1 Mayıs 2013 Çarşamba

Hangi şampiyonluk, bu kardeşlik kadar coşkuludur! (3)

Maç bitmişti...
Özellikle Kasımpaşa'nın Avrupa Kupaları'na katılma ümidinin sürmesi açısından son derece önemli olan bu maçı ligde bir iddiası kalmayan Eskişehirspor 1-2 kazanmıştı...
Dünyanın her yerinde böyle bir sonuç ev sahibi takım taraftarı üzer ve asabileştirir...
Sadece Kasımpaşa ve Eskişehir'de böyle bir sonuç herkesi mutlu eder...
İşte Arma Altı Meydan tribünleri bu sevinci büyük bir coşku ile kutluyordu maç bitiminde...
Maçın son düdüğüyle birlikte tüm Kasımpaşa'yı coşturan Roman oyun havaları eşliğinde Kasımpaşa ve ESES taraftarları bu muhteşem dostluğun zaferini kutluyorlardı bir kere daha...
Coşku sel olup akıyordu adeta Kasımpaşa sokaklarında...
***
Yaklaşık bir saat boyunca süren eğlencenin ardından yavaş yavaş hüzün bulutları çöküyordu meydanın üzerine...
Evet bu eşine benzerine az rastlanır bayram gününün ardından ayrılık vakti geliyordu yavaş yavaş...
Roman havası susmuştu...
Üçerli beşerli guruplar halinde koyu sohbetler başlamıştı...
- Sezon da bitiyor ya, bi daha ne zaman görüşürüz ki...
- Valla kanka ben maçı falan beklemem, bir iki haftaya kalmaz Eskişehir'deyim...
Evet bu kardeşlik böylesi bir hal almıştı artık...
Hasretler maçtan maça ertelenmeyecekti...
Kardeşini özleyen Ya Kasımpaşa'da ya da Eskişehir'de alacaktı soluğu...
Kardeşlik de böyle değil miydi zaten...
***
Güneş meydanın üzerinden tamamen çekilmiş,
Hava ağır ağır kararmaya başlamıştı...
Bu ayrılık vaktiydi...
Meydanda bulunan yüzlerce insan birbiriyle kucaklaşıyor...
Yeni bir vuslat bayramının temeli vedalaşmalarla atılıyordu...
Hasret vakti başlıyordu...
O şanlı formadan sökülüp alınan ARMA meydana bakan duvarda hüzünlüydü...
Lacivert beyaz formalar hüzünlüydü...
Siyah Kırmızı formalar hüzünlüydü...
Lacivert Beyaz flamalar hüzünlüydü...
Siyah Kırmızı flamalar hüzünle dalgalanıyordu Kasımpaşa sokaklarında...
Ve hüzünlüydü yürekler...
Bir vuslat bayramının sonunda,
Hasret dolu günlerin başında hüzünlüydü tüm sevdalı yürekler...
ARMA sevdalıları hüzünlüydü...
***
Bir süre sonra bomboş kalmıştı meydan...
Hoşgeldiniz pankartı gururluydu, fakat hüznün acısını da yansıtıyordu tüm meydana...
Flamalar rüzgarla dans ederken;
Adeta inmek istemiyorlardı meydanın semalarından...
Portatif tribünler terkedilmiş baba ocağı gibi mahzundu...
Meydan bomboştu...
Anılar,
Yaşanan güzellikler
Muhabbetle yapılan sohbetler
Kucaklaşmalar...
Hepsi meydanda kalmış...
Gören gözler baktıkça bu güzellikleri görecek bu meydanda her daim...
***
Üç gündür sizlere Kasımpaşa'da yaşanan güzellikleri aktarmaya çalıştım...
Fakat şundan emin olun ki, orada yaşanan güzelliklerin yüzde birini bile yansıtamadım bu satırlarımda...
Yaşamak gerekiyordu...
O güzelliklerden bir parça olmak gerekiyordu...
O gün...
28 Nisan 2013 Pazar günü bizlere tüm bu güzelliklerin yaşatan,
Yeryüzünde kimselere nasip olmayacak coşkuyu bizim yaşamamıza vesile olan tüm Kasımpaşalı kardeşlerime  sevgili kardeşim, Arma Altı Tayfa gurubunun lideri Selim Güvey nezdinde sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum...
Günler öncesinden gece yarılarına kadar bu meydanı hazırlamak için çaba sarfeden kardeşlerime sonsuz teşekkürler...
***
Tek istirahat günü olan Pazar gününü bizlere o güzel çaylarından ikram etmek için feda eden Hasan Güvey kardeşime de sonsuz teşekkürler...
***
O meydanda toplanan Eskişehirliler'e memleketimizin vazgeçilmez tadı, Çibörek'ten mahrum bırakmayan ve Kasımpaşa'da faaliyet gösteren Eskişehir Cibörek Salonu'na da sonsuz teşekkürler...
***
Bu güzellikleri çektiği nefis fotolarla ölümsüzleştiren sevgili Levent Ergüler kardeşime de sonsuz teşekkürler...
***
Bu güzel günde, stada girip maç izlemek yerine sezon başından bu yana yaşanan ARMA değişikliği sebebiyle maçları boykot eden Kasımpaşa taraftarının yanında kalarak onlara destek veren Nefer gurubu ve liderleri Mesut Arıbakan ile Murat Diri kardeşlerime de sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum...
***
O gün bu güzelliklere katkıda bulunmak üzere maç öncesi ve sonrası Arma Altı meydanda toplanan tüm BKŞ'li kardeşlerime de teşekkür ediyorum. 
***
Son olarak şunu söylemek isterim ki, Türkiye'de böylesine taraflı ve goygoycu bir sponsor medyası olduğu sürece sporda şiddet önlenemez. En ufak bir olayı günlerce tv ekranlarında tartışan yorumcular sözde spor yazarları bu güzellikleri ne hikmetse bir türlü gündeme getirmiyorlar. Üç takım taraftarlarından bir iki tanesini yan yana yürürken görseler "Büyük dostluk örneği" diye günlerce gazetelerine ekranlarına taşıyan yalaka ruhlu medyacılar ne yazıkki yaşanan bu güzellikleri görmezden geliyorlar...
Bu güzellikler onlar görsün diye yapılmıyor elbette...
Fakat şu da vardır ki, bu tür güzel örnekler ne kadar çok gündemde kalırsa örnekleri de o kadar çoğalır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder