7 Ekim 2012 Pazar

İstanbul medyası yine işbaşında...

Herkes tebrik ediyor...
Dün akşam üzerimde ESES forması ile eve gidiyorum...
Karşı istikametten gelen bir aile var.
Anne, baba ve 5-6 yaşlarında bir çocuk...
Tam karşı karşıya kaldığımız da çocuk bana sesleniyor...
"Abi helal olsun be artık bende Eskişehirliyim"
Çocuk tebrik ediyor...
Daha ötesi "Artık bende Eskişehirliylim" diyerek gururumuzu okşuyor, sevindiriyor bizi...
***
Az daha yürüdükten sonra, bir genç "Tebrikler abi!"
Sonra iki gen arkadaş, "Helal olsun dayııı"
Pazar sabahı yine ESES formamla yürüyüşteyim...
30 yaşlarında bir genç "Tebrikle abiciğim, helal olsun"
2 saat içinde belki 10 kişi daha tebrik etti...
Bu ilgiye sevinmedim değil fakat, ben kazanamadığımız bir maçın hüznünü yaşıyordum...
Onlar bunun farkında değildi...
Yıllar önce gaspedilen şampiyonluğumuzun acısı halen beynimi kemiriyordu...
***
Dün bazı radyo ve tv kanallarında yorumlarını izlemeye çalıştım.
Lig Radyo yorumcuları gerçekten şok etti beni.
Adam nerdeyse oturup ağlayacak,
Hakeme küfür edecekti...
Neymiş efendim ESES'in attığı gol ofsaytmış da hakemler bunu nasıl görmezmiş...
Anlaşılan o ki, yorumcular Gs'li...
Bunlar kendilerine yeri gelir gazeteci de derler...
Gazeteciliğin ne kadar kutsal bir meslek olduğundan habersizdirler...
Onlar sadece tuttukları İstanbul takımlarının yalakalarıdırlar aslında...
***
Maçın tartışmalı pozisyonlarını gösteriyorlar...
Benim görebildiğim kadarıyla maçın ilk yarısında ESES adına verilmeyen iki faul var...
İkisi de Eskişehirspor'un klasik gol noktalarında...
Birisini mutlaka çakar ESES bu faullerden...
her iki pozisyonda da en az sarı kart çıkması gerek...
Basiretli bir hakem Kırmızı'yı da çakar...
GS'nin golü açık ofsayt...
Dede'nin yaptığı acemice bir hata...
Bedavadan gelen bir gol...
Bunlar konuşulmuyor...
Tek kelimeyle geçiştiriliyor...
***
Sonra sıra ESES'in golüne geliyor...
Bizim gol de açık ofsayt...
Bir anda ortalık yıkılıyor...
ESES'in pozisyonlarını ES geçen İstanbul takımlarının kalemşörleri hakemi yerden yere vuruyorlar...
Bu ofsayt nasıl görülmezmiş...
Aslında cevap çok basit, GS'nin ofsayt golü nasıl görülmediyse ESES'in ofsayt golü de öylece görülmedi işte...
Ya bizim verilmeyen faullerimiz...
Çıkmayan kartlar...
Onları kim konuşacak!?
***
GS taraftarının paralarıyla kurulan takım Ordu karşısında döküldü...
Braga karşısında nal topladı...
ESES karşısında hakemlerin sayesinde kurtuldu...
Peki Gs taraftarı bunun hesabını sormak için neyi bekliyor...
İstanbul medyasının yönlendirmesini mi bekliyor...
Gs taraftarın bu aymazlığın hesabını sormalıdır...
kendilerini yorumcu sanan şakşakçıların yönlendirmesi ile değil ARMA sevgisi ile haftalardır yaşanan başarısızlığın hesabını sormalıdır...
***
Eskişehirspor 1965 yılında başlattığı Devrim Hareketi'nin öncüsü olarak yıllar sonra yeniden layık olduğu yere gelerek mücadelesini sürdürmektedir. İstanbul Medyası'na rağmen bu mücadele sürecektir. Diğer şehir takımları da bu mücadeleye destek vermelidir. Gerek taraftar düzeyinde gerekse yönetimler düzeyinde Eskişehirspor camiasının İstanbul Medyası'na karşı mücadelesine omuz vermelidirler. Bu mücadelede bir kişiye daha önemli ve tarihi bir görev düşmektedir. Bu kişi Eskişehirspor Başkanı ve Kulüpler Birliği Başkanı sayın Halil Ünal'dır...
***
Halil Ünal İstanbul Medyası'nın bu tutumuna Kulüpler Birliği başkanı olarak bir karşı duruş geliştirmelidir. Orduspor Galatasaray takımını ezerek yeniyor ama İstanbul Medyası "Galatasaray Yenildi" diyor. Orduspor'un başarısını konuşmak yerine GS'nin başarısızlığını konuşuyorlar...
Kasımpaşa FB'yi eze eze yeniyor İstanbul Medyası "FB Kasımpaşa'ya nasıl yenilir!?" diye feveran ediyor. Kasımpaşa'nın başarısı hiç konuşulmuyor. Eskişehirspor Arena'yı Aslan'a dar ediyor İstanbul Medyası Gs'nin hakem hatasından yenildiği zırvasıyla vakit dolduruyor. Eskişehirspor adına verilmeyen fauller konuşulmuyor, Gs'nin ofsayttan attığı gol konuşulmuyor, Gs'ye verilmesi gereken iki kırmızı kart konuşulmuyor...
***
Halil Ünal Kulüpler Birliği Başkanı olarak medyanın bu tutumunu kınayan bir açıklama yapmalıdır. Tüm kulüplerin haklarını korumak için kurulan Kulüplenr Birliği'nin başında bir saksı gibi durmadığını göstermelidir sayın Halil Ünal. Sadece Eskişehirspor'un değil temsil ettiği tüm kulüplerin hakkını korumak adına İstanbul Medyası'na hakettiği kınamayı vermelidir. Ediz'in hakkını aramak için hiçbir adım atmayan Kulüpler Birliği en azından bunu yapmalıdır. Yaphmalıdır ki biz de o makamda bir saksı olmadıklarını anlayalım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder