3 Mayıs 2013 Cuma

"Ben yaptım!"

Allah bizleri "ben"likten korusun...
Hayatım boyunca bu lafı hiç sevmedim ve mümkün mertebe nefsime yenilip söylememeye çalıştım...
Ben demekten hep korkmuşumdur...
Nefsime teslim olmaktan,
Gururlanıp,
Kibirlenip,
Böbürlenmekten korktuğum kadar hiç bir şeyden korkmadım...
Bu sebeple de ben olmaktan hep kaçtım...
Ulu Tanrı bizi bizden daha iyi bilir,
Niyetimizin ne olduğunu,
Amacımızın ne olduğunu bize şah damarımızdan daha yakın olan Tanrımız, Allah-ü Teala bizden daha iyi bilir...
Ne O'nu kandırmaya gücümüz yeter,
Ne de O'ndan gizli bir iş çevirmeye...
***
Sonuçta biz de nesfiyle mücadele eden, ancak zaman zaman bu mücadeleyi kaybeden günahkar insanları...
Bu konuda da nefsimle çok mücadele ettim ancak sanırım bu kez kaybettim...
Eskişehirspor ve Kasımpaşa camiaları arasındaki dostluk ve kardeşlik bağını bütün Türkiye öğrendi...
Tv ekranlarında, gazete sütunlarında çok şeyler yazılıp söylendi bu konuyla ilgili...
Her ne kadar gerektiği gibi bu konu gündeme getirilmemiş de olsa,
Zaman zaman geniş yer verildi bu konuya ulusal medyada...
Diğer takım taraftarları için örnek olarak gösterildi bir çok üst düzey devlet adamı tarafından...
Yıllar önce başlayan bu dostluk ve kardeşlik dillere destan bir hal aldı...
İstiklal Caddesi'nde Kasımpaşa ve ESES taraftarının kolkola yaptığı büyük Kardeşlik Yürüyüşü bir çok tv kanalından canlı olarak yayınlanmıştı...
Bütün Türkiye bu kardeşliğe gıpta ile bakıyor ve imreniyordu...
***
İşte böylesine büyük bir dostluk ve kardeşlik köprüsü kurulmuştu...
Bu köprünün elbette bir mimarı var...
O köprünün mimarı benim...
Bunu ben yaptım...
Elbette tek başıma değildim...
Elbette benim katkım bu kardeşliğe gönül veren her bir kişinin katkısı aynı orandadır...
Fakat bu köprünün temelini atan adam da benim...
Çocuk yaşından bu yana kardeşim bellediğim Kasımpaşa Arma Altı gurubu lideri Selim kardeşimle paylaştım ilk olarak bu düşüncemi...
Sağolsun, büyük emek harcadı o da...
İsimlerini tek tek yazarak buraya sığdıramayacağım yüzlerce Kasımpaşalı kardeşim, yüreklerini koydular bu kardeşlik için...
Eskişehir'de ilk oynadığımız ve Kasımpaşa'nın galibiyetiyle sonuçlanan maçta;
Kasımpaşa'ya yapılan kötü tezahürata alkışla karşılık vererek bu kardeşliğin bu kadar sağlam bir temele oturmasında en büyük paya sahip olmuşlardır Kasımpaşalılar...
***
İstanbul'da oynanan ilk maçta,
Sözde gazeteci Hıncal Uluç'un "bu maçta kan akar" diye yazdığı maçta,
Gösterilen kardeşlik örneği ile,
Hem Hıncal Uluç'u madara eden,
Hem de zamanın İstanbul Valisi'ne teşekkür ettiren Eskişehirspor taraftarının katkısına paha biçilemez...
Bu dostluk ve kardeşliği bu günlere getirene kadar çok badireler atlattık...
Bu dostluğu ve kardeşliği çekemeyenler oldu...
Araya fitne sokmaya çalışanlar oldu...
Hepsinin üstesinden geldi birbirimize duyduğumuz sevgi ve saygı...
Bunu ben yaptım...
Bunu Eskişehirspor sevdalıları yaptı...
Bunu ARMA sevdalıları yaptı...
***
Futbol alanında alışık olmadığımız bu dostluk ve kardeşliğe zerre katkı sağlayan herkes Allah katında bunun karşılığını alacaktır...
Kavga yerine sevgi ve kardeşliğe kucak açanlar mutlak surette karşılığını alırlar...
İbadet sadece namaz kılarak olmuyor...
İbadetin bir başka türü de insanları sevgi, saygı, dostluk ve kardeşlik bağları etrafında birleştirmektir...
İşte bu açıdan Hem ESES taraftarları,
Hem Kasımpaşa sevdalıları Allah'ın da sevgisini kazanmışlardır...
Buna vesile olmak bizim için mutlulukların en büyüğüdür...
Herkes sahiplenmeli bu kardeşliği...
Herkes "ben yaptım" demeli...
Herkes bu dostluk ve kardeşlik sofrasından nasibini almalı....


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder