14 Mayıs 2013 Salı

Futbol Terörü ne zaman biter!?

Günümüzde kim ne derse desin futbol terörünün 1 numaralı sebebi medyanın tutumudur...
Bir diğer önemli sebep ise, genel anlamdaki kültürel yapımız...
Şiddetin tetikçisi küfürdür...
Bugün Türkiye'de AMK (Bunun ne anlama geldiğini hepimiz çok iyi biliyoruz) adıyla yayınlanan bir spor gazetesi var...
Bugün Türkiye'de toplumu kültürel açıdan geliştirmesi gereken sanatçılarımız tiyatro sahnelerinde küfür ederek korkunç paralar kazanmakta...
Bugün Türkiye'de tv ekranlarında şiddet içerikli diziler almış başını gitmiş...
Bir zamanlar Türkiye'de Kemal Sunal'ın "Eşşoğlu" lafı biplenirdi, şimdi galiz küfürler havada uçuşuyor...
Bu küfürler her ne kadar biplense de herkes anlıyor...
Bu gün Türkiye'de bırakın erkekleri kızlar dahi
Yolda, sokakta,
Barda, kafede,
Parkta, sinemada arkadaşlarıyla konuşurken en galiz küfürleri normal bir konuşmaymış gibi sarfedebiliyor...
Çok samimi iki arkadaş, derin bir sohbet arasında birbirlerinin anneleriyle ilişkiye girebiliyorlar...
Hem de kahkahalar atarak...
Bazı birbirini çok seven arkadaşlar durumu daha da ileri götürüp,
Birbirlerinin anneleriyle, bacılarıyla ters ilişkiye bile girebiliyorlar...
Geride bıraktığımız 10 yıl içersinde halkımız büyük bir ahlaki yıkıntıya uğramıştır...
Dindar nesiller yetiştireceğiz teranelerin ardında gizlenen gerçek de budur aslında...
Ahlaki değerlerini tamamen yitirmiş bir toplum yaratıldı...
***
Küfür arkadaşlar arasında bir sevgi gösterisi durumuna gelmişken,
Birileri kalkıyorlar tribündeki adama küfür etme diyor...
Senin sanatçın küfür ederek milyonlarca lira para kazanırken,
Cebinden para vererek girdiği tribündeki adama nasıl olur da küfür etme diyebilirsin ki...
Spor gazeteleri sürekli taraftara oynar...
Çünkü taraftarı ne kadar tahrik ederse satışı o kadar yükselir...
Eskiden gazetelerin spor sayfaları ve spor yazarları vardı...
Şimdi ise;
GS medyası,
GS yazarı,
FB medyası,
FB yazarı,
BJK medyası,
BJK yazarı var...
Herkes taraf oldu artık.
Tarafsız gazete, tarafsız tv, tarafsız yazar yok...
***
Tribün terörünü körükleyen bir başka sebep de "tribüncülük" kavramıdır...
Tribüncülük bir meslek haline gelmiştir...
Tribüncülük yapan insanların tek işi "tribün kovalamak"tır..
Okula gitmezler...
Meslek sahibi değiller...
Tuttukları takımın yöneticileri tarafından maaşa bağlananlar bile vardır...
Tribünden geçinirler...
Deplasmanlara organizasyon yaparlar...
Futbol, şiddettir, futbol holiganlıktır, futbol adam bıçaklamaktır felsefesine inanırlar...
Güçlü olmak zorundadırlar...
Haklı haksız demeden birilerini dövmek bıçaklamak durumundadırlar ki;
Herkes onlardan korksun...
Ve öyle de olur...
Yan baktı,
Omuz attı,
Yan bastı,
Közünü kırptı gibi sudan bahanelerle masum insanlara saldırıp döverler...
Herkes onlardan korkar, çünkü hayattan beklentileri olmadığı gibi bir intiba vermişlerdir topluma...
***
Bu insanların bir de tayfaları vardır...
O tayfanın içinde sivrilmek isteyenler,
Mutlaka bir icraat yapmalıdırlar...
Mesela bir rakip takım taraftarını bıçaklamak gibi...
Mesela bir rakip takım taraftarını öldüresiye dövmek gibi...
Mesela bir rakip takım taraftarını öldürmek gibi...
Bu tribüncüleri takımların yöneticileri besliyor...
Hatta bazı futbolcuların dahi kendilerine maaş türünde ödemeler yaptıkları bilinir...
Onlar da tayfalarını beslerler...
Tayfa onlar için bir güç gösterisidir...
Tayfa ne kadar kalabalık ve piskopat olursa tribüncünün kazanacağı para o kadar çok olur...
Bugün Suriye'nin içine düştüğü iç savaşı çözmek için uğraşan hükümet ne yazık ki, bu konuyu görmezden gelmektedir...
Onlarca insan yaralandı,
Bir çok genç kardeşimiz hayatını kaybetti...
Gün geçtikçe düşmanlıklar bir kan davasına dönüşme yolunda ilerliyor...
Medya kışkırtıyor,
Yöneticiler kışkırtıyor,
Futbolcular kışkırtıyor...
Peki futboldan sorumlu yetkililer ne yapıyor?
***
Futboldan sorumlu yetkililer,
Türkiye'de ilk kez oluşturulan ve taraflı tarafsız herkesin büyük beğenisini kazanan BandoESES'i deplasman tribünlerine almamak konusunda büyük bir başarı gösteriyor...
Eskişehirspor taraftarlarının tamamen kendi imkanlarıyla oluşturduğu BandoESES'i tribünlere alırlarsa ne olur peki?
TFF yetkilileri cevap veriyor:
"Bando aletlerini sahaya atarlar ve futbolcu ya da hakemi sakat bırakırlar"
Bu kadar saçma bir gerekçe...
Aslında ne olacağını ben size söyleyeyim:
Eğer BandoESES deplasman tribünlerine alınırsa rakip takımlara da örnek teşkil eder, bu güzelliği rakip takım taraftarı da yapmak ister ve bir nebze de olsa çirkinliklerden uzaklaştırır...
Futboldan sorumlu yetkililer ve İstanbul medyası;
Şunu da bilmiyorlar;
Çirkinlikleri bitirmenin bir yolu da yapılan güzellikleri daha çok gündeme getirmek...
Günlerce FB-GS maçı konuşuldu...
Kazanan alkışlansın denildi...
Ama öyle bir deniliyor, öyle bir tartışılıyor ki; adamların alkışlayacağı varsa bile alkışlamaktan vazgeçerler...
Halbuki, bir kardeşimizin ölümüne, bazı kardeşlerimizin yaralanmasına yol açan bu polemik yerine, Kasımpaşa ve Eskişehirspor taraftarlarının İstiklal Caddesi'nde yaptıkları tarihi "Kardeşlik Yürüyüşü"nü ekranlara getirselerdi,
Yıllardır takımları hangi pozisyonda olursa olsun, yenen takımın da yenilen takımın da taraftarlarının her iki takım için de tezahürat yaptığını gösterselerdi,
Her iki takım taraftarının tribünde başlayan dostluklarının gündelik yaşamlarındaki etkilerini de sütunlarında, ekranlarında yayınlayabilselerdi, belki bugün bu acılar yaşanmıyor olacaktı...
***
Kasımpaşa ve Eskişehirspor taraftarları, aynı ligde oynayan iki rakip takımın taraftarlarıdır...
Ve öylesine bir dostluk bağı kurmuşlar ki; cümle alem gıpta ediyor...
Bir TFF yetkilisi, bir medya mensubu çıkıp da bu iki takım taraftarına;
"Yahu arkadaş biz bu tribün terörünü bir türlü çözemezken siz nasıl oldu da böylesine bir dostluk ve kardeşlik bağı kurdunuz!?" diye sordu mu?
Kasımpaşa'nın bu dostluk ile başlayan tribün sürecini takip edin...
Bu dostluktan önce ne kadar olay olmuş, bu dostluktan sonra ne kadar olay olmuş...
Aynı şekilde Eskişehirspor'un tribün sürecini de takip edin...
Bu dostluğun öncesini ve sonrasını iyice tahlil edin...
İki kulüp taraftarı arasında yaşanan dostluk ve kardeşliğin her iki camia için tribün olaylarını ne denli azılttığını kendi gözlerinizle görün...
***
Eskişehirspor taraftarı işi bir adım öteye taşıyarak uluslararası boyuta ulaştırdı bu dostluk ve kardeşlik girişimlerini...
Bugün İskoçya'da bir kentin insanlarının nerdeyse tamamı Eskişehirspor sevdalısı oldu...
Avrupa Ligi ön eleme maçı için Eskişehir'e gelen St. Jonhston taraftarları öylesine güzel ağırlandı ki, tıpkı Kasımpaşa ile olduğu gibi sağlam temeller üzerine büyük bir dostluk ve kardeşlik binası dikildi...
Bu dostluk ve kardeşlik öylesine ileri boyutlara ulaştı ki;
İskoç takımının yöneticileri önümüzdeki sezon deplasmanlarda Siyah - Kırmızı forma giyme kararı aldı...
Futbol terörüne çare arayan bir tek Allah'ın kulu da çıkıp "Yahu arkadaş bu işi nasıl beceriyorsunuz!?" diye sormaz mı?
Medya mensupları bu güzellikleri ekranlarına, sütunlarına taşısalar da bu güzellikleri herkes örnek alsa olmaz mı?
Olmaz olmaz,
Çünkü bunu yaparlarsa onlara yazacak, konuşacak bir şey kalmaz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder