimin Rabia işaretine.
Rabia işareti ile ilgili olarak da çeşitli bilgiler var.
İslamcı kesimin kullandığı bu işaret ile ilgili en eski bilgi bu işaretin Muaviye tarafından kullanıldığı ve 4. halifenin Hz. Ali değil de kendisinin olduğunu vurgulamak için kullandığı yönünde. Peygamber Efendimiz'in sülalesine olan düşmanlığı ile tanınan ve Kerbela'da Peygamberimizin soyundan gelen bebekleri dahi katleden Muaviye'nin halkın karşısına çıktığında Rabia işareti yaparak "4. halife Ali değil benim" dediği ve bunun sembolleştiği bilgisi sağlam kaynaklara dayanmaktadır.
***
Rabia işaretinin Sümer ve Babil dönemlerinde Mezopotamya'da da kullanıldığı yönünde kesin bilgiler olsa da bugünkü amacıyla ilgili olmadığı için bu bilgiyi burada kısa geçiyorum.
Gelelim bugün kullanılan Rabia işaretinin çıkış öyküsüne.

Sembol, Rabiatül Adeviyye Meydanı'nda 2013 Ağustos’unda gerçekleşen gösterilerde ölen, Müslüman Kardeşler'in önde gelen isimlerinden Dr. Muhammed Beltaci'nın kızı Esma gerekçe gösterilerek kullanılmaya başlanır.
Mursi taraftarlarınca Rabiatül Adeviyye Meydanı'nda gerçekleştirilen gösteriler, aslında Mısır’ın en önemli iç ayaklanmasının da başlangıcı olur. Gösteride hayatını kaybeden Esma, Müslüman Kardeşler'in kurucusu ve rejim muhalifi Hürriyet ve Adalet Partisi'nin Genel Sekreteri olan Dr. Beltaci'nin kızıdır. Muhammed Beltaci’nin Türkiye ile politik ve güncel olan ilişkisiyse, 2010 yılında gerçekleşen ve diplomatik bir kirize dönüşen Mavi Marmara eyleminde açığa çıkar. Beltaci eylemin en önemli aktörlerindendir.
***
Buraya kadar edindiğimiz bilgilere göre Rabia ve Zafer işaretlerinin kökeni Arap ve Batı medeniyetlerine dayanıyor.
Şimdi bir de Bozkurt işaretinin kökenine bakalım.
Binlerce yıldan beri Türkler elleri ile “Bozkurt işareti” yaparak, kimliklerini izah etmişlerdir. Çin'de bir kazıda bulunan ve eliyle Bozkurt işareti yapan 6. YY'a ait "Türk Hakanı" heykeli ve 
10. YY.'da İranlı şair Firdevsi tarafından yazılan Şeyhname'de yer alan Bozkurt işareti yapan kadın gravürü bu tarihi gerçekliğin en büyük kanıtlarıdır. Türkler savaşlarda kurt uluması ile düşman üzerine korku vererek saldırmıştır. Malazgirt savaşında; Türk Ordusu düşmanın moralini bozmak için çıkardığı kurt uluması ile, Bizans Ordusunda bulunan Peçenek Türklerinin uyanmasına ve soydaşları olan Selçuklu Türklerinin tarafına geçmesine vesile olmuştu.
***
Hazar Denizi’nin kuzeyinden Avrupa’nın içlerine gelen Hun, Peçenek ve Kıpçak Türkleri ata geleneği “Bozkurt” işaretini birbirlerini “Ben Türk’üm” anlamında tanışma ve düşmana “Ben Türk’üm. Dikkatli ol” anlamında uyarı olarak kullanmışlardır.
Kıpçak Türklüğünde hakanlar, 11 Kıpçak boyu içinde “Elbörülü” yani “kurt illi/vatanlı” boyuna mensup olanlardan seçilirdi.
Peçenek Türklerinin bir kolu olan Moldova’da yaşayan Gagavuz (Gökoğuz) Türkleri, Ortodoks olmasına rağmen Ata dinleri “Gök Tengriciliğin” bazı ritüellerini hala yaşamaktadırlar. Doğaya saygı ayinleri, Ergenekon Bayramı (İlk yaz 21 Mart), kutsal ruhlara kurban adama v.s.
***
Bozkurt işareti hakkında çok daha uzun bilgiler bulunmakta.
Burada uzun uzun vaktinizi almadan ortaya konulan bir gerçek var.
Bugün ülkemizde el işaretleriyle yapılan semboller arasında bize ait olan tek sembol Bozkurt sembolüdür. Türkler tarih boyunca bu işareti em zafer anlamında em de kendilerini tanıtma anlamında kullanmışlardır.
Bozkurt işareti merhum Alparslan Türkeş tarafından kurmuş olduğu Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkü Ocakları'nın sembolü olarak ilan edilmiş ve bugüne kadar da Türk Milliyetçileri tarafından Türklüğün sembolü olarak kullanılmıştır.
***
Bugün hem zafer işaretini benimseyenler hem de rabia işaretini benimseyenler Bozkurt işareti yapanları kınıyor, hatta faşist olmakla suçluyorlar.
Bu suçlamayı yapanlara sormak lazım; bir milletin kendine ait tarihi bir sembolü kullanması faşistlik oluyorsa kendisine ait olmayan hatta kendi mensup olduğu millete düşman olanların sembollerini kullanmak ne oluyor!?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder