Nedir sizce sömürü düzenine karşı çıkmak!?
Don Kişot ve Sanço Panço'nun öyküsü müdür!?
Zengin'den çalıp fakire dağıtan film ya da roman kahramanlarının öyküsü mü yoksa!?
Münir Özkul'un tüfeğinin namlusunun ucundaki hedef midir!?
İnsanlık tarihi boyunca hep bu soruya cevap aradı birileri...
Sizce bu cevabı bulabilen var mıdır!?
***
Düşünüyorum...
Bir futbolcu transfer oluyor...
Ecnebi bir ülkeden ülkemize gelecek...
Özellikle son üç gündür ülkemizde milyonlarca insan bu "mutlu" haberi bekliyor...
Geldi mi, gelecek mi, doğru mu, yalan mı!?
Ajanslar takip ediliyor...
Yolda yürürken meraktan çatlayan eleman arkadaşını arıyor;
- Oğlum noldu lan yok mu Şınaydır'dan bir haber!
Belli ki aldığı haber olumsuz...
Suratını ekşitip, telefon etmek için yere bıraktığı oldukça ağır iki koliyi tekrar iki eline alıp yürümeye devam ediyor...
***
Çarşı, pazar karışmış...
Eli kulağında oldu olacak...
Eminim bir maden ocağında çalışan garibanlardan bazıları da kazmayı salladıkça bu haberin geleceği anı bekliyordur bir yerlerde...
Bir delikanlı aldırış etmeden cebinde bir sigara parası bile olmamasına Şınayder'in gelip gelmeyeceğini bekliyordur büyük bir merakla...
Hepsi düşük gelir düzeyinden insanlar...
Yani bizim insanlarımız...
Gece gündüz çalışan, çabalayan, üç kuruş ekmek parası için ağız kokusu çeken insanlarımız...
Emekçilerimiz...
Verdikleri emeğin karşılığını hiçbir zaman alamayan emekçilerimiz...
Hepsi günlerdir Şınaydır ile yatıp Şınaydır ile kalkıyorlar...
Vay anasına sayın seyirciler!
***
Milyonlarca emekçi, gece gündüz çalışıp para kazanıyorlar...
Kazandıkları paraya da para demiyorlar gerçi...
Asgari geçim düzeyinde bir para...
İşte bir çoğu o azıcık paradan bir miktarını ayırıp, maça gidiyorlar...
Forma, kaşkol, eldiven, çorap, don, sutyen, atlet, fanila, karyola örtüsü, bebe takışirketleşen kulüplerine ait bir ürün alıyorlar...
Hepsi Şınayder 6 milyon dolar para alabilsin diye...
Milyonlarca insan bir adam o milyonlarca insanın bir tanesinin bile rüyalarında dahi göremeyecekleri parayı alsın diye ellerinden geleni arkalarına koymuyorlar...
Sonra bunlardan bazıları çıkıp "Sömürü düzenine karşı" sloganlar atıyor İstiklal caddesinde yürüyerek...
Birileri facebok'ta paylaşımlar yapıyor "Sömürü düzenine karşı"...
***
Yani bu sömürü düzenine gönüllü mağlup olan da biziz, karşı çıkan da biziz...
"Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu" lafının mucidi de biziz...
Şu an sadece sömürü düzeninin en etkili silahı olan futboldan bir örnek veriyorum.
Şınaydır örneği de bildik tanıdık diye...
Yoksa 6 milyon değil 60 milyon dolardan kapı açanlarda var...
Hatta 100 milyonları aşanlar bile var...
Ne yapıyorlar bunu haketmek için...
Güzel top oynuyorlar...
Peki bunca parayı onların almasını sağlayanlar ne yapıyorlar!?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder