1 Mayıs 2016 Pazar

ULUSAL EGEMENLİK İptal! Yaşasın Kut-ül Amare!

Daha önceki yazılarımızda 23 Nisan'ın sadece Çocuk Bayramı değil Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olduğu vurgusunu yapmıştık.
Atatürk bu bayramı çocuklara armağan eden tek dünya lideri olarak tarihe geçerken ULUSAL EGEMENLİK vurgusunu da yapıyordu.
"TÜRK ulusunun egemenliğinin olduğu bir ülkede ancak çocuklar bayram yapabilir" düşüncesini dünyaya haykırıyordu Atatürk bu bayrama ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI adını verirken.
Ancak bugün genel duruma baktığımız vakit, bunun tam tersi bir manzara görüyoruz.

***
Okullarda yapılan törenlere bir bakınız.
Bu törenlerde gittikçe azalan Türk halk oyunları dışında hemen hemen TÜRK olan hiç bir şey kalmadı.
Ulusal Egemenliği dile getiren şiirler tamamen bitti gibi.
Ellerde Türk Bayrakları, Atatürk flamaları her geçen sene daha da azalıyor.
Bu etkinlikleri düzenleyen öğretmenler ve veliler artık bir yarış içindeler.
Kimin öğrencileri daha güzel dans edecek?
Kimin çocuğu daha güzel kıyafetler giyecek?
Kafkas oyunları, Zeybek oyunları bitti bitecek gibi...
Devlet erkanı artık bu törenlere katılmayı sadece sıradan bir görev olarak görüyor.
Kimisi rapor alıyor, kimisi yas ilan ediyor!
***
2016 yılında da durum değişmedi.
Yas ilan edildi.
Bazı törenler iptal edildi.
Bazı devlet adamları rapor aldı.
Bazıları yurtdışına kaçtı.
Bazıları Umre'ye gitti....
Derken 23 Nisn Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı yine sadece çocuklara kaldı.
Derken birden bire Kut-ul Ammare çıktı ortaya...
Osmanlı'nın Büyük Zaferi!
Milletimize unutturulmaya çalışılan dev zafer!
İngilizlerin tarih kitaplarından sildirdiği dev zafer!
***
Vay arkadaş bu ne yahu!
İstanbul'un her yeri Cumhurbaşkanlığı'nca yaptırılan dev afişlerle donatıldı.
Tüm illerde eş zamanlı kutlamalar, sempozyumlar, paneller...
TV ekranlarında "Derin Tarih"çiler hep bir ağızdan bu devasa zaferi dile getirmeye başladılar.
Bu dillendirme sırasında asıl amaçlarını ortaya koyan cümleler, iddialarda ortaya atılıverdi.
Efendim neymiş Mustafa Kemal Atatürk Kut-ül Ammare kuşatmasının muzaffer komutanı Halil Paşa'yı kıskanıyormuş, Halil Paşa Atatürk'ten daha vatansever ve daha başarılı imiş....
Daha neler neler...
Sorsanız; Halil Paşa, Atatürk ile ilgili olumsuz tek cümle etmiş mi?
Hayır etmemiş.
Bilakis her zaman olumlu şeyler söylemiş.
Peki Atatürk ne yapmış?
Kut-ül Ammare'deki başarısı nedeniyle soyadı kanunu çıkar çıkmaz Halil Paşa'ya KUT soyadını vermiş onure etmiş. "Halil Paşa bu zaferin komutanıdır" demiş ve "adı hep bu zaferle anılacak" diyerek onure etmiştir Halil KUT Paşamızı...
***
"Derin Tarih"çileri dinleseniz, Harp Akademisi'nde birlikte okudukları yıllardan beri kanlı bıçaklı düşmanlar birbirlerine bu iki isim.
Bütün dertleri Osmanlı sevdalısı halk üzerindeki Atatürk düşmanlığı duygularını körüklemek, beslemek ve büyütmek.
Halbuki Atatürk bu zaferi hiç unutmamış.
Atatürk'ün vefatından sonra da devam edilmiş bu zaferin yıldönümünde anma kutlamaları.
145 yılında İsmet İnönü zamanında ise tamamen kaldırılmış resmi kutlamalar.
Bunlar anlatılmıyor tabii.
Kurtuluş Savaşı sırasında Mustafa Kemal Paşa tarafından Sovyetlere gönderilen Halil Paşa burada yaptığı görüşmeler sonucunda önemli miktar külçe altın sağlayarak ülkemize döner ve Kurtuluş Savaşı yapan milletimize büyük bir fayda sağlar bunun üzerine İstanbul Hükümeti yani zamanın Osmanlı Hükümeti Paşa'nın ülkede kalmasına izin vermez.
Önce Moskova'ya daha sonra da Berlin'e giden Halil Kut Paşa, Cumhuriyetin ilanıyla birlikte Türkiye'ye getirilir ve Atatürk tarafından KUT soyadı ile onurlandırılır.
***
Halil Kut Paşa sadece küçük 6000 nüfuslu küçük bir kasaba olan KUT kasabasının İngiliz kuşatmasından kurtarılması olayının kahramanı değil, Kurtuluş Savaşı'nın da en önemli kahramanlarından biridir.
Bugün mesele bu zaferi ve Halil Kut Paşa'yı anmak değil, derin ve karanlık tarihçilerin Atatürk, Cumhuriyet ve TÜRK düşmanlıklarının halka süslü yalanlarla sunulmasıdır.
Bir yanda ULUSAL EGEMENLİK'in yok edilmesine göz yumarken bir yandan da bu "derin tarih"çilerin tuzağına düşüyor gündemi onların istediği gibi değiştiriyoruz.
Türk Milleti her zaman asil bir BOZKURT gibi davranmalı, yaşamalı ve düşünmelidir.
Söylenen süslü yalanlara sazan olmak TÜRK milletine kendi benliğini kaybettirmekten başka bir işe yaramayacaktır.
Bu millet OSMANLI değildir.
Bu millet dünya tarihine nice büyük devletler gibi OSMANLI İMPARATORLUĞU'nu da altın harflerle yazdıran büyük TÜRK MİLLETİ'dir.

Dünya milletlerinin huzuru için, bütün insanlığın insanca yaşayabilmesi için;
TANRI TÜRK'Ü KORUSUN VE YÜCELTSİN!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder