Abdullah Gegiç...
Hayatım boyunca tanımış olmaktan en çok mutluluk duyduğum muhteşem insan...
Onunla uzun uzun sohbet edebilmiş olmak,
Onun Eskişehirspor sevdasına bizzat şahit olmak,
Allah'ın bana vermiş olduğu en büyük lütuflardan birisidir.
Efsane hocamız vefat etmeden bir kaç sene evvel kendisiyle uzunca bir tren seyahati gerçekleştirdik, Eskişehir'de bir kaç gün birlikte vakit geçirdik.
Böylesine güzel yürekli insanları tanıma imkanı verdiği için ulu Tanrımız Allah-ü Teala'ya ne kadar şükretsek azdır...
***
Abdullah Gegiç, Türkiye'nin kazanmış olduğu en büyük futbol bilim insanıdır.
Kendisiyle Cumhuriyet Ekspresi'nde yaptığımız sohbette ''Ben teknik direktör ya da antrenör değilim! Ben futbol bilim insanıyım'' demişti.
Ne kadar güzel bir tanımlama.
Düşündüm...
Yıllar önce Abdullah Gegiç, İstanbul takımlarının tekliflerini bir kenara iterek Eskişehirspor'a gelmiş ve İstanbul basınında adeta şok etkisi yaratmıştı.
Türk futbolunu yıllardır üç İstanbul takımından ibaret gören İstanbul basını bu durum karşısında şaşkınlığını gizleyememiş ve tam bir şok haleti ruhiyesi içinde Abdullah Gegiç'e sormuşlardı:
- Sayın Gegiç, İstanbul takımları size çok daha iyi imkanlar sağlıyordu. İstanbul takımlarında şampiyonluk yakalama ve daha çok para kazanma ihtimaliniz varken neden Eskişehirspor'u tercih ettiniz?
Abdullah Gegiç'in cevabı tarihe geçecek niteliktedir:
- Futbol bilim işidir. Futbol bir matematik oyunudur. Ve Eskişehirspor'un oyuncularının yarısından fazlası üniversite öğrencisidir. Ben futbolu burada gerçek anlamda oynatabilir ve geliştirebilirim!!!
Evet, işte Abdullah Gegiç'in yıllar önce Eskişehirspor'u tercih ettiğinde sarfettiği bu sözler ve bana tren seyahatimizde söylediği 'Ben futbol bilim insanıyım' sözü...
***
Abdullah Gegiç, Eskişehir'e gelirken sadece mesleğini düşünüyordu.
Futbolu daha ileri boyutlara taşımak, yeni oyun sistemleri geliştirmek ve Eskişehirspor'u şampiyon yaparak kendisini ispat etmek...
Eskişehir'e gelirken büyük bir aşkın pençesine düşeceği aklının ucundan bile geçmiyordu.
Eskişehir'in bir sevda kenti olduğunu ve Eskişehirspor'un bir sevda takımı olduğunu o da bilmiyordu.
Eskişehir'de ve Eskişehirspor'da zaman geçirdikçe o da bizler gibi bu sevdanın pençesine düştü.
Eskişehir'e ve ANADOLU YILDIZI Eskişehirspor'a öylesine sevdalandı ki, bu zaman dilimi içinde dünyaya gelen bir evladına ANADOL adını verdi.
''Futbol Bilim İnsanı'' ünvanının yanında artık ''ESKİŞEHİRSPOR SEVDALISI'' ünvanı da vardı adının yanında...
Ve artık Abdullah Gegiç'in adı Eskişehirspor ile bütünleşmiş, o da bir Eskişehirspor sevdalısı olmuştu.
***
Genç nesil onu tanımaz...
Belki sıradan bir teknik direktör olarak adını duymuş olabilirler...
Eskişehirspor tarihini inceleyenler onun önemini bir nebze de olsa kavramış olabilirler...
O günleri yaşayan yaşıtlarımız ve büyüklerimiz ise onu daha bir başka severler...
Ancak öyle bir gerçek var ki; bu gerçeği bilen her Eskişehişspor sevdalısının onu andıkça gönlünün titrememesi, gözlerinin dolmaması mümkün değil...
Abdullah Gegiç'in 3 evladı var.
Kendisine sorulduğu vakit ise 4 evladım var der...
İsimlerini sayar...
Dördüncü evladı ESKİŞEHİRSPOR'dur!!!
Ve bu ESES sevdalısı, koca yürekli adam vasiyet eder:
- Mezar taşıma evlatlarımın adı yazılsın!
Ve bu büyük insan vefat ettiğinde mezar taşına evlatlarının adı yazılır:
PODIZU
BRISEL
ANADOL
ESKİŞEHİRSPOR...
***
Eskişehirspor'u evladı kadar seven,
yeryüzünde Eskişehirspor'un adını mezar taşına yazdıran tek adam,
Bu kalpler seni unutmayacak!
Mekanın cennet olsun ABDULLAH GEGİÇ....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder