Yıllar önce Ali Ercan sormuştu bu soruyu...
Sazıyla sözüyle;
"Kimine kavun yedirdin, kimine kelek" dedi ve sordu;
"Adaletin bu mu dünya!?"
Elbette ondan önce soranlar da olmuştu...
İnsanlık tarihi boyunca kim bilir kaç defa soruldu bu soru farklı şekillerde...
Bugün biz soracağız,
Yarın da başkaları sormaya devam edecek...
***
Öyle olaylar yaşıyoruz ki, bu soruyu sormamak mümkün değil.
Geçtiğimiz günlerde bir gazete haberi okudum.
Bilenler bilir bir dizi ve sinema oyuncusu var.
Beren Saat...
Mutlaka başka meziyetleri de vardır ama ben dizilerinden tanırım kendilerini...
Bu pek kıymetli hanımefendinin mahkemeye işi düşmüş.
Durun hemen "Allah düşürmesin" demeyin öyle...
Beren Saat gibi düşürecekse "Allah hepimize nasip etsin" diyeceksiniz,
Lakin bu temenniniz de "olmayacak duaya amin demek" olacak...
Efendim lafı uzatmadan mevzuya geçelim.
Bir firma uyanıklık edip Beren Saat'in fotoğrafını kendi reklam işinde kullanmış...
***
Bu artık kanunlarımızda hırsızlık oluyor...
Telif hakları kanuna göre bunu yapamazsınız.
Yaparsanız adamın canına okurlar vallahi...
Beren Saat hanımefendi bu durum karşısısında mahkemeye müracaat eder...
Mahkeme işi fazla uzatmadan kararı basar:
"İlgili kurumun izinsiz fotoğraf kullanımından dolayı Beren Saat hanımefendiye 712 bin (rakamı yanlış anımsıyor olabilirim) Türk Lirası tazminat ödemesine...."
Gerisi teferruat...
Yanlış okumadınız bir fotoğrafı izinsiz kullanmanın cezası 712 bin TL...
Yani Yediyüz Oniki Bin Türk Lirası...
Doğrudur yanlıştır bilemem...
Beni de çok enterese etmiyor doğrusu...
***
"Be adam madem seni enterese etmiyor bize niye okutuyon bunları" demeyin
Mevzu buradan sonra başlıyor...
Bu haberi okur okumaz, çoğumuzun unutup gittiği Afyonkarahisar patlaması aklıma geldi hemen...
O günlerde hepimiz üzülmüştük ama biz acılarını hızlı unutan bir millet olduk artık...
Hani şu 25 askerimizin şehit olduğu faili meçhul patlama...
Hiçbir yetkilinin sorumluluk kabul etmediği patlama...
Kıbrıs Rum Kesimi'nde de aynısının meydana geldiği ve 3 bakan ile bir genelkurmay başkanının olaydan birkaç saat sonra "sorumlu biziz" diyerek istifa ettikleri patlamanın benzeri patlama...
Bırakın en üst düzey yetkililerin istifasını daha sorumluluğu üstlenen olmadı...
İşte o patlama sonrasında devlet tazminat ödemeye mahkum edildi...
Şehit olan askerlerimizin ailelerine meydana gelen kazadan dolayı tazminat ödenecekti...
Az da olsa millet olarak acımız hafiflemiş gibi olmuştuk...
***
Bir süre sonra tazminat miktarı açıklandığında nerdeyse küçük dilimizi yutacaktık şaşkınlıktan...
Devletimiz faili meçhul bir patlama sonucu hayatını kaybeden körpe şehitlerimiz için tam tamına 3 bin lira tazminat bedeli ödeyecekti...
Evet bir Mehmetçiğin canının bedeli 3 bin lira...
Beren Saat'in fotoğrafının bedeli ise, 712 bin lira...
Beren Saat'in alacağı tazminat isterse 7 milyon lira olsun umurumda bile olmaz...
Ama benim 20 yaşında Mehmetçiğimin, kınalı kuzumun, henüz koklamaya bile doyamadığım evladımın canı, hayatı, ömrü bu kadar mı ucuz!?
Beren Saat'in alacağı tazminat ile ilgili günlerce yayın yapan medya unsurları Mehmetçiğin can bedelinin bu kadar ucuz kalması durumunda neden sesinin çıkmadığını çok merak ediyorum...
Sosyal paylaşım sitelerinde Beren Saat'in bu tazminatı hakkında binlerce paylaşım yapan, binlerce yorum yazan benim canım halkım Mehmetçiğin can bedelinin bu kadar ucuz olmasına neden sessiz kaldığını çözemiyorum ve kahroluyorum...
***
Adaletin bu mu dünya!?
Bir hatunun fotoğrafı 712 bin lira...
Bir Mehmetçiğin canı 3 bin lira...
Ben böyle adaletin .........
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder