İçlerindeki bitmek tükenmek bilmez Devlet Bahçeli düşmanlığı neler söyletiyor kıratın gölgesine sığınanlara.
Mit ajanı dediler.
Türkeş hiç sevmezdi dediler
AKP'nin payandası dediler
Baş paralelci dediler
Ve şimdi de muhalif diyorlar.
19 Yaşından bu yana içinde bulunduğu Milliyetçi Hareket'in lideri Başbuğ Alparslan Türkeş'e evlatlarından bile daha sadık olan Devlet Bahçeli için "Genel merkez Muhalifi" tanımlaması yaparak Ülkücü camianın aklını bulandırma çabalarına girdiler.
***
Efendim yaşı yeten Ülkücüler iyi anımsar 1997 kurultayını.
Başbuğ sonrası ortaya çıkan tabloda parti yönetimi TÜRKEŞ adına saygı gereği oğul Tuğrul Türkeş'i Genel Başkan vekili olarak onurlandırmıştı.
Yıldırım Tuğrul Türkeş, babasının adı sayesinde MHP'de yaklaşık 3 ay kadar Genel Başkan olmuştu.
Hemen akabinde yapılan olağanüstü Kurultay'da da Genel Başkanlığa aday olmuştu.
Karşısında en güçlü rakip ise, 19 yaşından bu yana Başbuğ Alparslan Türkeş'in emrinde partiye hizmet eden ve en zor zamanlarında bile kendisini yalnız bırakmayan Devlet Bahçeli vardı.
Başta Devlet Bahçeli olmak üzere dava büyüklerin pek çoğu "Evet Başbuğumuzun oğludur ancak Ülkücülük adına yeterli alt yapısı yoktur ve Türk Milliyetçilerinin güçlü sesi olan MHP'yi yönetmeye yetecek kapasitede değildir" diyerek Devlet Bahçeli'nin etrafında birleştiler.
****
Devlet bahçeli burada muhalif değildi.
Ülkücü İrade'nin üzerinde ittifak ettiği ve hiçbir zaman Genel Merkez ya da Genel Başkan'a muhalif olmamış bir lider adayıydı.
Bugün taraflı tarafsız her kesimin söylediği ortak bir söylem vardır.
"Tarih Bahçeli'yi hep haklı çıkardı"
Evet tarih Bahçeli'yi bir kez daha haklı çıkardı ve Türk Milliyetçileri'nin Başbuğ'u Alparslan Türkeş'in 2 oğlu da "Türk Milliyetçiliğini ayaklar altına alıyorum" diyen adamın partisinde milletvekili oldular.
Bahçeli bu gerçeği o zamanlar görmüş ve Başbuğ'un emaneti olan MHP'yi O'nun gerçek vlatları olan Ülkücüler'e teslim etmişti.
***
1997 Kurultayı'nda Bahçeli'nin muhalif olduğu iddiasını ortaya atanlar, bugünkü "Pradigma Değişimi" isteğiyle Bahçeli'nin muhalif (!) duruşu arasında bağ kurabiliyorlar, benzetmeler yapabiliyorlar.
O zamanlar da Bahçeli'ye destek veren Ramiz Ongun hakkında "Eski DYP'li" eleştirisi yapılıyormuş.
Ve bu durum da bugün Meral Akşener'e yapılan eleştiriyle aynıymış.
Dağlar kadar fark var.
Bugün Ramiz Ongun yok.
Genel Başkan adayı olan Devlet Bahçeli'ye yönelik bu tarz da en küçük bir eleştiri yok.
Bugün ise 3 parti dolaşmış bir isim var Genel Başkan adaylığı peşinde koşan.
Ve bu isim, yani Meral Akşener, MHP'ye geldiği vakit Devlet Bahçeli'yi eleştirenler tarafından DYP'nin çöpü ve hurdası olarak tanımlanmış ve aynı kişiler tarafından bugün MHP'ye lider adayı olarak desteklenen bir isimdir.
Büyük bir tezatın içindesiniz.
***
Dün çöp ve hurda olarak tanımladığınız bir ismi, yine dün Tuırul Türkeş'e karşı Bilge Lider olarak desteklediğiniz bir isme alternatif olarak bugün MHP'ye Genel Başkan yapmaya çalışıyorsunuz.
Devletin tepesindeki adam gibi "kandırıldınız" mı?
Yoksa siz hep böyle geçmişinizdeki tezatlarla mı MHP'yi yönetmeye adaysınız.
Gelecekte tezatlarınızın olmayacağının, "kandırılmayacağınızın" garantisini nasıl vereceksiniz.
Biz düz mantık düşünüyoruz.
Siyasi çizgisi dümdüz olan Devlet Bahçeli'nin hatalarına rağmen partinin başında kalmasını ve siyasi yaşamı zikzaklarla "renklenen" MHP paradigması düşmanı olduğunu açıklayan bir siyasetçinin Türk Milliyetçilirine lider olamayacağını söylüyoruz.
***
Dün destek verdiklerinize bugün muhalif oluyorsunuz.
Dün Bilge Lider dediklerinize bugün fosil diyorsunuz.
Dün çöp ve hurda dediklerinize bugün kurtarıcı diyorsunuz.
Yarın ne diyeceksiniz?
Bugün muazzam destek verdiğiniz Meral Akşener Genel Başkan olursa yarın yeniden çöp ve hurda diyecek misiniz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder