Türk Futbol tarihinin en önemli unsurlarından biri olan Eskişehirspor makus talihini bir türlü yenemiyor. 1975'li yıllardan sonra başlayan bu makus talih dönemi ne yazık ki, şu ana kadar bir türlü giderilemedi. Futbolun emperyalist güçleri olan üç İstanbul takımının karşısına çok kısa zamanda bir devrim abidesi olarak dikilen Siyah-Kırmızılı camia içine düştüğü kısır döngüden bir türlü çıkamıyor. Her zaman söylediğim gibi bu kısır döngüden çıkışın tek adresi de ESES sevdalılarıdır.
***
Başkanımız Halil Ünal göreve geldiği günden bu yana Eskişehirspor'u bir araç olarak görmekten vazgeçemedi. Maddi - manevi emellerine ulaşmak için yıllardır kullandığı Eskişehirspor'u halen aynı amaç doğrultusunda kullanmaya devam ediyor. Siyasi alanda bir türlü kazanamadığı başarının ezikliğini Eskişehirspor camiasında gidermeye çalışan Halil Ünal, "Eskişehirspor Başkanı" ünvanının getirdiği avantajlarla da ticari alandaki başarısızlıklarını ters yüz etmiş ve belki de kendisini iflastan kurtarmıştır. Başkan Halil Ünal şu ana kadar vermiş olduğu sözlerin %90'lık kesimini yerine getirmemiştir. Tipik bir Türk Siyasetçisi edasıyla yaptığı konuşmalar günü kurtarmaya yönelik konuşmalar olmaktan öteye gidememiştir. Takım üzerinde otorite kuramamış, yaptığı transferler sürekli tartışılır hale gelmiştir.
***
Eskişehirspor'da son günlerde yaşananlar tamamen bir yönetim zaafiyetidir. Yönetim getirdiği hoca ile ters düşmüş durumda. Hoca'nın istekleri ağır gelmiş ve hocanın istifa etmesi için ellerinden geleni yapıyorlar. Hoca'yı kendileri göndermeye kalkarlarsa yüklü bir tazminat ödeyecekler. Bu tazminatı ödememek için Ersun Yanal'ın "İstenmediğim yerde durmam" diyerek çekip gitmesini bekliyorlar.
***
Ersun Yanal da Eskişehirspor'da kalmak istemiyor. Antrenmanlarda bile asık suratlı bir hocamız var. Futbolcularla didişen zaman zaman küfürleşen bir teknik direktörümüz var şu an. Elbette o da parasını kurtarabilmek için kendisini kovdurmaya uğraşıyor. Bunun için de hem oynanan maçlarda hem de hazırlık sürecinde elinden geleni yaptı. Ama Halil Ünal uyanık adam. "Hayvan terli, yemezler!" diyor ve kovmuyor Ersun Yanal'ı.
***
Futbolbolcular da istemiyor Ersun Yanal'ı. Belki de "Bir kaç maç yenilirsek istifa eder gider, sonra biz bi şekilde takımı toparlar taraftarın gözünde yine kahraman oluruz" diye düşünerek maçlarda galibiyeti getirecek bir oyun sergilemiyorlar. Aslında bu arada en rahat olan da futbolcular. Çünkü taraftar ve medya Halil Ünal ve Ersun Yanal arasında kalmış durumda. Bir kısmı hocayı, bir kısmı da başkanı istifaya davet ediyor. Futbolcuların tepinmelerinden rahatsız olan yok şimdilik. Transfer döneminde adları sıkça geçecek kadar başarılı oyuncular olan Alper, Diego, Veysel, Erkan Zengin, Dede gibi yıldız futbolcularımız adeta sahada yoklar. Bir Hürriyet var canını dişine takıp formanın gururu için çalışan çabalayan. Onun bu çabası da bize Don Kişot'u anımsatıyor.
***
Yönetim, teknik heyet ve futbolculardan oluşan filler gurubu birbirlerini alt etmek için tepinip dururlarken elbette olan "çim vazifesi" gören biz ESES sevdalılarına oluyor. Bizler ne yazık ki, Eskişehirspor'u sevdiğimiz kadar sahip çıkmasını öğrenemediğimiz sürece üzerimizde bu filler tepinecek ve biz de ezilmeye devam edeceğiz. Belki fillerin isimleri değişecek ama ezilen çimler hiç değişmeyecek.
***
Bu arada bir sözüm de Zafer Tüzün hazretlerine. A takım ve altyapı antrenman sahalarında arasında altındaki lüks Mercedes ile cirit atacağına yıllarca ekmeğini yediğin ve halen de haksız olarak yemeye devam ettiğin Eskişehirspor'un menfaatlerini düşün de iki saha arasında kıçını kaldırıp yürümeyi dene. Bizim paralarımızla kiralanarak senin kıçının altına tahsis edilen o araba su içmiyor. Saman yemiyor. Tüyü bitmemiş yetimin hakkıyla alınan benzini yakıyor o araba. Daha düne kadar dondurma külahı işinde iflasın eşiğindeydin şimdi iki antrenman sahasında bile Mercedesinden inmiyorsun. İnsan da azıcık utanma olur be adam!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder