29 Haziran 2012 Cuma

BOP ve AKP....


BOP...
Türkiye kaumoyu BOP, yani Büyük Ortadoğu Projesi ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan sayesinde tanıştı. Sayın başbakan binlerce kişinin katıldığı toplantılarda ve tv ekranlarında büyük bir gururla bahsetti Türkiye'nin BOP'daki etkinliğinden. "Türkiye şu anda Büyük Ortadoğu Projesi'nin eşbaşkanıdır" sözlerini gururla müteaddit defalar tekrarladı. Başbakan ve AKP yönetimi BOP'u uluslararası dev bir proje olarak halka yansıttı. Tabii tetikçi yazarlarda boş durmadılar ve BOP'un ne olduğunu anlatmadan ne kadar büyük bir proje olduğunu söyleyerek Türkiye'nin de böylesine büyük bir projede eşbaşkan olmasının önemini dile getirdiler. 
***
Peki nedir bu BOP denilen meret...
Projenin özgün adı Greater Middle East Initiative. Türkçesi Genişletilmiş  Ortadoğu İnisiyatifi... Ülkemizde ise, kamuoyuna Büyük Ortadoğu Projesi olarak lanse edildi.  Proje El Kaide'nin yaptığı iddia edilen 11 Eylül saldırısı sonrasında gündeme geldi ve o tarihlerde hayata geçirildi.  2001 yılında başlatılan bu projenin amacı ise, oldukça ilginç.  Christopher Candland bir makalesinde şöyle açıklıyor BOP'un amacını: Fas'tan Pakistan'a, Türkiye'nin Karadeniz kıyılarından güneyde Aden ve Yemen'e kadar uzanan coğrafyada bulunan tüm Müslüman ülkelere demokrasi ihraç etmek. ABD önderliğinde başlatılan bu projenin en büyük destekçileri de İngiltere ve İsrail. BOP'un amacı hakkında bu bilgiyi aldıktan sonra BOP'un bu hedefe ulaşmak için kullanacağı amaçlara da bir bakmak lazım.
***
BOP dahilinde kalan Müslüman ülkelerde Amerika'yı seven bir Müslüman topluluk oluşturulması gerektiği 2001 yılında Financial Times gazetesinde yer alan bir makalede belirtiliyordu. Amerika dünyanın en büyük emperylalist gücü olarak dünyanın her yerinde çıkarlarını korumak adına güç kullanıyor ve sürekli olarak da özellikle Müslüman halk tarafından antipati topluyordu. 11 Eylül saldırısı sonrasında büyük bir paranoya krizine giren ABD, Büyük Ortadoğu Projesi'ni geliştirerek hem gücünü kabullendirmek hem de sevilen bir ülke olmak istedi. Sözde maksatları demokrasi ihraç etmek olduğu için demokrasinin en önemli parçası olan siyasi partileri araç olarak kullanmaya karar verdiler. Müslüman ülkeler arasında demokrasiyi en çok özümsemiş olan Türkiye ile başlandı işe.  Adalet ve Kalkınma Partisi adıyla kurulan bu yeni parti dini söylemleri ve mağduriyet edebiyatı ile bir anda halktan büyük teveccüh gördü. Aynı yıllarda sözkonusu coğrafya üzerindeki bir çok ülkede Adalet ve Kalkınma Hareketi adıyla örgütler kuruldu. Bir çoğu İngiltere ve ABD'de bulunan muhalifler tarafından, Londra ve Washington'da kuruldu. Türkiye'deki AKP'nin logosu AMPUL diğerlerinin logosu ise Gaz Lambası idi. Aslında bu bir nevi sınıflandırma idi. Türkiye'de demokrasi daha gelişmiş olduğu için amblemi Ampul oldu. Diğer Müslüman ülkeler ise, demokrasiden nasiplenmedikleri için gaz lambası ile idare etmek durumunda kaldılar.
***
Türkiye'de AKP dinci ve mağdur söylemleri ile her geçen sene gücüne güç kattı ve iktidardaki yerini sağlamlaştırdı. Diğer Müslüman ülkelerde ise, zalim diktatörlerin zulmü altında ezilen halk ABD ve İngiltere destekli AKH'lerin kucağına itildiler. Arap Baharı'nın sıcak rüzgarlarına aldanıp bir zalimden kurtulmak isterlerken aslında vahşi kapitalizmin kucağına düştüklerinden haberleri bile olmadı. Kendilerini yöneten diktatörlere kendi insiyatifleri ile başkaldırmak yerine Yahudi ve Hristiyanların kışkırtma ve destekleri ile diktatörlerin zulmünden kurtulma yolunu seçen Müslümanlar şu an kendi ülkelerinde tam bir kaos ortamında yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar. 
***
Arap Baharı'nın son halkası olan Suriye'de muhalif güçler ABD, İngiltere ve Türkiye'nin desteğiyle güçlenirken zalim diktatör Esad güçleri de bir iç savaş halinde olduklarını vurgulayarak zulmün dozunu arttıracaklarını gösterdiler. Suriye'deki ayaklanmayı yürüten de merkezi Londra'da bulunan Adalet ve Kalkınma Hareketi. Suriye Müslüman Kardeşler Örgütü'nün de öncü rol oynadığı ayaklanmalar sonrasında BAAS rejiminin tüm muhalifleri birlik olarak Türkiye'de toplantılar yapmışlar ve diktatör Esad'ın devrilmesi için savaşma kararı almışlardı. Şu an her şey planlandığı gibi yürüyor.
***
BOP aslında Müslüman ülkeler üzerinde oynanan büyük bir oyun. Peygamber Efendimiz'in vefatından bu yana sürekli olarak Yahudi ve Hristiyanların bu tür ayak oyunlarına mağlup olan Müslümanlar bir kez daha bu oyunlara yenik düştüler. Kerbela'da yaşanan insanlık tarihinin en acı olaylarının benzerleri günümüzde de sürmektedir. Hristiyan ve Yahudilerin gazına gelen Müslümanlar birbirlerini katletmeye devam ediyorlar. ABD artık Müslüman kanı dökmek istemedi. Çünkü Müslümanlar birbirlerinin kanını dökmeye dünden razıydılar. "Allah'ın ipine sımsıkı sarılmayanlar" bugün İsrail, ABD ve İngiltere'nin ipine sarılıyorlar. BOP'un eşbaşkanı olmaktan gurur duyan bir başbakan dindar nesiller yetiştirmekten bahsediyor. 
***
Geldiğimiz bu noktada Müslüman halkların yüzlerce yıldır süren cahiliye döneminden sıyrılarak Kur'an-ı Kerim'i anlamaları ve sermayesi din olanların iktidarından kurtulmayı başarmaları gerekmektedir....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder