21 Haziran 2012 Perşembe

Polis nereye koşuyor....

Geçtiğimiz günlerde internete düşen bir amatör video hepimizin kanını dondurdu. Daha önce de benzer bir görüntü yayınlanmıştı internet üzerinde. İki görüntüye baktığımız vakit ikisinde de insanın kanını donduracak dayak olayları var. İzmir'deki olayda bir kadının polisler tarafından nasıl acımasızca dövüldüğünü hepimiz izledik. Yeni ortaya çıkan görüntülerde ise, bu kez dayak yiyen bir erkek. Çocuğunun gözleri önünde polisten meydan dayağı yiyen bir baba. Karısının çığlıkları arasında öldüresiye dövülen bir koca...
***
Televizyon ve gazeteler her iki olayı da sıradan bir haber niteliğinde gördü en fazla iki gündemde kaldı ve polisler hakkında soruşturma başlatıldığı sonucuyla halkın gündeminden kalktı her iki olayda. Peki o dayak yiyen insanlar bir BDP'li ya da bir Pkk sempatizanı olsaydı, ya da başka bir yasa dışı örgüt mensubu olsaydı bu kadar kısa süre de gündemden düşer miydi? Elbette mümkün değil. İnsan Hakları savunucuları başta olmak üzere, gazeteciler, yorumcular günlerce haftalarca aylarca belki de yıllarca konuyu gündemde tutarlardı. Fakat söz konusu olan sıradan bir vatandaş olunca kimsenin umurunda bile olmuyor. Yani efendim anlayacağınız vatandaş tamamen sahipsiz...
***
Polis'in İstanbul - Fatih'te trafikte yol verme yüzünden bir adamı karısı ve çocukları önünde öldüresiye dövdüklerini öğrenince Polis'ten iyice korkmaya başladım. Eminim benim gibi bir çok vatandaşımız da aynı korkuyu yaşamışlardır. Çünkü son zamanlarda Polis'in tutumu özellikle sıradan vatandaşa karşı muazzam derecede değişti. Fatih'te yaşanan olay bir çoğumuzun başına gelmiyorsa, biz vatandaşların alttan almasındandır. Belki de bunun gibi bir çok olay oluyor fakat basına yansımıyor. Cadde sokak neresi olursa olsun polis araçları hem aşırı sürat yapıyor hem de ters yöne giriyor... Ters yöne girdikleri yetmiyormuş gibi kendilerine yol vermeyen ve trafiğin normal seyrinde araç kullanan vatandaşlar eğer kendilerine mırın kırın ederlerse etmediklerini koymuyorlar. Hele ki o motorlu polisler yok mu, tam bir dehşet. Her yerde vızır vızır dolaşıyorlar. Geçtiğimiz günlerde elimde alış veriş poşetleri ile eve doğru gidiyorum. İki yanımda iki motosiklet yanaştı. Sanki azılı bir suçlu yakalamış gibi, bir anda etrafımı sardılar. Hepsi genç, güneş gözlüklü ve küstah. İçlerinden birisi gözlüklerini düzelterek "Dayı kimliğini bi çıkar bakalım, sende kesin bi numara vardır" dedi. Bu hitap tarzı karşısında bir anda kan tepeme çıktı. Kendisine cevap verdim: "Bak kardeşim sen bana bu şekilde hitap edemezsin. Ben 20 yıllık esnafım ve vergi ödüyorum. Sen de benim ödediğim vergilerden maaşını alıyorsun. Bana kimlik soracaksan Beyefendi rica etsem kimliğinizi verir misiniz şeklinde hitap edersin" dedim. Bu kez bir diğeri; "Aloo dayı uzatma da ver şu kimliğini" dedi. İyice kan tepeme çıktı. Fakat elden bir şey gelmiyor. kendi kendime "efendi çeneni tut ver kimliğini baksınlar git evine" dedim ve öyle yaptım. Kimliğimi verdim. GBT araştırmasını yapıp geri verdiler ve ben de evime doğru yürümeye devam ettim. Bu görüntüleri izleyince iyi ki "hakkımı" aramaya kalkışmamışım dedim. Yoksa bende bir araba sopa yiyecekmişim...
***
AKP bir an önce ülkeyi yapay gündemlerden çıkarıp gerçeklerle yüzleşmelidir. AKP geçmişten intikam alma peşinde koşmaktan ülkeyi yönetmeyi unutuyor. Askere balans ayarı çekmeye kalkışırken Polis teşkilatı vatandaşına karşı sokak kabadayılığı yapmaya başlıyor. Bu tür olaylar "açığa alındılar, soruşturma başlatıldı" gibi safsatalarla örtbas edildikçe bu kabadayılık daha da ileri boyutlara varacaktır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder