4 Ağustos 2012 Cumartesi

Yeni bir "Sevilla Zaferi" için Çıktık Yola!

Eskişehirspor'un adını Türk futbol tarihine altın harflerle yazdıran, Eskişehirspor sevdasını Eskşehirli olmayan binlerce insanımızın yüreğine nakşeden devrim niteliğindeki zaferlerinden birisi de 16 Eylül 1970 tarihindeki Sevilla Zaferi'dir. Kurulmasının üzerinden henüz 5 yıl gibi kısa bir süre geçmesine rağmen Eskişehirspor, Türkiye'nin en iyi takımlarından biri haline gelmiş, bu da yetmemiş bu tarihi maç ile adını tüm dünya futbolseverlerine öğretmişti. 
***
O zafer nasıl kazanılmıştı?
Şüphesiz ki, bu maçın kazanılmasındaki en büyük etken maç öncesinde zirve noktasına ulaşan moral motivasyondur. Maç öncesinde taraftarların sahada sergilediği temsili boğa güreşi sonucunda matadoru temsil eden ESES boğayı hak ile yeksan eder ve takım arkadaşlarıyla birlikte bu gösteriyi izleyen Kaptan Fethi Heper arkadaşlarına döner ve şunları söyler. "Arkadaşlar gördünüz matador boğayı yere serdi, şimdi sıra bizde, bizde İspanya boğasını aynen böyle Atatürk Stadı'nın çimlerine yıkacağız" Kaptan Fethi'nin bu sözleri futbolcularımızın moralini en üst seviyeye çıkartır. Arkasından Türkiye'nin ilk ve en büyük amigosu Orhan Erpek (Amigo Orhan) sahneye çıkar ve Atatürk Stadı'nda adeta balık istifi halinde maçı izlemeye hazırlanan taraftarlarımızı coşturmaya başlar.
***
Maçın seyri radyoları başında maçı dinleyen ve stadda maçı izleyen milyonlarca insanı umutsuzluğa iter. Maçta misafir ekip Sevilla 1-0 öndedir ve son 15 dakikaya girilmiştir. Tam bu sırada Kaptan Fethi Heper yedek kulübesine yaklaşarak, Merhum Abdullah Gegiç'e "Hocam maç bitti artık, beni çıkar istersen lig maçlarına hazır olalım bari" der. Gegiç kararlıdır: "Olmaz Fethiciğim, oyununa bak, maç bitsin ondan sonra düşünelim ligi" Ve Fethi Heper yeniden görev bölgesine gider.
***
Arka arkaya gelen üç gol hem bu gollerin kahramanı Fethi Kaptan'ın hem de Eskişehirspor'un isimlerini dünya futbol tarihine altın harflerle yazdırmıştır. O maçta bir kez daha görüyorduk ki, durum ne olursa olsun hakem son düdüğü çalmadan maç bitmiyordu. Ve inanmış bir kadro durum ne olursa olsun böylesine büyük bir zaferi kazanabiliyordu.
***
Şimdi önümüzde bir Marsilya maçı var. Atatürk Stadı'nda oynadığımız ilk maç 1-1 berabere bitmiş. Yani durum Sevilla maçındaki kadar iç karartıcı değil. Önümüz daha açık, umutlarımız daha güçlü. İyi bir hazırlık devresi ve en üst seviyede tutulacak bir moral motivasyon ile biz Fransa'dan tarihi bir zafer ile döneriz. Bütün Türkiye'yi yeniden sokaklara dökebiliriz. Bu noktada hem yönetime hem de teknik heyete önemli görevler düşmektedir. Özellikle moral motivasyonun en üst seviyeye çıkartılması için Sevilla Zaferi'nin mimarları mutlak surette kampta futbolcularımız ile buluşturulmalı, bir sohbet ortamı oluşturulmalı. Başta Amigo Orhan olmak üzere o büyük zaferi kazananlar hem hazırlık sürecinde takımın yanında olmalı hem de Marsilya kafilesinde bulunmalıdırlar. Ersun Yanal hocaya güvenimiz tamdır. Futbolcularımıza güvenimiz tamdır. Eminim ki, Sevilla zaferinin mimarları ile yapacakları sohbetler onlarında kendilerine güvenlerini en üst seviyeye çıkartacak ve Marsilya Zaferi'nin mimarları olarak hem tarihe geçecekler hem de yüreklerimizdeki tahtlarına onlarda oturacaklardır.
***
Futbolcularımız şunu unutmasınlar ki, sadece Eskişehirspor sevdalıları değil, o gün başta kardeş Kasımpaşa taraftarları olmak üzere ülkemizdeki tüm taraftar gurupları ve başarıya susamış ülkemiz insanları onlara büyük umutlar bağlamış durumdalar. Olimpiyatlarda hüsrana uğradığımız şu günlerde Eskişehirspor futbolcularının kazanacakları bir başarı onları ülkemizde baştacı edecektir.  Biz Eskişehirspor sevdalıları ve ülkemiz insanı bu başarıyı ve Büyük Eskişehirspor'u çok özledik ve bunu hakettik.
HAYDİ ÇOCUKLAR BİZLER İNANDIK SİZ DE İNANIN!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder