22 Eylül 2012 Cumartesi

Afyonkarahisar ve Bingöl'ün üzerine örtülen örtü: BALYOZ

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) döneminde en güzel uygulanan sistem "Örtü Sistemi" oldu. Ülkede yaşanan her türlü olumsuzluğun üzerini örtmek için kıyıda köşede bekletilen bir örtümüz mutlaka var. Eskiden devletin örtülü bir tek kavramı vardı. Arada bir duyardık. "Örtülü Ödenek" diye bir şey varmış. Babaşbakanın emrine verilirmiş ve buradan başbakan kimseye hesap verme gereği duymadan devlet işleri için istediği harcamayı yaparmış. Bugün AKP ile birlikte "Örtülü Siyaset" kavramı da beyinlerimizdeki yerini almış durumda.
***
Bundan önceki örnekleri defalarca yazdık, anlattık.
Anlayan anladı anlamayan zaten anlamak istemediği için anlamadı...
Görmek istemeyen göz kadar kör bir göz olamaz...
Görme engelli vatandaşımız, gözleriyle görmese de başka uzuvları ile hissedebiliyor.
Elleriyle, ayaklarıyla...
Görmeye çalışıyor ve görebiliyor...
Gözleri her daim karanlıkta kalsa da o bazı gerçekleri bilebiliyor...
Fakat görmek istemeyen körler gözleri açık olduğu halde bile göremeyebiliyorlar...
Biz ne kadar yazarsak yazalım,
Ne kadar anlatırsak anlatalım,
Anlamak istemiyorsa vatandaş anlamıyor...
***
Son olarak Afyonkarahisar'da büyük bir facia yaşadık.
Aynı facia 1 yıl kadar önce Kıbrıs Rum Kesiminde yaşandı. Rum Kesimi'nde meydana gelen olayın nedeni belli. Aşırı sıcaklardan dolayı yaşanan bir patlama. Olayda 12 Rum askeri ölüyor. Bu olayın sorumluluğunu taşıyan Genelkurmay başkanı ve bakanlar istifa ediyorlar. 
Afyonkarahisar'da yaşanan felaketin henüz sebebi belli değil...
İstifa eden de yok...
Sorumlusu belli değil...
Vatandaş umursamıyor...
Gazeteciler, aydınlar (!) suskun...
Uludere'de yanlışlıkla vurulan kaçakçılara tazminat ödeyen hükümet, olayın Allah'ın takdiri olduğunu söylemekle yetiniyor. Üstelik bu tür olaylar dünyanın her yerinde olabilecek olaylar olarak görüyor ve boş veriyor...
***
Sonra Bingöl'de bir şeyler olmaya başlıyor...
Terör örgütü eylemleri Bingöl'de sürdürüyor...
Onlarca şehidimiz var...
25 saat uykusuz görev yapan polislerimiz, yine uyumadan bir başka görev yerine bırakın zırhlı aracı neredeyse hurdaya çıkmış araçlarla nakledilirlerken hainler saldırıyor... 
İzin dönüşü birliklerine katılmaz üzere sivil olarak memleketlerinden gelen Mehmetçiklerimiz toplama merkezinde mülteci gibi balık istifi bekletiliyor...
Bir sandalye bulup oturabilen oracıkta uyuyabiliyorsa uyuyor...
Sonra savunmasız bir şekilde, silahsız olarak otobüslere doldurulup görev yerlerine götürülüyorlar...
Ve sonuç aynı...
Pusuda bekleyen hainler saldırıyorlar...
Onlarca asker ve polisimiz şehit oluyor iki olayda...
***
Sadece bu iki olay, medeni bir ülkede yaşansa hükümetin istifa etmesi için yeterli olurdu...
O makamlarda oturan insanlar, böylesine büyük sorumsuzlukların yaşandığı bu iki olayın vicdan azabıyla istifalarını basarlardı...
Ama bizde öyle olmuyor...
Henüz bu üç olayın sebepleri, sorumluları bile tespit edilemedi...
Bingöl'de askeri konvoya yapılan saldırıda şehitlerimizin kimlikleri bile açıklanmadan defin işlemleri apar topar yapıldı. 
Gözlerimiz sürekli televizyon ekranlarında idi...
Uludere'de yanlışlıkla öldürülen kaçakçıların haklarını aramak için feryadı figan eden demokrasi şövalyelerini aradık. Ortalığı birbirine katan Nagehan Alçı Mehmetçikler için de bağırır çağırır dedik, bekledik ama nafile...
Hırant Dink öldürüldüğünde "Hepimiz Ermeniyiz" diye meydanları dolduran onbinlerce demokrat aydını aradık meydanlarda ama nafile...
***
Hiç kimsenin kılı bile kıpırdamadı...
Hırant Dink'in cenazesinde slogan atanlar "demokrasi şövalyesi" oldu...
Şehit cenazesinde slogan atanlar, "halkı kin ve nefrete teşvik eden" terörist oldular...
Halk sindirilmiş, susturulmuş vaziyette...
Hiç kimse bu olayların failleri ve sorumluları hakkında konuşmuyor...
***
Bu olayların hemen ardından "minik" bir benzin indirimi geldi...
AKP yandaşları bunu bir bayram sevinci gibi her yerde konuşmaya başladı...
Ertesi gün "minik" bir indirim daha...
"Bakın gördünüz mü benzinde indirim oldu. Ekonomi çok iyi gidiyor" safsataları köşe bucak her yerde anlatılmaya başlandı...
Ve asıl bomba dün patladı...
Balyoz davası kararları açıklandı...
Devasa bir örtü Balyoz davası kararlarının açıklanması....
Afyonkarahisar'dan Bingöl'e kadar uzanan büyüklükte bir örtü...
Her şeyin üstü örtüldü bir anda...
Şimdi bütün demokrasi şövalyeleri ekranlarda boy gösterecekler...
Sütunlarında AKP'nin ne kadar demokrat olduğundan dem vuracaklar...
"Yaşasın demokrasi"
***
Evet demokrasi yaşasın, üç beş tane Mehmet ölsün!..
Kıyamet mi kopar yani!..
Afyonkarahisar'da ne olduysa oldu size ne!?
Bingöl'de ne olduysa oldu size ne!?
Siz bulgurunuza makarnanıza bakın...
Benzinde de 10 kuruş indirim yapıldı, Allah'tan belanızı mı istiyorsunuz!?
Darbe yapma teşebbüsünde bulunanları da hapse attık, daha ne istiyorsunuz!?
***
"Ya Allah, Bismillah!" "Durmak yok yola devam!"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder