19 Nisan 2016 Salı

Bu "dil" Türk Milliyetçilerini iktidar yapmaz...

Türk Milliyetçileri tarihi bir süreçten geçiyor.
Türk Milliyetçileri tarihin en zorlu sınavlarından birini yaşıyor.
Bu zorlu süreç, bu zorlu sınav ya bizlere iktidarın kapısını açacak, ya da tarihin derinliklerine gömecek.
Belki kutlu bir doğum sancısı, belki de trajik bir ölümün sancıları.
Bu süreçte yaşananlar, söylenenler çok önemlidir.
Ülkücü'nün her hareketi,
Ülkücü'nün her sözü,
Ülkücü'nün her davranışı...
MHP'nin ilk seçimlerdeki oylarına etki edecektir.
Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
***
Şu an bütün Türkiye bizi izliyor.
Türk Siyaset tarihi bu açıdan da bir ilki yaşıyor belki de.
Hiç bir dönemde bir siyasi partinin içsel sorunları bu kadar genelleşmemişti.
Özellikle birbirleriyle kanlı bıçaklı olan Cemaat ve AKP tarafı.
Sokaktaki vatandaşından en üst kademesindeki yöneticisine kadar hepsinin gözü MHP'nin içine düşürüldüğü hengamede.
Sadece bunlar mı!?
Eski DYP'liler...
Eski ANAP'lılar...
Eski CHP'liler...
Eski "Ülkücüler"...
BBP'liler...
Solcular...
Sağcılar...
Hepsi bir taraf olmuş MHP'nin iç hesaplaşmasında...
***
Aslanlar birbirleriyle kavgaya tutuştuğu vakit etraflarını leş kargaları, çakallar, sırtlanlar ve akbabalar tarafından kuşatılır.
Kavganın neticesinde bir kaç parça leş kapabilmek için bekleşirler...
İşte durum aynen böyle.
Ki bunlar o hayvanattan daha akıllılar ve strateji geliştiriyorlar akıllarınca.
Onlar için önemli olan kimin "yendiği" ya da kimin "yenildiği" değil MHP'nin neler kaybettiği, ne kadar zayıflatıldığıdır.
İşte böylesi zorlu bir süreçte Türk milliyetçileri.
Ve ne yazık ki, bu süreçte her iki tarafın da kullandığı dil bizi yaralamaktadır.
ÜLKÜCÜ EDEP sınırları çoktan aşılmıştır.
Özellikle Meral Akşener taraftarlarının sosyal medyada kullandığı argo kelimeler ve galiz küfürler dillerinden düşürmedikleri "iktidar" masalının ne kadar boş olduğunun açık bir göstergesidir.
MHP'nin olası bir seçimde oy alma ihtimali yüksek olan kesim bu yazılanları bu söylenenleri bir köşeden takip ediyor.
***
Asli vazifesi "Devlet Bahçeli düşmanlığı" olan, Devlet Bahçeli'nin devrilmesi için hiç tasvip etmedikleri Meral Akşener'in peşine takılan bir kitle var. Bu kitlenin sosyal medya üzerinden Devlet Bahçeli ve "Lidere sadakat, davaya sadakattir" düsturu ile Devlet Bahçeli'yi destekleyen Ülkücülere ettiği galiz küfürleri ve kullanılan argo kelimeleri burada aktarmaya benim Ülkücü Edebim izin vermez.
Hele ki, bir ozan müsveddesi var ki, bu adamı ben oldum olası hiç sevmedim.
Bir ozan her haliyle halka örnek teşkil edecek tavırlar içinde olmalıdır.
Ozan dediğin, Yunus Emre'nin, Karacaoğlan'ın, Aşık Veysel'in ve daha nicelerinin dilini kullanmalıdır.
Her şiirinde, her küfür, her türküsünde argo kelimeler bulunan birisi nasıl olur da yıllardır Ülkücü Camia'da kabul görür bunu anlamak mümkün değil.

***
Elbette bunun karşılığında Lider Devlet Bahçeli tarafında yer alanların kullandıkları dil de halkımız tarafından mercek altında tutulmaktadır.
Bu tarafta da kullanılan sözler Ülkücü Edep sınırlarını zorlamaktadır.
Belki bir çok Ülküdaşım kızacak bana ama en başta sayın Celal Adan'ın kullanmış olduğu tanımlama hedefi ve amacı her kim olursa olsun Türk-İslam Ülküsü davasının çatısı olan MHP'nin Genel Başkan Yardımcısı'nın diline yakışmamıştır.
O açıklamada bu tanımlamayı kullanmak Türk - İslam Ülküsü'ne, Türk Milliyetçileri'nin iktidar yürüyüşüne zerre katkısı olmaz ama az ya da çok zararı olur.
Benim Devlet Bahçeli'ye olan desteğimin ilk sebebi 19 yaşından bu yana iliklerine kadar işlemiş olan ÜLKÜCÜ EDEBİ'dir.
Devlet Bahçeli'nin çalışma arkadaşlığını yapanlar da bu edepten nasiplenmelidirler...
***
Sonuç olarak hepimiz aklımızı başımıza alalım.
"Ey TÜRK titre ve kendine dön!" sözünü hepimiz vicdanlarımıza yüksek sesle haykıralım ve bu süreçte kullandığımız dile lütfen çok dikkat edelim.
Unutmayalım ki, sosyal medyada kullandığımız bu dil sadece rakiplere, sadece MHP üzerinde operasyon yapanlara değil, aziz Türk Milleti'ne de ulaşmaktadır.
Birbimize karşı kullandığımız bu dili gören Türk milleti "Bunlar birbirine bile ne küfürler ediyor, ne hakaretler yapıyorlar. Yarın biz bunları iktidar yaparsak Allah bilir neler olur neler" demezler mi!?
Hep söylüyoruz.
İnsanların değerlerine söverseniz, hakaret ederseniz onları daha da güçlendirirsiniz.
Onları daha çok kutuplaştırırsınız.
Nitekim AKP seçmeninin bu denli partiye ve lidere bağımlı olmasının en büyük etkenlerinden birisi de budur.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder