30 Nisan 2013 Salı

Hangi şampiyonluk, bu kardeşlik kadar coşkuludur! (2)

Maç saati yaklaşırken Arma Altı tribünleri tamamen dolmuştu...
Kasımpaşalı kardeşlerimizin pazar tahtalarından yaptıkları portatif tribünler Arma Altı Meydanı'nı tam bir stad havasına bürümüştü...
Bu stadda kombine geçmiyordu...
Gişelerde bilet satılmıyordu...
A kapısı, C kapısı, D kapısı yoktu...
Bütün biletler beleş ve bütün kapılar açıktı...
Tıpkı o meydanı dolduran,
Yanımızda olamayıp
Kasımpaşa Stadı'nı dolduran,
ARMA sevdalısı Kasımpaşalılar'ın yürekleri gibi....
Sonuna kadar açıktı kapıları Eskişehirli kardeşlerine...
***
Bu tam anlamıyla bir kardeşlik bayramıydı...
Kimselere nasip olmayan bir bayram...
Değil Türkiye'de dünyada eşine benzerine rastlanmayacak bir coşku yaşanıyordu o gün Kasımpaşa'da...
Üç takımın medyası bu kardeşlik coşkusunu görse de görmese de dibine kadar yaşanıyordu bu coşku...
Evet Türkiye ilk kez böylesine bir gün yaşıyordu...
İki rakip takımın taraftarları arasında ilk kez yaşanan bu dostluk bayramının yanısıra bir ilk daha yaşanıyordu 28 Nisan 2013 tarihinde o meydanda...
Sezon başında futbol takımını satın alan sermaye gurubunun küstahça takımın armasını değiştirmesine tepki olarak maçları boykot eden Arma Altı Tayfa gurubu stada girmiyordu uzun zamandır...
O gün de girmediler...
Meydanda bir portatif tribün kurularak stad coşkusunu sokağa taşıdılar...
"Stad sizinse sokaklar bizimdir" diyerek sokakta tribün kuran Kasımpaşalı ARMA sevdalılarının bu eylemine Eskişehirspor sevdalıları da duyarsız kalamazlardı...
Kardeş kardeşe böyle günlerde lazımdı...
"Kardeşimin tasası benim de tasamdır" deyip bir gurup ESES sevdalısı da stada gitmeyerek maçı onlarla birlikte izleyeceklerdi...
***
Evet tribünler dolmuştu...
100 kişilik kapasitesine rağmen tribünlerde nerdeyse 200 kişi vardı...
Coşku dayanılmazdı...
Dev ekran tv karşısında yerlerini alan taraftarlar birlikte şarkılar türküler söylüyorlardı...
Maçın başlamasıyla birlikte dikkatler tv ekranına kilitlendi...
Eskişehirspor sevdalıları kötü gidişe dur demek için takımlarından bir galibiyet bekliyordu...
Kasımpaşalılar ise, Avrupa ümitlerini sürdürebilmek için bu maçtan mutlak galibiyetle ayrılacaklarından emindiler...
Kasımpaşa'nın golüyle birlikte bütün Arma Altı tribünü coşmuştu...
Hem Kasımpaşalılar, hem Eskişehirsporlular sevinç içindeydi...
Etraftan geçenler goooolll sesini duyunca merakla sordular;
"Yahu kim attı golü?"
Kasımpaşa formalı genç cevaplıyor:
"Biz attık!"
ESES formalı olan genç de aynı cevabı veriyor;
"Biz attık!"
Her iki takımın taraftarı da golü biz attık diyebiliyor...
Allahım bu ne güzelliktir böyle...
Tam bu sırada üç takımın spor medyası geliyor aklıma ve kulaklarını çınlatıyorum hepsinin...
Tv ekranında boy gösteren goygoycular...
Bakın, dostluk, barış, kardeşlik, sevgi, saygı burada...
Ya siz neredeseniz!?
***
Maçın 26. dakikasında birden havai fişekler patlamaya başladı...
Meşaleler, maytaplar ve "Es Es Es, Ki Ki Ki, Eski Eski Eski ES" diye haykıran yüzlerce yürekli kardeş...
Böyle bir coşku yok!
Böyle bir sevgi yok!
Böyle bir kardeşlik yok arkadaş!
Bunu sadece Kasımpaşa'da görebilirdiniz...
Görebilenlere ne mutlu göremeyenlere de acıdık doğrusu...
Eskişehir'in beraberlik golüyle birlikte tribünlerde Espana çoşkusu başladı...
ESES'in attığı beraberlik golüyle Avrupa hayallerine ara veren Kasımpaşa taraftarları Eskişehirspor taraftarının BandoESES eşliğinde yaptığı muhteşem Espana tezahüratını Arma Altı tribünlerine taşımıştı...
Önce atkılar sonra formalar sallandı ellerde...
Aslında o ellerde sallananlar Paşa & ESES kardeşliğinin sancağıydı...
Kem gözlere inat,
Düşmanlara inat,
O sancak hep göklerde kalacaktı...
***
Maçın sonlarına yaklaşıldıkça Kasımpaşa'nın Avrupa umutları azalıyordu...
Maçı izleyen ESES taraftarları ise, keşke böyle olmasaydı da Paşa Avrupa'ya gitseydi diyordu...
Maçın son dakikalarında çalınan penaltı düdüğü kısa süreliğine de olsa tribünleri hüzne boğmuştu...
Ardından Diego'nun bu penaltı atışını gole çevirmesiyle birlikte Kasımpaşalılar hüzünlerini bir kenara bırakıp "Goooolllll" diye bağırarak kutladılar kardeş takımın attığı galibiyet golünü...
Bu güzelliği ben yaşadım...
Bu samimiyeti ben gördüm...
Bu coşkuyu iliklerime kadar ben hissettim...
Allahıma şükürler olsun....
Penaltı golü ile birlikte maç da bitmişti...
Belki böyle daha nice maçlar bitecekti ama bu dostluk bayramı asla bitmeyecekti....
***
Bir kere daha sordum o an kendime;
"Hangi şampiyonluk bu kardeşlik kadar coşkulu kutlanabilirdi ki!?"
(Bu güzellikleri paylaşmaya yarın da devam edeceğiz inşallah)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder