Gündemde bomba var...
Afyonkarahisar'daki bombaların sırrını çözemedik henüz...
Onlarca genç neden şehit oldu!?
Sorumlusu kim!?
Bilemedik bir türlü...
Hatta unuttuk bile. Öncekileri de unutmadık mı!?
Hepsini facebook sayfalarındaki paylaşımlar arasında kaybetmedik mi!?
Biz böyleyiz acılarımızı çabuk unuturuz...
***
Ama Alex'i unutmayız...
Şimdi gündemde Alex'in bombaları var...
Aziz Yıldırım da boş durmuyor...
Arada bir o da saydırıyor bombaları...
Olan arada kalan Samet'e oluyor...
Öyle değil mi Samet!?
Sameti'in günahı ne!?
Samet kimin eşeğine öte git demiş!?
Kimin kargasına kışt demiş!?
Herkes Samet'e yükleniyor..
Samet'in günahı ne ki!?
Doğru mu Samet!?...
***
Bir de Akçakale bombaları var...
Namludan yeni çıkmış bombalar...
Her gün bir iki tane düşüyor bizim sınırdaki arazimize...
Sonra biz de "misliyle" karşılık veriyoruz...
Düşenler top mermisi...
Top dediysek karıştırmayın, bu topun ne Alex ile ne de Kuşum Aydın ile alakası yok!
Alex ya da Aziz Yıldırım ile de bir ilişkisi yok bu topun...
Doğru mu Samet!?
Hay Allah gördünüz mü ben de karıştırdım...
Samet'in günahı ne yahu!?
Nerdeyse bütün soruları Samet'e soracağız...
Neyse mevzumuza dönelim bari...
***
Akçakale demiştik...
Gündem orda şimdi...
Okullar kapandı yine, dün bir top mermisi daha düştü. Biz yine misliyle cevap verdik...
Bizim toplarımız onların toplarını döver bi kere...
Bizimkiler Obüs topu onlarınkisi anüs topu mu acaba!?
Tövbe Bismillaahh...
Memlekette herkes top mevzusuna dalınca hatlar karışıyor biraz...
Alex, Aziz Yıldırım, Samet, Akçakale, Suriye, Obüs, anüs...
Anlayacağınız top meselesi yine esir aldı memeleketim insanının zihnini...
***
Bu arada başka mevzular dönmüyor mu memleketimde!?
Elbette dönüyor...
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Hükümeti çalışmalarını sürdürüyor...
Hükümet Başbakan'a bir hava filo kurmak için yoğun çalışmalara girdi.
Biliyorsunuz daha evvelce yazmıştım zahmet edip okuyanlar bilirler. Atatürk Orman Çiftliğinde binlerce ağaç katledilerek Başbakanlık Sarayı'nın yapımına başlamışlardı. Sarayı olan başbakanlığın neden bir hava yolu filosu olmasın diye düşünen hükümet erkanı hemen kolları sıvamışlar.
***
Filoyu oluşturmak için önce bir kurumsal yapıya ihtiyaç duyulmuş ve Başbakanlık Havacılık Başkanlığı tesis edilmiş. Bu kurumda çalışmak üzere 15 adet deneyimli pilot alınacak. Şu an filoda OBA helikopterinin yanısıra ATA, ANA ve DAP adlarında üç adet de uçak bulunuyor. Bunlara ek olarak Amerika'dan yeni alınan iki adet Sikorsky S92 helikopterde ve Fransa'dan alınan Airbus A330 tipi uçak da filoda yer alacak. Şu ana kadar zikrettiğimiz uçak ve helikopterler Başbakanımızın emrinde olacak. Hükümet bakanları da unutmuyor tabii ki. Onlar için de İtalya'dan 7 adet helikopter alınıyor. İhalesi sonuçlanmak üzere. Sonuç itibariyle Başbakanlık Hava Yolları 4 Uçak ve 10 helikopter ile sayın başbakan ve bakanlara hizmet verecek. Memleketimize hayırlı uğurlu olsun...
***
Efendim, bu arada bir ayrıntıya değinmek, sizlerle paylaşmak isterim.
Hani biz her acıyı çok çabuk unuturuz ya, işte o açıdan bir hatırlatma yapmak isterim..
Henüz 1 yıl dolmadı bile. Gectiğimiz yıl Aralık ayı içersinde Fransa sözde Ermeni Soykırımı ile ilgili bir yasayı kabul etmişti. Buna göre bu sözde soykırımı inkar edenler Fransa sınırları içinde hapse atılacaklardı. "Yani Türkler Ermeni soykırımı yapmamıştır" diyenler hapse atılacaklardı.
Bunun ardından milletimiz facebookta galeyana geldi. Hükümet teyakkuza geçti. Başbakan çok ağır konuştu. "Fransa ile tüm ekonomik ve askeri ilişkilerimizi gözden geçireceğiz. Eğer bu yasa tasarısı uygulamaya geçerse tüm ilişkilerimizi keseceğiz" Bu sözler 21 Aralık 2011 tarihinde Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından söylenmişti. Peki ne oldu!?
***
Fransa tasarıyı geri çekmedi.
Şu an Fransa'da "Ermeni soykırımı yoktur" demek suç!
Facebook üzerinden galeyana gelerek Fransız mallarına boykot uygulayacak olan halkımız, yoğun gündem arasında bu boykotu çoktaaannn unuttu bile. Peki ya devletimiz!?
Devletimizin zihni unutmaya müsait midir!?
Devlet zihni unutur mu!?
Başbakanlık için gelen A330 tipi uçak bize devlet zihninin de unutkan olduğu gerçeğini gösterdi...
Başbakan'ın o tarihte esip gürlediği saatlerde bu uçağın siparişi verilmiş bile.
Babaşkan'ın hitabet gücü, halkımızın bu gerçeği görmesine yine mani olmuş anlaşılan...
Öyle bir gider yaptı ki Fransa'ya nerdeyse hepimiz Allah Allah nidalarıyla Paris kapılarına dayanacaktık...
Ancak durum hiç de öyle değilmiş...
Halkın karşısına çıkıp meydan muharebesi nutukları atanlar meğer perde arkasından Fransız uçağı sipariş etmişler kendilerine...
***
Muhtemelen bir çok memleket evladı, yazının üçüncü paragrafında "hoca yine çok uzun yazmışsın" deyip bizim sayfayı kapatarak facebook sayfasında Alex ya da Samet paylaşımları yapmaya devam edecektir. Belki bu gerçek yine satır aralarında kalmaya devam edecek. Ama biz yine de "Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır" ilkesi gereğince yazmaya devam edeceğiz...
Ulan ey halkım, ırzımıza geçiyorlar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder