Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)'nin bir özelliği vardır.
Genetik bir özellik.
Bugün ne söylemişse yarın da onu söyler.
İzmir'de ne söylemişse, Tunceli'de de onu söyler.
Zaman ve mekana göre siyaset yapmaz.
9 Işık doktrini vardır ve bunun ışığında Türkiye'ye hizmet esaslarını belirler.
Tarih hem Başbuğ Alparslan Türkeş'i hem de Bilge Lider Devlet Bahçeli'yi her dönemde haklı çıkarmıştır.
Bunun tek sebebi de partimizin bu genetik özelliğidir.
***
Bugün merkez sağdan merkez sola uzanan bir destek çerçevesinde belirli bir medyatik güce ulaşan ve MHP Genel Başkanlığı'n aday olan Meral Akşener'e baktığımız vakti henüz aday iken bile söyledikleriyle çelişmeye başladı, çark etmeye başladı.
MHP böyle bir siyasetin temsilcisi olamaz.
Daha dün "MHP'de paradigma değişikliği yapacağız" diyen Meral Akşener bu kez "MHP'de yapı değişikliği olmayacak" diyor.
"Paradigma" kelimesini sarfettiğinde Ülkücüler bu kelimenin ne anlama geldiğini bilmiyordu. Bu kelimenin temel esasların değişmesi anlamına geleceğini Ülkücülere anlattık.
Muhtemeldir ki, bu durumu gören Meral Akşener bu kez bir tv konuşmasında "yapı değişikliği olmayacak" dedi.
Hangisine inanalım paradigma değişikliğine mi, yapı değişikliğine mi?
***
Meral Akşener kendisine sunulan medya desteğini kullanmaya devam ediyor.
Son tv gösterisinde öyle bir açıklama yaptı ki; adeta tüm Ülkücü camianın akıl sağlığıyla alay etti.
Meral Akşener 7 Haziran sonrasında oluşturulan siyasi kaos ortamında yapılan TBMM Başkanlık seçimi ile ilgili görüşlerini açıklarken "Ben olsaydım Baykal ile görüşür ve kendisini TBMM başkanı seçtirirdim" deme gafletine düştü.
Bakalım bu gafletin içinden nasıl çıkacak?
Meral Akşener'in işini zorlaştıracağız ama gelin hep birlikte o sürece bir göz atalım.
***
Biliyorsunuz MHP ülkenin AKP hastalığından kurtulması adına Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde büyük bir fedakarlık göstermiş ve CHP aday gösterdiği Ekmeleddin İhsanoğlu'na destek vermişti. Bu MHP için büyük bir risk ve fedakarlıktı.
Bu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde HDP de kendi adayı Demirtaş'ı destekledi.
Aradan zaman geçti mesele geldi TBMM Başkanlık seçimlerine.
Bu kez roller değişmişti.
CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı gösterdiği İhsanoğlu bu kez MHP Milletvekili olarak TBMM başkanlığına aday olmuştu.
Bu ülkenin kurucu unsuru olan CHP bu ülkenin selameti için MHP'nin yapmış olduğu fedakarlığı YAPMADI. Üstelik de aynı isim üzerinde uzlaşmaya yanaşmadı, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sergilenen Ulusal İttifak'a ihanet etti.
***
CHP öyle bir aday çıkardı ki, sokaktaki çocuklar bile "Ulan bunlar manyak mı?" diye sorabilirdi.
Çıkardıkları aday Deniz Baykal.
Hani şu seks kaseti dolayısıyla parti genel başkanlığından indirilen Deniz Baykal.
Sen kendi partinin genel başkanlığına bile layık görmediğin birini Türkiye'nin en şerefli kurumlarından biri olan TBMM başkanlığına mı layık gördün ey CHP!?
Şu ayrıntıyı da unutmamak lazım.
Baykal, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı ve içeriği açıklanmaya gizli görüşme sonrasında aday oldu.
Yine bir ayrıntı daha Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP'nin adayını desteklemeyen HDP de Baykal'ı destekleyebileceğini açıkladı.
Bu nasıl bir tiyatrodur, bu nasıl bir tezattır?
***
Çağrılar yapıldı MHP'ye.
Gelin hep birlikte Baykal'ı destekleyelim ve TBMM Başkanlığı'nı AKP'ye vermeyelim denildi.
Kim yaptı bu çağrıyı?
HDP, CHP, Cemaat ve medya!
Böylesi bir ortamda böylesine şaibeli bir adaya destek verilmesi MHP'yi 1 Kasım seçimlerinde tepe taklak baraj altına sokmaz mıydı?
CHP'nin ihaneti nedendi?
HDP'nin birden bire ortaya çıkan Baykal aşkı nedendi?
RTE'nin bu Baykal sevdası nedendi?
Tek neden vardı, Bahçeli ve MHP'yi bu kirli oyunun içine çekmek.
Medya baskısı ile MHP'yi Baykal'a destek vermeye zorlamak ve ilk seçimde yani 1 Kasım'da baraj altı bırakmak.
RTE'nin seçim meydanlarında o meşhur ses tonuyla "Eyyyyyy Ülkücü kardeşlerim!!! Bu Bahçeli var ya bu Bahçeli! Gitti seks kaseti ile genel başkanlıktan indirilen adamı TBMM başkanı yaptı. Siz bu adama mı oy vereceksiniz!?" diye zevk içinde haykırışını duyar gibiyim.
Ve bunu göremeyen Meral Akşener "Ben olsaydım CHP ile görüşürdüm ve Baykal'ı seçtirirdim" diyebiliyor. Direkt olarak MHP'yi baraj altında bırakma projesi olan bu durumu şimdi bile farkedemeyen biri kalkıp MHP'yi şampyion yapacağım diyor.
Ülkücüler bu zokayı yutmadı, yutmaz!
***
7 Haziran - 1 Kasım arasında geçen süreç MHP'yi bitirme operasyonlarının en üst seviyeleri çıktığı dönemlerden biridir. HDP + CHP + AKP + Cemat işbirliği içinde, tarihin en büyük kumpasını açarak MHP'yi önce HDP ve Baykal'ın içinde olduğu TBMM Başkanlık seçimlerinde, hem de HDP'li hükümet projesinde baraj altına sokacak hamleleri yaptılar ama Bilge Lider Devlet Bahçeli bu hamlelerin hepsini boşa çıkartarak en zor döneminde bile yüzde 12 oy almasını bildi.
Şimdi düşünüyorum da MHP'nin başında Meral Akşener olsaymış MHP 1 Kasım'da çoktan baraj altında kalacakmış bile.
Meral Akşener bu sözleri sarfettikten sonra gönlüm iyice rahatladı.
Bilge Lider Devlet Bahçeli'nin arkasında durduğumuz için bir kez daha huzurluyuz.
Bahçelinin destek olup seçtirdiği anayasada laiklik olmasın diyen İsmail kahraman, sanki deniz baykaldan çok üstün,muteber birisi, bahçeli kendine yakışan meclis başkanıyla gurur duyabilir,rahmetli başbuğun ölümünden bu yana bir tane seçim kazanamamış bilge lider bahçeliyi alın başınıza çalın..........
YanıtlaSil