Çok basit bir yargı meselesi memleket meselesi haline getirildi.
Tabii ki bunda da en büyük pay sahibi yargı kararlarını ve işleyen hukuki süreci yok sayın başbakana ait...
Binlerce kişinin yaralandığı,
4 memleket evladının hayatını kaybettiği olayların yaşandığı anlarda bile sürekli hukuktan bahseden bir başbakanımız var ne yazık ki...
Kendi hukuk tanımazlığını bir kenara bırakıp eylemcilere hukuk çağrısı yapıyor,
Çevik Kuvvetin biber gazı kullanımındaki aşırı dozu "hukuki bir hak" olarak görüyor...
Son olarak bir kaç manevra yapıldı...
Sözde temsilcilerle görüşüldü...
Sanatçılarla görüşüldü...
Sanatçılarla yapılan görüşmelerden bence en kazançlı çıkan Cem Yılmaz olacak...
P. Alemdar, Cem Yılmaz'ı 1 sene besleyecek malzeme bıraktı meydana...
***
AKP ve başbakan süreci öylesine mükemmel yönettiler ki,
Eylemcilerin bile gündemini onlar belirlediler...
AKP ve yandaşları olayın kırılma noktasını sürekli örtmeye çalıştı ve eylemci kesim de bu tuzağa düştü...
Eylemlerin merkezinin bir hukuk tanımazlık, bir yargı tanımazlık olduğu gerçeği ne yazık ki, yaşanan olaylar kadar konuşulamadı, anlatılamadı...
Sonuç itibarıyla yine olay AKP'nin istediği çizgiye geldi...
Şimdi bütün ülke Gezi Parkı referandumunu konuşuyor...
AKP kendisi ortaya bir konu atıyor ve herkes o konuyu konuşmaya başlıyor...
Yine aynı stratejiyi uyguladı ve referandum meselesini attı ortaya...
Şimdi konuş bakalım Türkiye'm bu referandum nasıl olacak?
***
Aslına bakarsanız hukuken referandum yapılması mümkün değil.
Ama tabii ki bu ülkede gerçekten hukuk varsa...
Hukuk herkes içinse...
Yargı kararları hükümet kararlarından öncelikli ise;
Ki öyle olması gerekiyor...
O zaman referandum da yapılamaz,
AVM de yapılamaz,
Topçu Kışlası da yapılamaz...
Yapılacak bir tek şey kalır hükümete o da Gezi Parkı'nı yeniden düzenleyip İstanbul halkının hizmetine sunmak...
***
Şu an Gezi Parkı ve Topçu Kışlası'nın yapımı ile iki ayrı dava var mahkemelerde...
İstanbul 6. İdare Mahkemesi'nde görülen davada mahkeme heyeti yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Ne demek yürütmeyi durdurma kararı?
Bu karar şu anlama geliyor:
"Mahkeme süreci devam etmektedir. Bu süreç devam ederken hükümet Gezi Parkı'nı yıkıp yerine çivi bile çakamaz"
İstanbul 6. İdare Mahkemesi bu kararla birlikte Turizm Bakanlığı'ndan da da savunma istedi.
Olay mahkemeye intikal etmeden önce Topçu Kışlası'nın mimarı Halil Onur İBB adına yaptığı projeyi İstanbul 2 Nolu Kültür Varlıkları Koruma Kurulu’na sunmuş, kurul projenin rölöve ve restutitesi için yeterli bilgi, belgenin olmadığı gerekçesiyle reddetmişti. Kültür Varlıkları Koruma Yüksek Kurulu ise kurulun bu kararını reddederek, projenin uygun olduğuna karar vermişti. Bu aşamadan sonra Taksim Gezi Parkı Dayanışma Derneği İstanbul 6. İdare Mahkemesi’nde dava açmıştı.
***
İstanbul 6. İdare Mahkemesi'ndeki davanın yanısıra bir davada İstanbul 1. İdare Mahkemesi'nde sürüyor...Bu davada Taksim Yayalaştırma Projesi ve ona dahil edilen Gezi Parkı’na Topçu Kışlası yapılmasının önünü açan 1 / 5000 ile 1 / 1000 ölçekli Nâzım İmar Plan değişikliklerinin iptali konusunun karara bağlanması bekleniyor.
Bilirkişi 13 Mayıs’ta raporunu mahkemeye teslim etti.
Bilirkişi 7 maddede özetlediği kararın sonuç bölümünde şu görüşlere yer verdi:
‘‘Dava konusu Koruma Amaçlı İmar Planı değişikliklerinin çevre, kültürel ve doğal miras, kültürel ve ekonomik yapı, teknik altyapı, sosyal donatı, yapı ve sokak dokusu, mülkiyet yapısı, ulaşım, dolaşım sistemi, şehircilik, planlama ve koruma ilkelerine uygun olmadığı, söz konusu planın sadece Taksim Alanı yayalaştırma projesi gibi görünmekle birlikte plan notlarında Taksim Gezi Parkı’nı da içerdiği ve plan onama sınırı içindeki bir alanın planlamasının sonradan düzenlemek üzere ayrılarak belirsiz bırakıldığı’’
İstanbul 1. İdare Mahkemesi 4 haftadır bilirkişi raporunu değerlendiriyor.
Mahkemenin büyük bir ihtimalle bilirkişi raporuna uyacak ve esastan plan notlarını iptal edecek.
***
İki mahkemede birden hukuki sürecin işlediği ve bir mahkemenin de yürütmeyi durdurma kararı verdiği bir proje hükümet tarafından hukuk tanımaz bir tavırla uygulanmak istenmekte.
Büyük bir halk kitlesi de buna izin vermeyeceğini belirtiyor ve eylem yapıyor.
Eylemin başlangıcı son derece basit ve barışçıl...
Eylemciler seslerini duyurabildikleri takdirde hükümetin yargı kararına uyarak çalışmaları durduracağından emin...
Çünkü burası bir hukuk devleti...
Muz cumhuriyeti değil!
Fakat öyle olmadı.
Başbakan bizzat kendisi yargı kararını tanımayacağını hükümetin karar aldığını ve Topçu Kışlası'nın oraya yapılacağını sert bir dille ilan etti...
Sonrası hepimizin malumu...
***
Referandum konusunu hükümet yine zaman kazanmak maksadıyla ortaya attı...
Biber gazı, tazyikli su ve orantısız güç kullanma suçlarını ört bas etmek, dünya kamuoyu nezdinde yerlerde sürünen itibarın nasıl düzeltileceğini düşünmek için zaman kazanmaları gerekiyordu...
Ve referandumu ortaya attılar...
Şimdi bir süre referandum konuşulacak...
Olayın hukuki boyutu iyice karanlığa gömülecek...
Başörtüsü ve dini değerlerle bezenmiş yalanlarla hükümet kendi tabanını canlı tutacak, Üstüne üstlük muhafazakar ve milliyetçi kesimden de destek görecek...
Halk gerçekleri göremeyecek...
Çünkü halkın yüzde 50'lik bir kısmı Başbakan'ın sözlerini Peygamber sözü gibi görüyor ve doğruluğundan zerre şüphe etmiyor...
Siz ağzınızla kuş da tutsanız inandıramayacaksınız...
Benim tek umudum hukuk...
Eğer bu ülke bir hukuk devleti ise, Gezi Parkı dana da güzelleşmiş bir şekilde yerinde kalacak...
Aksi her durumda, Sultan Abdülhamid'e karşı dış mihrakların desteğiyle başlayan isyanın karargahı olan ve Mustafa Kemal komutasındaki birliklerce isyancıların başına yıkılan Topçu Kışlası 100 yıl sonra yeniden o isyanın bir sembolü olarak orada yerini alacak...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder