2 Mayıs 2016 Pazartesi

BOZKURT, gülerek gider idam sehpasına!..

Ölüm iyi gelir bazen insana.
Sevdalıdır bazı insanlar ölüme.
Vakur adımlarla yürürken olüme, güler bazı insanlar.
Ölümü selamlar adeta Bozkurt yürekli Ülkücüler.
Ölümü görürler ve mutluluk tebessümleriyle selamlarlar ölüm meleklerini.
Necip Fazıl'ın dediği gibi;
"Müjdeler olsun öleceğiz müjdeler olsun
Ölümü öldüren Rabbe secdeler olsun" der,
Ve
Yürür ölümün üzerine tatlı tebessümlerle...
***
Malatya'nın Doğanşehir ilçesinde doğmuştu bir yiğit Bozkurt.
Adını Cengiz koydular.
Ataları gibi yiğit olsun, Bozkurt yürekli olsun diye Cengiz dediler...
Hep adının ağırlığını taşıdı omuzlarında.
Yüreğinde adına layık olmanın heyecanı, gencecik bedeninde Türk - İslam düşmanlarına korku salan imanı...
20 yıl yaşadı Cengiz Baktemur.
Bir ömür 20 yıl...
Vatana asker olamadı ama yaşadığı 20 yılın her anında Milletinin askeri oldu, İslam'ın neferi oldu.
Yürüdü Cengiz yürüdü....
Tebessümüyle yıktı önündeki kahpe engelleri.
Yürüdü Cengiz yürüdü.
Aldırmadan yolundaki dikenlere, aldırmadan yüreğindeki sızılara....
***
Bir yiğit geçti bu fani dünyadan.
Ölümün sonsuz yaşama uyanmak olduğunu bilen bir yiğit.
Ölümün vuslat olduğunu,
Ölümün özgürlük olduğunu,
Ölümün kutlu bir doğuş olduğunu bilen, Bozkurt yürekli bir yiğit geçti bu yalan dünyadan...
Ulu Tanrımız Allah-ü Teala'ya, Peygamberimize, ırkımıza, vatanımıza, bayrağımıza söven vatansızlara sıktığı kurşunun bedelini canıyla ödediği Cengiz...
"Ben vurdum" dedi yağlı ilmeğin boynunda olduğunu bile bile...
"Ben onu vurmasaydım, o beni vuracaktı, seni vuracaktı" dedi ve şehadet müjdesini aldı zlim hakimlerden....
***
Sabah vaktiydi...
Ezanlar saba makamında gafleti uyandırıyordu.
Rüzgar saba makamında esiyordu.
Nisan yağmurlarla yıkanıyordu.
Ay güneşe uyanıyordu.
Cengiz yürüyordu.
Yürüyordu Bozkurt yürekli yiğit şehadet muştusuyla şenlenen gönlünü Allah'a teslim etmek için yürüyordu Cengiz...
Celladı bile korkarken ölümden, Cengiz gülüyordu....
Ona tebessüm eden meleklerle konuşuyordu sanki...
***
Son arzusunu sordular.
"Bayrak ve Kur'an" dedi.
Başka ne isteyebilirdi ki Bozkurt yürekli adam...
Getirdiler.
Defalarca öpüp başına koydu.
Evladını koklar gibi kokladı.
Sevdalısını öper gibi öptü.
Anasının babasının eli gibi öpüp başına koydu.
Gözleri ve tebessümleriyle celladına dönüp, "Şimdi hazırım" dedi....
***
Yağlı urganı taktılar boynuna.
Urgan değil sanki cephede kazandığı üstün hizmet madalyası boynuna takılan.
Öylesine mutlu, öylesine gururlu.
Gözlerini kapattı ve Ezan-ı Muhammediler yükselirken arş-ı alaya, meleklerin kollarında cenette yürüdü Cengiz Baktemur...
Yürüdü Cengizler,
Yürüdü Bozkurtlar,
Yürüdü Ülkücüler,
Saf saf olup bir kutlu kervan misali cennete yürüdü Ülkücü Şehitler...
***
Bu topraklarda attığımız her adım, aldığımız her nefes evvelce Ulu Tanrımız Allah-ü Teala sonra da bu kutlu şehitlerimizin sayesindedir.
Unutursak ölelim.
Unutursak tükenelim.
Unutursak kurda kuşa yem olalım...
Unutursak hainlerin kahpe pusularına düşelim...
Fatihalarla şenlendirelim kabirlerini.

YA ALLAH, BİSMİLLAH, ALLAHU EKBER!
TANRI TÜRKÜ KORUSUN VE YÜCELTSİN!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder