28 Ağustos 2012 Salı

Nefer, sadece Eskişehirspor'un bir neferidir...

Değerli dostlarım; öncelikle bloğu açtığımız günden bu yana 15 bin kere okunmuş olmaktan duyduğum mutluluğu sizlerle paylaşmak, sizlere göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı teşekkür etmek isterim. Ayrıca bu blog sayfamı açmamda bana göstermiş olduğu desteklerinden dolayı sevgili kardeşim Hüseyin Güven'e de sizlerin huzurunda teşekkür ediyorum.
***
Son iki yazımızdan dolayı olumlu-olumsuz pek çok tepki aldık. Özel mesajlar yoluyla yollanan bazı mesajlarda saygı ve etik kurallar yerle bir edilirken, bazıları tehdit ediyor, büyük bir çoğunluk ise, etik kurallar çerçevesinde eleştirilerini iletiyorlar. Olumlu görüş beyan eden arkadaşlarımıza da övgülerinden dolayı teşekkür ediyorum.
***
Tehdit ve hakaretlere değinmek isterim öncelikle. Selahattin Erdoğan ölümlü bir varlık olarak Allah'ın emrettiği ölüme her zaman hazırlıklıdır. Kolunun, bacağının, parmaklarının kırılması da onu yolundan asla döndüremez. Zamanında telefonla tehdit edenlere adresimizi verdik "buyrun gelin kırın parmaklarımızı" dedik. Halen gelecek olan babayiğitleri bekliyoruz aynı adreste. Bu gelen tehdit mesajlarına da cevap olarak sadece adresimizi verdik. Maçası sıkan buyurur gelir. Klavye delikanlılarına pabuç bırakacak sünepe lavuklardan değiliz çok şükür. Ellerinde bıçaklarla yolumuzu kesenlere de bir çift sözümüz yetti çok şükür. Onların bıçağı bizim sözümüz kadar keskin olamadı hiçbir zaman. Onların bıçağı bizim baldırımızı keser, bizim sözümüz onların ciğerini söker elhamdülillah...
***
Olumsuz yönde eleştirilerini yönelten arkadaşlara da sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Bu yazımın içinde onlarda büyük ölçüde aradıkları cevapları bulacaklardır umarım.
***
Değerli Eskişehirspor sevdalıları;
Yıllardır beni tanıyan tanır, bilen bilir. Bugüne kadar hayatımın hiçbir anında insanları siyasi görüşlerine, yaşam biçimlerine, cinsiyetlerine, ırklarına, mezheplerine, inançlarına göre sınıflandırmamışımdır. Önceliğim her zaman "İnsan Olabilme" çerçevesi dahilinde olmuştur. Zaman gelmiş bir Ermeni arkadaşım için 30 kişiye karşı tek başıma dövüşmeyi göze almışımdır. Zaman gelmiş en iyi dostlarımdan birisi aşırı sol görüşlü bir dostum olmuştur. Zaman gelmiş bir Alevi'yi kardeşimden öte sevmişimdir. Zaman gelmiş bir sünni en yakın sırdaşım olmuştur. İnsanların siyasi görüşleri inançları beni ilgilendirmez. Ahlaki yapısı, insancıl oluşu yeterlidir. Nefer ile ilgili olarak yazdığım yazıdan dolayı solculara karşı düşmanlığım olduğu şeklinde gelen eleştiriler tamamen yersizdir. Beni yakından tanıyan kardeşlerim, arkadaşlarım bu eleştirinin ne kadar yersiz olduğunu bilirler. Yazımda vurgulamak istediğim nokta Nefer'e yapılan eleştirilerin büyük çoğunluğunun siyasi olmasıdır. Nefer'in başındaki lideri ve mensuplarının büyük çoğunluğu Ülkücü düşünceye sahip oldukları için ağır eleştirilere maruz kalıyorlar. Bu artık çok açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Eleştirdiğim nokta budur. Yoksa yüreğinde zerre Eskişehirspor sevgisi taşıyan her gönüldaşım benim için aynı mesafededir.
***
Olumsuz eleştirilerin büyük çoğunluğu da Nefer'e yönelik haklı eleştirilerdir. Bazı arkadaşlar özellikle forum sayfalarında yöneltilen eleştirilere verilen cevapların tehdit noktasına kadar geldiğini vurgulamışlardır. Bazıları kendilerine gönderilen özel mesajları bana yollamışlar. Durum her ne olursa olsun bu tür davranışlar Nefer'e hiçbir şey kazandırmaz. Nefer kendisini savunabilecek kadar güçlü bir beyin takımına sahiptir. Tehdit mesajları en başta bu beyin takımına yapılmış bir hakarettir bence. Durumun sevindirici yanı ise, bu mesajların sadece mesaj olarak kalmış olmasıdır. Zaten ben bundan ötesinin olacağına ihtimal vermem hiçbir zaman.
***
Özellikle ETB-Halil Ünal görüşmesinden sonra forumda ortaya çıkan tartışmaları yakından takip ettim. Bazı fırsat düşkünleri, pusuda bekliyorlardı ve o an harekete geçtiler Nefer'e ağza alınmayacak hakaretler ettiler. Küfürler, ispatı mümkün olmayan iftiralar ile yoğun bir karalama kampanyası başlatıldı. Bu kampanya arasında bazı samimi ve iyi niyetli eleştiriler de gelmiştir. Israrlı ve ikna olmaz bir şekilde devam eden bu eleştiriler o ortamda sinirleri germiş ve istenmeyen durumlar ortaya çıkmıştır. Gönderilen mesajları tasvip etmek mümkün değil, ancak o ortamda bazı eleştirilerde tartışma noktasına varacak kadar ısrarlı olmamak gerekliydi belki. Bu tür durumlarda bir tarafın sağduyulu davranması gereklidir. Nefer'in kendisine karşı yoğun bir şekilde yürütülen linç kampanyası ortamında sağduyulu olması beklenemez. Birey olarak bizim sağduyulu davranmamız çok daha uygun olurdu. 
***
Akıllı insanlar hangi lafı nerede ve ne zaman söyleyeceğini bilen insanlardır. Sözümüzü bu çerçeve içinde söylediğimiz vakit çok daha etkili olacaktır. Nefer'in liderlerinde Mesut Arıbakan ve Murat Diri yapıcı eleştirilere her zaman açıktırlar. Fakat onlardan mükemmellik beklentisine girmek de ne kadar doğrudur düşünmek lazım. Sadece Murat Diri, Mesut Arıbakan ya da bir başka tribün liderinden değil, insanların genelinden mükemmel olmalarını beklemek Tanrı'nın koyduğu doğa kanunlarına aykırıdır. Mükemmellik sadece peygamberlere mahsustur, onlar da Allah tarafından korunmuşlardır. Elbette onların her zaman hataları olacaktır. Bizler de bıkmadan usanmadan, bir dost, bir arkadaş, bir ağabey, bir baba edasıyla onlara bu hatalarını göstermeye çalışacağız.
***
Murat Diri, Mesut Arıbakan'dan sonra devraldığı liderlik görevini elinden geldiği kadar layıkıyla yapmaya çalışmaktadır. Bana göre şu ana kadar da en iyi şekilde yapmaktadır. Ben sürekli olarak kendisine bazı hatalarından dolayı uyarılar yaparım. Bazı uyarılarımı dikkate alır, bazılarını tınlamaz bile. Bu da beni hiçbir zaman üzmez. Çünkü sonuçta Murat Diri de bir insandır. Onun da doğruları vardır. Onun da bir beyni vardır. Ben kendime göre doğruları söylerim, o da kendi doğruları ile mukayese eder ve kararını verir. Kararı ne olursa olsun Murat Diri benim için her zaman aynı Murat Diri'dir. Benim söylediğim bir şeyi uygulamadı diye ben silip atamam onu. Çünkü bu camianın ona ihtiyacı vardır. Sayıları binlerle ifade edilen bir gurupta "LİDERLİK" yapabiliyorsa benim ona bu vasfından dolayı saygı duymam gerekir. Onu eleştirirken öncelikle bu özelliğini göz önünde bulundurmak lazımdır. Acaba onu eleştiren bizler onun yaptığı liderliği ne ölçüde yapabiliriz. 
***
Bir kardeşim mesajında bana "Murat Diri ve Nefer'in avukatlığına soyunmuşsunuz" demiş. Elbette soyunurum. Bundan da gurur duyarım. Sadece Murat Diri ve Nefer değil, yüreğinde ESES sevgisini yaşatan ve haksızlığa uğrayan her gönüldaşımın avukatlığına soyunurum ve bundan da gurur duyarım. 
***
Bir başka kardeşim de "Sürekli olarak Nefer'i savunuyorsunuz, arada bir Nefer'in de hataları olabilir diyorsunuz ama hiç bu hatalarını yazmıyorsunuz" anlamında bir mesaj yollamış. Bu kardeşimin haklı olduğunu düşünüyorum. Ben genel olarak bu tür hataları Murat Diri'nin kendisine iletiyorum. Fakat buradan yazmamdan dolayı mutlu olacaklar için Nefer'e yönelik bazı eleştirilerimi sizlerle paylaşmak isterim.
***
Son zamanlarda tribünde bir zayıflama olduğunu düşünüyorum. Tezahürat ve gösterilerde daha etkili olunmalı. Özellikle şu sexli tezahürata bir ara bende bayağı takılmıştım. Nedir bu arkadaş yahu. Biz Eskişehirsporluyuz tezahüratlarımız bile önemlidir bize yakışmayacak şeyler bunlar!
***
Özellikle forum sayfalarında ve diğer sanal ortamlarda yazan arkadaşlarımızın üslupları bana çok ters geliyor. Tek cümlelik sloganvari küfürlü yazılar hem Eskişehispor, hem de Nefer kültürüne ters düşer. Özellikle karşılıklı tartışmaların yaşandığı ortamlarda kullanılan cümlelere çok dikkat edilmeli. Küfür acizlerin en büyük silahıdır. Hiçbir Nefer mensubu kendisini aciz hissederek küfüre başvurmamalıdır. Üslubumuz bize saldıranlarla aynı olursa bizim onlardan ne farkımız kalır. 
***
Belki zor bir durum ama özellikle maçlarda Nefer'e karşı yapılan haksız ve maksatlı tezahüratlara karşı aynı şekilde cevap verilmesi de doğru değil bence. Bazı şeyleri Yüksek Eskişehirsporluluk Bilinci çerçevesinde göğüslemek zorundayız. Özellikle de maçlarımızın naklen yayınlandığı bir dönemde birbirimize küfür eden bir taraftar profili olarak futbolseverlerin karşısına çıkmamak gerekli. Sevda bazen susmayı gerektirir. 
***
Son olarak Nefer'deki kardeşlerimden, gönüldaşlarımdan rica ediyorum. Lütfen yazdığımız yazılarda ahlak kurallarını ön palnda tutalım. Eskişehirsporlu'ya yakışır bir üslupla her türlü eleştiriye cevap verelim. Art niyetli olanlar zaten bellidir. Onlarla uğraşırken samimi ESES sevdalılarını da kırmayalım... Unutmayalım, NEFER sadece Eskişehirspor'un neferidir....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder