Öncelikle Süper Lig'de zorlu bir mücadelenin sonunda şampiyonluk ipini göğüsleyen Galatasaray'ı, Süper Lig'e çıkma başarısını yakalayan Rizespor, Ankaragücü ve Erzurumspor ile Türkiye Kupası'nı kazanan Akhisarspor'u ve bu takımlara gönül verenleri kutluyorum.
Bu takımlarımızdan Avrupa kupalarında ülkemizi temsil etme hakkı kazananlara da Türk Milleti'nin bir ferdi olarak üstün başarılar diliyorum.
***
Bugün ulusal medya ve sosyal medyada Galatasaray ve Erzurumspor'un şampiyonlukları kadar Eskişehir kenti de konuşuluyor.
Süper Lig şampiyonu Galatasaray taraftarlarının sadece Eskişehir'de şampiyonluk kutlaması yapamamış olması ulusal basının ve sosyal medyanın gündemindeydi.
Halbuki bu durum ilk defa olmuş değil.
Her sene hangi takım şampiyon olursa olsun Eskişehir halkı Eskişehir'de kutlama yapılmasına izin vermiyor.
Ve her sene ulusal medya bunu ilk defa oluyormuş gibi görüyor sütunlarında.
***
Öncelikle şunu çok net bir şekilde belirtmek isterim.
Eskişehir bir futbol kentidir.
İnsanlar futbol ile yatar futbol ile kalkar.
Eskişehirli, kentinin takımı Eskişehirspor'a öylesine bir sevda beslemektedir ki, Eskişehirspor bu sevda sayesinde bugün Eskişehir'in en büyük markası haline gelmiştir.
Bunu daha net anlatmak için şöyle bir örnek verelim:
Memleketimizin her kentinin meşhur bir ürünü vardır.
O ilin adı geçince hemen o ürün akla gelir.
Bursa denilince şeftali,
Malatya denilince kayısı,
Rize denilince çay
Antalya denilince portakal gibi...
Türkiye'nin neresinde olursanız olun Eskişehir adı geçer geçmez söylenen ilk cümle ''Vaaaayyy ESES'' olur...
***
Kentinin takımına bu kadar sevdalı başka bir kent halkı yoktur ülkemizde.
Türkiye futbol varolduğundan bu yana memleketimizin her yanında GS, FB, BJK takımlarının tutulması nerdeyse farz olmuş durumda.
Çünkü diğer takımlar güçlü değil ve şampiyon olamıyorlar.
İnsanlarımız da ''en azından futbol oyununda bari güçlü olanın yanında olayım da ben de sevinebileyim'' düşüncesiyle bu takımlardan birini tutuyorlar.
1965 yılında merhum Dr. Aziz BOLEL liderliğinde Eskişehirspor kurulur ve ülke genelinde hakim olan ''üç takımdan birini tutma'' zorunluluğu sona erer.
Eskişehirspor öylesine bir mücadele verir ki, sadece Eskişehirlilerin değil, tüm Anadolu insanının sevgisini kazanır.
İşte Eskişehir böylesine kendi kentinin takımına sevdalıdırlar.
***
Futbolun geliştiği hangi ülkeyi ele alırsanız alın, hemen hemen her kenti bir ''Eskişehir''dir.
Her kentin insanı kendi kentinin takımını tutar, hatta kendi kasabasının takımını tutar.
Kent halkı tüm maddi ve manevi imkanlarını kentinin takımı için harcar.
Kendi takımının formasını alır,
Kendi takımının maçına gider,
Kendi takımına üye olur...
Bunun sonucu olarak da kendi kentinin takımı gelişir, büyür ve güçlenir.
Bununla birlikte ülke genelindeki futbol rekabeti daha üst seviyelere çıkar, uluslararası maçlarda bu ülkelerin takımları daha başarılı olur.
Biz de ise durum tam tersidir.
Edirne'den Kars'a, Sinop'tan Hatay'a her kent insanı bütün maddi ve manevi kaynağını sadece 3 takım için kullanır.
Böyle olunca da futbol oyunu ve futbol sektörü üç kulüp arasında döner...
***
Bugün ülkemizde futbol geri kalmışsa, uluslararası alanda bir istisna ile yıllarca övünüyorsak bunun en büyük sebebi kent halkının kendi kent takımına sahip çıkmamasıdır.
Bir kent hariç.
Eskişehir!
Tarihinde hiç şampiyonluk kazanamamış olmasına rağmen, yıllarca alt liglerde hayatta kalabilme mücadelesinin ötesine geçememiş olmasına rağmen, kötü yönetimler sonucunda mali kriz ile boğuşuyor olmasına rağmen, bir kentin insanları kendi kentlerinin takımlarına aşk ile bağlanabiliyorlarsa bütün futbol taraftarları bu insanlara saygı duymalıdırlar.
Bugün bütün futbol kamuoyu ''Eskişehir'de şampiyonluk kutlamasına izin verilmedi'' diye ortalığı velveleye vereceğine ''Şampiyon takımın taraftarları Eskişehir'de kutlama yapmadı'' şeklinde konuşsa çok daha güzel olmaz mıydı?
***
Sonuç olarak, artık Türkiye'de futbol taraftarları şunu bir kez daha anladı ki, Eskişehir halkı diğer kentler gibi değildir. Kendi kentinin takımı amatör kümede de olsa aşk ile bağlıdırlar takımlarına ve herkes de buna saygı duymalıdır.
Son olarak şunu da belirtmeden geçemeyeceğim.
Cumhuriyetimizin kurucusu Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ''Eskişehir halkı seçkin özelliklerle bezenmiş bir halktır'' övgüsüne mazhar olan Eskişehirliler, bizleri bu şekilde öven Atatürk'ün ülkemizi işgal eden Yunanlıların bayraklarının dahi ayaklar altına alınmasına müsaade etmediğini unutmamalıyız.
Eskişehirspor taraftarı arma aşkını en iyi yaşayan bir topluluk olarak başkalarının da arma aşkına, forma aşkına, renk aşkına da saygı duymalı ve sosyal medyada bazı görüntüleri paylaşmamalıdır...
''Sevdalar küme düşmez'' derken sevdaların ayakları altına alınayacağı gerçeğini de unutmamak gerekli...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder