5 Nisan 2013 Cuma

Cumanız mübarek olur mu!?


Kurban Bayramı, Ramazan Bayramı ve bir de Cuma Bayramı...
Bayramlar dargınlıkların, küskünlüklerin, yoksullukların, ızdırapların, hasretlerin, zulümlerin kısa bir süreliğine de olsa sona erdiği kutlu günlerdir. 
Tanrı bu günleri mübarek kılmıştır. 
Bizlere armağan etmiştir. 
Yerin ve Göğün sahibi olan Allah-ü Teala bu günlerde temiz pak olup, bir araya gelerek dertlilerimize derman, hastalarımıza deva, borçlularımıza eda yolları arayalım birbirimizle derdiyle dertlenip birbirimizin sevinciyle sevinelim diye senede iki, haftada bir bayram vermiş bizlere...
****
Önce namazlar kılınır topluca...
Sonra dualar okunur...
Sonra bütün cemaat tek tek kucaklaşıp, bayramlaşır...
Bu namazların kazası yoktur...
Telafisi yok...
O an oraya gelip namaza iştirak ettin ettin, yoksa başka zaman eda edemezsin...
Çünkü o namazın farklı bir işlevi vardır...
O namazın asıl işlevi, o bölgede bulunan Müslümanların bir araya gelmesi ve birbirleriyle hasbihal etmesine vesile olmaktır...
Senede iki kere ve haftada bir kere Müslümanların omuz omuza, yan yana ibadet ederek kaynaşmasına vesile olmaktır bu namazların amacı...
Eminim ki;
Eğer bu bayramlar namaz ile başlamasaydı, Müslümanlar hiç bir şekilde bir araya gelemezlerdi.
Peygamber Efendimiz; "Ey ümmetim haftada bir gün camide toplanın, birbirinizin derdine, kederine, sevincine, hastalığına, borcuna ortak olun, bu toplantılarınızda ibadet etmenize gerek yok" deseydi bugün Cuma diye bir şey kalmazdı...
Nitekim günümüzdeki Cuma Bayramı'nın işlevine baktığımız vakit de sadece Namaz kalmış...
Dargınlar barışmıyor...
Borçluların derdi bilinmiyor...
Hastaların hali sorulmuyor...
Dertlilere derman olunmuyor...
***
Peki amacından tamamen sapmış olan, bir bayram mübarek olur mu!?
Artık sadece Cuma Namazı deniliyor...
Cuma Bayramı diyen kalmadı bile...
"Üç Cuma namazını arka arka terkedersen nikahın düşer"
"Üç Cuma namazını arka arkaya terkedersen cenaze namazın kılınmaz"
Tarzındaki bazı inanışların yüzü suyu hürmetine Cuma Namazlarında camiler tıka basa doluyor...
Ama kimsenin kimseden haberi yok...
Kimisi nikahını kurtarmanın peşinde,
Kimisi de cenaze namazını kurtarmanın peşinde...
Cuma bayramı unutulmuş, sadece namaz kalmış...
Yüce Yaradanın sanki bizim namazımıza çok ihtiyacı varmış gibi, sadece iki rekat olan namaza daha çok eklemeler yapmışız...
Cuma'nın özü olan unutulmuş...
***
Hocaefendi, Cuma hutbesinde...
Bir taraftan milleti sıkmayayım diye düşünürken bir taraftan da "şöyle güzel bir hitabet sanatı sergileyeyim ki milletin gözüne gireyim" düşüncesinde.
Onu dinleyen adamın gözü saatte;
"Ulan Hoca amma da uzattın ha, karnım açlıktan gurulduyor, müşteri de gelecekti vay arkadaş ya" diye kendi kendine hayıflanıp duruyor...
Yanındaki Müslüman kardeşi borç batağına saplanmış...
Diğer yanındakinin evladı amansız bir hastalığın pençesine düşmüş...
Önündeki okula giden çocuğuna bugün harçlık verememiş...
Arkasındaki evine kömür alamamış...
Kimin umurunda!
Ben namazımı kılar çıkarım...
Hem karnım acıktı, hem de işim gücüm var, para kazanmam lazım...
Arabam var ama bir araba daha almam lazım...
Evim var ama çocuklarım için 3 tane daha almam lazım...
Hasılı kelam şu hoca hutbeyi bitirse de hemen işime gitsem...
***
Çok merak ediyorum...
Bir gün bir hocaefendi Hutbeden önce çıkıp dese ki;
"Aziz cemaat; Cuma'nın faziletleri şunlar şunlar şunlardır. Bu sebepledir ki; namaz bittikten sonra kimse bir yere gitmesin. Oturup birbirimizle hasbihal edeceğiz. Dertlilerimizi dinleyeceğiz. Borçlularımızın borçlarını eda etmeleri için yardımcı olacağız. Dargınları barıştıracağız vs vs!"
Acaba kaç kişi hocaefendinin bu çağrısına uyup, orada kalır!?
Neyse yine birileri çıkıp "Hoca hoca sen Cumana Namazı'nı küçümsüyorsun" diye diklenecek gibi görünüyor...
Lafı fazla uzatmayalım en iyisi...
Cuma Bayramı'nı layıkıyla yerine getirenleri tenzih ederek, bayramsa bayramınız mübarek olsun diyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder