13 Kasım 2012 Salı

Eskişehirspor'da "Söylenti" krizi...

Eskişehirspor, Sivas maçını kaybetti...
Daha doğrusu buna maç demek biraz yanlış olur.
Sivasspor'un çirkefleştirdiği,
Faul rekorlarının kırıldığı,
Yerde yakma rekorlarının kırıldığı,
Zaman çalma ve rakibi oynatmama üzerine kurgulanmış bir oyun...
Bu oyunu Sivas kazandı.
Maçı canlı olarak izlerken bazı şeylerin farkına varamıyor insan...
Durum ve şartlar ne olursa olsun,
Mutlak kazanılması gerekir her maçın,
Biz taraftarlar hep bunu isteriz.
Fakat sonuç hiç bir zaman öyle olmuyor...
***
Maç sonrası yerel basında ve sanal medyada bir iddia ortaya atıldı
Uzun süredir paralarını alamayan futbolcular Sivasspor maçı öncesinde otobüse binmek istememişler.
Hatta bindikleri otobüsten geri inmişler.
Kaptan Servet'in de ikna çabaları yetmemiş ama sonradan ne olmuşsa olmuş takım Sivas'a gitmiş...
Maçtan birkaç gün önce bir futbolcumuz sosyal paylaşım sayfasından bir mesaj atmıştı.
"Bir takım bu kadar mı arzulu, istekli olur, idmana daha çok zaman var ama herkes idman sahasında"
Bu mesajı düşünüyorum.
Sonra da Sivasspor maçı sonrasında ortaya atılan iddiaları...
Büyük bir çelişki var ortada.
Uzun zamandır para alamayan futbolcular neden bu kadar arzulu ve hevesli olsunlar...
Bu kadar arzulu ve hevesli olan futbolcular neden bir kaç gün sonra "İSYAN" çıkarsınlar...
***
Ortaya atılan iddiada yaşananlar aleni bir isyandır.
"Paramızı vermezseniz maça çıkmayız" demektir.
Peki ne kadar para alamamışlar?
Tam olarak ben bilmiyorum.
Ortada dolayan söylentilere göre Gaziantep maçının primleri ödenmemiş.
Belki bir kaç maçın daha primleri ödenmemiş olabilir.
Sırf bu sebepten dolayı kaç takımın oyuncuları isyan çıkartabilir!?
***
Sadece bu değilmiş mesele.
Personelin de paraları ödenmemiş.
2 ay gecikmeli olarak ödeniyormuş.
Bunu kulüp yönetimi de doğrulamış.
Yerel basın da aldığımız ilk yenilgide bombayı patlatıvermiş.
Madem personeli o kadar düşünüyordunuz şimdiye kadar neden yazmadınız!?
Alınan ilk mağlubiyet ve arkasından gelen çok önemli bir maç öncesinde böylesi bir kriz ortamı yarattınız.
***
Taraftarın kafasına Sivas maçı ile ilgili şaibe yerleştirdiler.
Taraftar "Acaba paralarını alamadıkları için mi oynamadılar!?" sorusunu kafasında cevaplamaya çalışıyor
Futbolcuları taraftarın gözünde "üç kuruş paraları kaldı diye takımı satan" adamlar konumuna oturttular..
Halil Ünal'a olan düşmanlıklar, öyle bir noktaya geldi ki, artık takıma zarar veriyor.
Diyeceksiniz ki, takım çok iyi mi yönetiliyor.
Kocaman bir HAYIR!
Bir çok yanlış var.
Eleştirilecek bir çok nokta var.
Fakat bu eleştiri böyle söylentilerle yapılmaz...
Futbolcuları taraftarın gözünde "paragöz" yaparak eleştiri yapılmaz
Kim ki, bu iddiayı ortaya attıysa, şimdi bunu ispat etmek zorundadır.
O futbolcular otobüsten paralarını alamadıkları için mi indiler!?
İsyan mı çıkardılar!?
Sivas maçındaki mağlubiyetin sebebi para mı dır!?
Bu iddiaları ortaya atanlar bu sorulara cevap vermek zorundadırlar...
***
Eskişehirspor'un özellikle ekonomik olarak kötü yönetildiği doğrudur.
Bazı şeyler sorgulanmalıdır.
Fakat bu üslup yanlıştır.
Bakınız hemen maçtan sonra Necdet Mansız'ın ESES DÜNYASI adlı facebook sayfasında "Kim Çözer? Yönetim!" Başlıklı eleştirel bir yazısı var. O da aynı ekonomik sorunlardan dem vuruyor. Yazdığı her kelimenin altına imza atılır. Ama adam eleştiriyor kardeşim. Söylentilerle yazmıyor. O'nun maksadı gündem olmak değil gerçekten Eskişehirspor için doğru bir adım atmak. Şunu bir kere daha anladım ki, kendilerini gündem yapmaya çalışanlar her türlü söylentiyi ilk köşelerine taşımakta bir kötülük görmüyorlar. Necdet Mansız gibi yazarlar da hangi şartlar altında olursa olsun doğruları "söylentilere" muhtaç olmadan yazabiliyorlar. 

1 yorum:

  1. Daha da bununla kalsalar iyi Sn Erdoğan, "seri puan kayıpları başlarsa, tek suçlu Halil Ünal'dır" diyenler var. Hani hazır, peşpeşe FB, TS, BJK, Bursa, Antalya, Kasımpaşa maçları varken, hani puan kaybı olursa babından...Eee arkadaş, her şeyi başkana bağlarsan, takım şu ana kadar başarılı mı başarılı. O zaman başarı da başkanındır demeye getirirsin. Vaktiyle dilimde tüy bitti, üç ilke diye sunulan olsa olsa hedef olur, en önemlisi kurumsallaşmadır, kişiye bağlı yapının ortadan kaldırılmasıdır, bu da alt ligde yapılır, süper ligde pasta büyür, adam sistemi değiştirmez. Daha zordur diye. O zaman gık demeyenler, dahası aleyhinde davrananlar konuşmuyor, seslendirmiyor mu bunları. İşte bu dokunuyor. Rıdvan ARAS

    YanıtlaSil