17 Ağustos 2017 Perşembe

Gecenin uğultusuyla ölüme selam vermek...

Ne kadar da mutluyduk...
Yıllardır hasret çektiğim kız çocuğumun doğumu yaklaşıyordu.
Belki 1 ay, belki de 1 aydan da az bir zaman kalmıştı.
Asker ocağında gün sayan Mehmetçikler gibiydim.
Kız çocuğum olacaktı.
Adam olan adamın bir kız çocuğu olmalı diyordum hep.
Ve benim de bir kız çocuğum olacaktı nihayet.
Onun mutluluğu ve hayaliyle uykuya dalmıştık.

Huzurluyduk.
Rahat uyumuştuk.
Ve o an.

Saat 03:02
***
Gece kızgın bir boğa gibi uğulduyordu.
Yerden, bizi üzerinden atmak istercesine vurulan bir darbe.
Adeta yer yerinde oynuyor ve gece hepimize hiddetle bağırıyordu sanki.
Uyandık.
Çaresizdik.
Yatağın kenarına oturdum.
- Lailaheillalah!
- Allahuekber!
Eşim paniklemiş ve ne yapacağını bilemez bir vaziyette sağa sola koşturuyordu.
Kolundan tuttum.
- Otur şuraya birazdan öleceğiz dedim.
Oturmadı.
Bir yandan kızımızı tutuyordu karnındaki, bir yandan "Lailaheillallah" diyordu.
***
- Allahım demek ki bana bir kız çocuğumun olmasını nasip etmeyeceksin. Keşke görebilseydim onu. Bir kere de olsa koklayabilseydim.
O bir kaç saniye içersinde ne kadar da çok dua etmişim.
Ama oğlumuz vardı!
Evet evet oğlumuz.
Diğer odada uyuyan oğlumuz.
Hemen ona doğru koşturduk.
Koşarken o korkunç uğultu bizi kovalıyordu, ve bastığımız yer sallanıyordu.
En azından oğlumuzu kucaklayabilseydik ölmeden önce.
Ölümü çok rahat kabullenmiştim.
Dipten gelen darbeler ve o korkunç uğultu ölümü kabullendirmişti bana.
***
Elhamdulillah!
Oğlumuza sarılmıştık.
Koklamıştık!
Öpebilmiştik onu bir kere daha!
Sonra ne yaptık!?
Hiç bilemiyorum.
Oğlumuzla birlikte ve tabii kızımla huzur içindeydik.
Eşimin panik hali ile tam ters durumdaki benim sakinliğim ve rahatlığım halen benim bile inanamadığım bir durumdu.
Neden bu kadar sakindim ve neden ölümü bu kadar rahat kabullenmiştim.
Dördümüz bir aradaydık ve aklıma başkaca hiçbir şey gelmiyordu.
En azından onlarla birlikteydim ve onların kucağında ölecektim.
Tükenmek bilmeyen o 45 saniye ömrümün en uzun gecesi olmuştu belkide.
O 45 saniye içinde en çok aklıma gelen kızım ve kelime-i şehadet getirmekti.
Oğlum, eşim ve kızım...
Bir aradaydık.
Bir olmuştuk, birleşmiştik...
***
45 Saniye sonrasında, merdivenlerden inişimiz, sokağa çıkışımız, koşturmacalarımız...
Hiçbirisini anımsamıyorum.
Oğlumu kucaklayıp, eşimle sarıldığımız andan sokaktaki otoparka geliş anımıza kadar anımsadığım tek şey ölüme selam vermem ve kelime-i şehadet getirmemdi.
Başka ne yaptık?
Nasıl kaçtık?
Merdivenlerde kimlerle karşılaştık?
Kimler ağlıyordu?
Kimler çığlık atıyordu?
Hiçbirisi zihnimde halen yok!
***
Canım arkadaşım rahmetli Rafet Ünal vardı yanımda otoparkta.
Onlar binanın giriş katında oldukları için erkenden kaçmışlar.
Abimler, kardeşim,
Komşular...
Hepimiz otoparkta toplandık.
O 45 saniye tükenmişti.
Ölmemiştik...
Yaşıyorduk.
Oğlumuzda, kızımızda iyiydi elhamdulillah...
***
O gece hiç unutamayacağım, anımla sonlandırmak istiyorum yazımı.
Ahmet abim bizden bir kaç bina aşağıda oturuyordu.
Onlara bakmak için oturduğumuz sokaktan aşağıya doğru indim.
Evlerinin önünde göremedim onları.
Biraz daha aşağıda meydanlık bir yer vardı. Belki oraya inmişlerdir diye meydana doğru yürüdüm.
Evler bomboştu.
Pencerelerde, balkonlarda hiç kimse yoktu.
Birden balkonlardan birinde bir adamın sokaktaki halka doğru bağırdığını gördüm.
Biraz hızlıca gittim ve adamın sözlerini duyduğumda şok olmuştum.
Adam serhoştu.
Elinde tuttuğu rakı bardağını arada bir ahaliye sallayarak.

- Ulan deyyuslar nereye kaçıyorsunuz, Allah sizi sokakta yakalayamaz mı sanıyorsunuz!? Çabuk girin evlerinize salaklık yapmayın!!!
***
Ulu Tanrımız Allah'ın neyi kime nasıl söyleteceğini kim bilebilir ki!?
İşte bir serhoş hepimizin kaçtığı hakikati bize haykırıyordu!
Ölüme selam verdiğim o korkunç gece bana neden o kadar korkunç gelmemişti bilemiyorum.
O kadar rahattım ki, rahmetli arkadaşım Rafet Ünal'ın evine girip uyumak istedim.
O gece hayatlarını kaybeden sevdiklerimiz oldu.
Tanımadıklarımız...
Binlerce insanımız o gece hayatlarının son nefesini aldıklarını farketmediler bile.
Nice sevdalar,
Nice hayaller,
Nice umutlar,
Nice güzel yürekler o gece ölüme selam verip sonsuz yaşama adım attılar.
Mekanları cennet olur inşaallah.
Allah tüm insanlığı daha beter afetlerden korusun ve kollasın!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder