24 Ekim 2013 Perşembe

"Bu da mı ofsayt be!"

"Bu da mı ofsayt be!"
Nur içinde yatsın, mekanı cennet olsun;
Merhum Sadri Alışık'ın bu sözleri bu kahpe dünyada dürüstçe yaşamaya çalışanların;
"Hayatı film" olanların dilinden düşmez oldu iyice...

Kahpelerin kalesine attığınız her nizami golünüzün ofsayt sayılacağını bile bile mücadeleyi bırakmazsınız.

Çalışır çabalarsınız...
Etraftan herkes sizi uyarır!
"Yapma, etme eyleme" derler...
Aldırmazsınız...
Dürüstlükten ödün vermezsiniz...
Fukaralıktan korkmazsınız...
Korkulacak bir şey olsaydı fukaralık;
Hz. Peygamber üç-beş hurma tanesiyle iftar mı yapardı?
Çünkü Tanrı O'na "zengin ol!" dememişti...
"Dürüst ol!" demişti...
İnsanların en yücesi Hz. Muhammed bu emre uyup dürüst olmamış mıydı?
Hz. Ali fakirlikten korkmuş muşdu?
Korksaydı, Zülfikar'ı satıp düğün parası yapar mıydı?
Biz neden korkalım fukaralıktan, onlar korkmadıysa?
***
"Enayi" derler...
"İş bilmez!" derler...
"Memleketi sen mi kurtaracaksın!" derler...
Derler ha derler...
Torba değiller ki; ağızlarını büzesin...
Onlar kazandıkça daha çok isterler;
Biz ise;
Kaybettikçe şükrederiz...
Bu kahpe dünyada kaybedenlerin, aslında kazananlar olduğunu göreceğimiz vaadedilmiş günü bekleriz...
1 akçenin hesabını vermekten korkan Hz. Ali'nin korkusunu hissederiz her daim yüreğimizde...
Sıkılırız ama yıkılmayız...
Diz çöksekte, kalkmasını biliriz Allah'ın izniyle...
Tek dayanağımız Tanrımız;
Allah-ü Teala'nın bize verdiği güçle kaybetmek için savaşırız...
Attığımız her gol, ofsayt sayılsa da bir sonraki pozisyona hazırlanırız her daim...
***
Yine gol attık;
Yine ofsayt verdiler...
Biraz celallenecek olsak onlar yine çıkar piyasaya;
"İt iti ısırmaz, kimi kime şikayet edecen, otur oturduğun yerde" derler...
Oturursunuz çaresiz ama duramazsınız...
Tüm servetini Allah'ın emri üzere fukaralara dağıtan Hz. Osman'ın yüreğine düşer aklınıza...
O bu kahpe dünyada malını çoğaltmamış azaltmış, hatta bitirmişti...
Burada dağıttıkları, Allah'ın vadettiği günde misli misli geri gelecekti O'na...

***
"Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır" düsturuna uyarsınız;
Doğruları söylersiniz...
Yazarsınız...
Yine çıkarlar karşınıza...
"Kimsenin etlisine sütlüsüne karışma, otur oturduğun yerde" derler yine...
Kimsenin çorbasına taş atmadık ki biz...
Ne etli biliriz ne de sütlü...
Bir buğday tanesi bile verse rızkımızdan yana yüce Yaradan, mahcup olur şükrederiz...
Saray sofralarında, karınlarını şişirip sofra duası edenler gibi süslü laflar edemeyiz belki amma;
Verdiklerine, yüreğimizle ve gözyaşlarımızla hamd ederiz...
Tıpkı evindeki 5-10 zeytin tanesinin yarısını komşusuna veren Peygamberler Şahı gibi, elimizde avucumuzda olanı bölüşürüz...
"Enayi bak yine ofsayta düştün" derler...
"Gol ulan işte buz gibi gol!" diye yakalarına yapışmak isteriz de pislik bulaşır diye uzak kalırız...
***
Anlayacağınız dostlar yine ofsayta düştük biz...
Orta sahadan attığımız buz gibi gol yine ofsayt sayıldı...
Bir kere daha merhum Sadri Alışık'ı rahmetle analım dedik...
"Bu da mı ofsayt be!"
"Su da mı gol değil kahpe dünya!"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder