5 Aralık 2012 Çarşamba

Tehlikeli Oyun: Türk - Kürt çatışması...

12 Eylül darbesini  ilk günlerde bütün ülke destekledi...
O günlerde yapılan anayasa referandumunda 12 Eylül zihniyetinin almış olduğu tarihi oy oranı da bunun en büyük kanıtı. 12 Eylül öncesinde yaşanan ve binlerce genç insanımızın hayatını kaybettiği anarşi döneminin sona ermiş olmasından duyulan memnuniyet gözlerimizi kör etmişti adeta. Bir toplum öylesine büyük bir belanın içine düşmüştü ki, kelimenin anlamıyla millet denize düşmüş ve ardından da yılana sarılmıştı.
***
"Karaman'ın koyunu sonra çıkar oyunu" atasözünün en güzel ifade edilebildiği bir durumdur 12 Eylül darbesi. 12 Eylül zihniyetinin ülkemize getirdiği sorunlar bugün ülkemizi bölünmeye ve kutuplaşmaya kadar götürmektedir. Bu sorunlardan birisi başörtüsü sorunudur. Başörtüsünü yasaklayan zihniyet, bunu halkın dini duygularını sömürerek siyaset yapan ve bu iktidarda bulunan "dinci" zihniyetin eline büyük bir silah vermiştir. Bu silah halen kullanılmaktadır. 12 Eylül'e yönelik sözde yargılamanın devam ettiği günümüzde halen başörtüsü yasağı resmen kaldırılmış değildir. Çünkü bu yasak bir süre daha lazımdır, kullanılacaktır.
***
12 Eylül zihniyetinin başımıza bela ettiği bir diğer sorun ise, çeşitli dillere getirilen yasaklamalardır. Bu yasaklamanın en önemli öğesi de Kürtçe'dir. Kürtçe'nin yasaklanması ile birlikte 12 Eylül öncesinde sol terör gurupları içinde bulunan Kürt kökenli teröristler kendilerine yeni bir kaynak yaratılmış olmasından büyük bir memnuniyet duymuş olmalıdırlar. 12 Eylül ile birlikte Apocular diye anılmaya başlanılan daha sonraları hükümetlerin aciz politikaları sonucunda semirip örgüt ve partileşme aşamasına kadar gelen kitle ateist sol guruplardan oluşmuş bir kitledir. Sol ideoloji milliyetçilik ve din kavramlarını tamamen reddediyor olmasına rağmen 12 Eylül öncesinin anarşistleri 12 Eylül cuntasının kendilerine hediye ettiği Kürtçe konuşma yasağını bayrak ederek ülke topraklarında Kürt Milliyetçiliği ile sahneye çıkmışlardır.
***
12 Eylül öncesi dönemde oynanan oyun başarıya ulaşmış ve hem sağcılardan hem de solculardan bu memleketin geleceğini aydınlığa taşıyacak olan binlerce genç birbirine kırdırılmıştır. Bu vatanın düşmanları öyle bir oyun oynadılar ki, bu oyunun sahnesinde yurtseverler ile vatanseverler birbirlerini katlediyorlardı. Bir noktaya gelindi ve oynanan bu oyunun bölünme için yeterli olmayacağı düşünülerek, daha büyük bir oyunu sahnelemeye başladılar. İşte bu oyunun ilk perdesi de 12 Eylül darbesi idi.
***
Tarih kaynaklarını incelediğimiz zaman ilginç bir durum ile karşılaşıyoruz. 1000 yıldır aynı topraklarda birbiriyle hiç çatışma olmadan yaşayan iki millet Türkler ve Kürtler... Hatta bugün Kürtleşmiş, Kürçe Kürt gibi yaşayan bir çok Türkmen aşiretinin varlığını da biliyoruz. bunu hiç kimse sorun etmemiş. Hiç kimse Türkleri Kürtleştirmek, Kürtleri Türkleştirmek gibi bir amaç peşinde koşmamış. Aynı şekilde ülkenin batı tarafında Türkleşmiş, Türk gibi yaşamaya başlamış bir çok Kürt aile var. Bunu da kimse sorun etmemiş. Kimse kimseyi zorlamamış. Tarih kitapları Türkler ve Kürtleri bir arada anlatmak için çok fazla bir şey de bulamamışlar tarihe geçecek. Çünkü aralarında hiç bir sorun yok. Bu coğrafyada kurulan bütün Türk devletlerine en büyük destek Kürtlerden gelmiş. Bu topraklarda kurulan devletlere ihanet etmeyen belki de tek ulus Kürtler...
***
Yakın tarihte önümüzde bir İstiklal Savaşı gerçeği duruyor. Üç kıtaya hükmeden Osmanlı İmparatorluğu içten içe yıkılıyor. İmparatorluk sınırları içinde bulunan bütün uluslar teker teker bağımsız devletler kuruyor. Bir imparatorluktan onlarca ulus devleti çıkıyor. İhanet etmeyen bir tek Kürtler var. Bir Türk devletini Türklerle birlikte omuz omuza savaşarak kuruyorlar. Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarihe son bağımsız Türk Devleti olarak geçmiştir o yıllarda. Yeryüzünde yaşayan bütün Türkler esirdir. Komünist Çin ve Rusya'nın esareti altında yaşayan Türk nüfusun tek dayanağı olmuştur Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Bu savaşta da Türklere ihanet etmeyen onlarla birlikte bu vatan için can veren can alan Kürtler vardır. Özellikle Arapların ihanetini hepimiz çok iyi biliyoruz.
***
Türkler ve Kürtlerin tarihsel sürecine kısaca değindikten sonra bugüne dönelim. Bugün bu ülkede neler oluyor!? 30 yılı aşkın bir süredir oynanmaya çalışılan oyun halen sonuç vermemiştir. Anadolu topraklarını bölünmenin eşiğine getirecek oyun final sahnesine bir türlü gelememiştir. Zaman zaman öyle bir noktaya getiriliyor ki olay, sanırsınız bu iki millet ezelden beri kanlı bıçaklıdır. Yok böyle bir şey! Oynanan oyunlara rağmen bunu başaramadılar. Pkk maşasını kullanarak yapılan hiçbir provokasyon bu ülkede Türk-Kürt çatışmasını yaşatamamıştır, yaşatamayacaktır. Çünkü bu iki halk kelimenin tam anlamıyla kardeştir. Kardeşler arasında kırgınlıklar, dargınlıklar olabilir ama asla ve asla "ET TIRNAKTAN AYRILAMAZ!"
***
Son olarak Ankara ve Erzurum'da meydana gelen olaylar bu çatışmayı körüklemek için oynanan bu oyunun bir parçasıdır. Bazı maksatlı basın yayın organları olayı bir Türk-Kürt çatışması gibi verirken, bazı sağduyulu basın organları da olayın gerçek boyutunu vermiştir. Nedir olayın gerçek boyutu!? Her iki üniversitede de yaşanan olay bir terör olayıdır. Terör örgütü yandaşları ile bu ülkeyi teröristlere teslim etmeyeceğini belirten ve bu ülkeyi seven öğrencilerin kavgasıdır bu olaylar. Eminim ki, bazı basın yayın organlarının Türk-Kürt çatışması olarak yansıtmaya çalıştığı bu olayların içinde, Türklerin içinde Kürtler, Kürtlerin içinde de Türkler vardır. Böyle bir etnik çatışma olamaz. Bu ülkeyi bölmeye çalışanlarla, bu ülke topraklarının bölünmez bütünlüğünü savunanların çatışmasını bir Türk-Kürt çatışması olarak yansıtmak ihanetlerin en büyüğüdür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder