30 Ağustos 2012 Perşembe

Camide içki festivali, İsrail ve AKP...

Efendim malumunuzdur ki, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) genel politikasının büyük bir bölümünü dindarlık, İsrail ve ABD karşıtlığı üzerine kurmaktadır. Tabii bu kurgu halka şirin görünmek için yoksa Şu ana kadar AKP'nin İsrail ve ABD karşıtı hiçbir icraatını göremedik. Başta BOP olmak üzere bu iki emperyalist gücün tüm isteklerini tek tek yerine getiren AKP bir kez olsun bunların isteklerine direnemedi.
***
İsrail ile ilişkilerimizdeki gelişmeler çok ilginç.
Davos toplantısında meydana gelen "One Minute" vakası AKP'ye oy veren tüm dindar kesimi heyecanlandırmıştı. İlk kez bir TC Başbakanı İsrail'e "gider" yapıyor, "posta" koyuyordu. Tüm dünyanın izlediği görüntüler halen hepimizin gözlerinin önünde canlandırabileceğimiz kadar taze. 
***
Sadece AKP'ye oy veren dindar kesim mi!?
Elbette hayır, hemen hemen herkes heyecanlandı. Gururlandık. Havaya girdik resmen.
Hatta bir çoğumuz "Ulen bu Tayyip olduğu müddetçe biz çok yakında İsrail'i tükürüğümüzle boğar, insanlığın başındaki bu belayı yok ederiz" şeklinde düşüncelere kapıldık. Resmen gaza geldik. O gazla belki Gazze'de bir nargile bile içip gelebilirdik.
***
Sonra ne oldu!?
Bazı kaynaklara göre Başbakanımız 5 dk sonra İsrail'den özür dilemiş. "Acayip gaza geldim kusura bakmayın" demiş. Biz bu tür dedikodulara inanmadık. İsrail'e karşı yapılan bu "gider"in peşinden gittik. Van Minut markaları yarattık, hem de tescillisinden. Aylarca bu mevzuyu konuştuk. 
Peki sonuçte neler oldu!? Olan AKP'ye oldu. Oylarını arttırdı. Halkımız Van Minut'un peşine takıldı ve AKP'ye daha çok oy verdi. Başka da bir şey olmadı. İsrail ile ilişkilerimiz aynı şekilde devam etti. 
***
Bir ara Mavi Marmara gemisi ortaya çıktı. Karar vermiştik. Gazze'ye insani yardım götürecek ve İsrail tarafından uygulanan ambargoya son verecektik. Fatih'in karadan yürüttüğü gemiler kadar olmasa da tam bir fetih gemisi edasıyla yola çıktı Mavi Marmara. Gazze'ye yaklaşırken İsrail devleti kendisine göre meşru saydığı savunmaya geçti. Helikopterlerle, çıkarma botlarıyla taarruza geçti. "Gelmeyin ateş eder öldürürüz" dediler. Biz oralı bile olmadık. Silahsız sivil insanlarla dolu Mavi Marmara gemisini bir savaş gemisi edasıyla yoluna devam ettirdik. İsrail dediğini yaptı. Ateş açtı ve masum insanlarımızı öldürdü. Silahsız insanları öldürmek İsrail için utanç kaynağı olacak bir vahşet değil. Bebekleri bile öldürmekten kaçınmayan bir İsrail'in o sivilleri de öldüreceğini bilmek için müneccim dolması yemiş olmaya gerek yoktu. Aynı olay İran gemisinin de başına gelmiş ve gelen ikazlar sonucunda İran Devleti geminin geri çekilmesini sağlayarak vatandaşlarını İsrail köpeklerine kurban olmaktan kurtarmıştı. Bizim devletimiz ise, bunu bile yapamayarak 9 vatandaşımızın ölmesine adeta göz yummuştu.
***
Sonra neler oldu!?
Kıyametler koptu efendim...
Başbakanımız ve Dışişleri bakanımız öylesine demeçler verdiler ki, vatandaş; "Tamam bu sefer bu İsrail'in işini bitiririz. Haritadan sileriz alimallah" demeye başlamıştı bile. Resmen Savaş nedeni sayılabilecek bir katliama maruz kalmıştık. Tabii ki yine hiçbir şey olmadı. Bir süre İsrail özür dileyecek diye tutturduk ama hepsi o  kadar. Tutturduğumuzla kaldık. İsrail özür dilemeyeceğini söyledi. Dahası aynı olayın tekrarlanması durumunda aynı şeylerin yaşanacağını da söyledi İsrail...
***
Yukarda İsrail ile ilişkilerimizde hiçbir soğuma olmadı. Tam hız devam ettik ilişkilerimize. Hatta belki de daha da güçlendirdik bağlarımızı. Fakat aşağılarda yani halk nazarında İsrail ile Türkiye'nin arası "acayip açık"tı. Vatandaş 9 vatandaşımızın ölüme gönderilmesini sorgulamak yerine bu tiyatronun başrol oyuncusu AKP'yi daha çok sevdi ve daha çok oy verdi.
***
İsrail ile ilişkilerimizde önemli bir gelişme daha oldu. Biliyorsunuz şu an dünyada İsrail'in en büyük düşmanı İran. İran İslam Cumhuriyeti tüm savaş politikalarını ABD ve İsrail üzerine kuruyor ve buna göre hazırlıklar yapıyor. Gelişmiş füzeler yaparak bu füzelerin hedefini İsrail'e çeviriyor. İsrail de buna karşılık verebilmek için uzun zamandır Türkiye topraklarına bir füze kalkanı rampası yerleştirmek için uğraşıyor. Fakat halkın tepkisinden korulduğu için hiçbir iktidar buna müsaade etmedi. İsrail'e tüm dünyanın gözü önünde en az İran kadar "gider" yapabilen AKP döneminde bu füze kalkanı rampasını Türkiye topraklarına yerleştirmeleri imkansız diye düşünürken bir de duyduk ki, Rampalar Malatya'ya yerleştirilmiş bile. Ama onlar İsrail rampası değilmiş NATO rampası imiş(!)...
***
5 Eylül'de İsrail yeni bir bomba patlatıyor. Bi'r es-Seba Camii'inde bir içki festivali düzenleyecekler. Bu cami bir Osmanlı eseri. 5 Eylül 2012 tarihinde bu Osmanlı yadigarı camide 30 İsrail'li şarap üretim firmasının şaraplarının tanıtımları yapılacak. Aslına bakarsanız İsrail de bir Osmanlı eseri. İsrail devletinin nasıl kurulduğunu, bu devleti kuranların bu topraklara nasıl getirildiğini çok iyi biliyoruz. Belki de dünyayı dize getiren Osmanlı'nın tarih boyunca yaptığı en büyük hatalardan birinin sonucudur İsrail devleti.
***
Araplar camide yapılacak içki festivali için bir kınama yayınlamışlar. Aman Allah razı olsun(!) şu Araplardan. İyi ki kınadılar, kınamasalar n'apardık acaba! Bakalım AKP Hükümeti ne yapacak? İsrail'i İran'a karşı füze rampaları sayesinde koruma altına alan AKP İsrail'in bu yavşaklığı karşısında nasıl bir yol izleyecek. Yine "Van Minut" masalı mı dinleyeceğiz, yoksa onurlu bir tavır mı sergileyeceğiz!?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder