10 Ocak 2018 Çarşamba

Millet için, Devlet için Siyaset mi? Popülist siyaset mi!?

7 Haziran 2015 seçimlerinden bu yana ülkenin siyasi gündemi tamamen MHP ve MHP Lideri Devlet Bahçeli üzerine odaklanmış durumda.
7 Haziran'da MHP'nin almış olduğu yaklaşık yüzde 17'lik oy oranı hem AKP cephesini, hem de CHP+HDP+FETÖ cephesini telaşlandırmıştı.
Bir taraftan AKP, diğer taraftan üçlü blok MHP ve Devlet Bahçeli'ye hem saldırıyor hem de kendi taraflarında yer alması için akla hayale gelmedik tekliflerde bulunuyorlardı.
Devlet Bahçeli ise, kararını vermiş, MHP'nin ortaya koyduğu şartları kabul etmesi durumunda AKP ime koalisyon kurulabileceğini aksi takdirde üçlü blok ile hiçbir şart altında koalisyona girmeyeceğini açıklamıştı.
***
MHP'nin Türkiye'nin bölünmez bütünlüğü merkezli şartları AKP tarafından kabul edilmedi.
Bununla birlikte CHP lideri ve HDP kendilerine hükümeti kurma görevi verilmemiş olmasına rağmen MHP'ye başbakanlığı vermeyi teklif etti. AKP'den sonra 2. parti konumundaki CHP'nin hükümeti kurma görevi verilmemesine rağmen böyle bir teklifte bulunması akıl ve mantık kurallarını zorluyordu.
1 Kasım erken genel seçimlerine gidene kadar hem üçlü blok, hem de AKP bütün güçleriyle MHP ve Lider Devlet Bahçeli'ye saldırdı. Seçim meydanlarında her iki tarafında ortak hedefi MHP oldu. Tabii ki üçlü blok da yetmedi. MHP'nin kanayan yarası olan "iç muhalefet" mekanizması hemen devreye girdi ve kendilerini "eskimiş Ülkücü" olarak tanımlayanlar ile "Paradigma değişim cuntası" bir olarak MHP'ye karşı bir cephe de onlar açtı.
***
MHP ve Lider Devlet Bahçeli "Önce Ülkem ve Milletim, sonra partim ve ben" sloganıyla üç koldan yürütülen saldırılara karşı mücadele etti.
MHP'nin varoluş esası "Devlet ve Millet" idi.
Bunu bilmeyenler, MHP'yi ve liderini kendileri gibi oy peşinde koşan popülist siyasetçi zannettiklerinden Devlet Bahçeli'nin tutumunu anlayamıyorlardı.
İçerden ve dışardan tüm saldırılara, tüm ihanetlere ve tüm "Bahçeli varken MHP'ye oy vermem"ci eskimiş Ülkücülere rağmen MHP baraj sıkıntısı çekmeden TBMM çatısı altındaki varlığını sürdürdü.
Milletvekili sayısının yarı yarıya düşmesine rağmen 1 Kasım sonrasında da ülke gündeminin 1 numaralı ismi yine MHP ve Devlet Bahçeli oldu.
***
AKP hükümeti, MHP'nin 1 Kasım öncesi ortaya koyduğu tüm şartları yerine getirdi.
Kısa süre öncesine kadar MHP ve Ülkücü Camia'ya "Türkçülük bölücüktür", "Fatiha bile bilmezler", "Sivas'tan öteye gidemezler" gibi hakaretler edenler artık "Devlet Bey'in sözünün üstüne söz söylenmez" diyorlardı. 12 Eylül sonrasında tamamen tasfiye edilen Ülkücüler yavaş yavaş yeniden devlet kadrolarında yerlerini alıyorlar.
Askeri birliğimizden Türk bayrağının indirilmesi ihanetini savunanlar 15 Temmuz sonrasında tüm meydanlara, caddelere, sokaklara Türk bayrağı ve cumhuriyetimizin kurucusu Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "HAKİMİYET MİLLETİNDİR" sözüyle çıkıyorlardı.
7 Haziran öncesine kadar "Çözüm Süreci" ihanetine imza atarak, teröristlerin ülkemizde elini kolunu sallayarak gezmelerine müsaade eden hükümet artık teröristin inlerine kadar girmeye başladı.
***
Ülkemiz tarih boyunca hep dünyanın en stratejik noktalarından biri olmuştur. Bugün de öyledir.
Dün ülkemizi işgal eden ve bir milletin uyanışıyla denize dökülen Haçlı Ordusu emelinden vazgeçmiş değildir.
Çeşitli ayak oyunları ile Anadolu topraklarındaki Türk varlığını sona erdirmek için Bizans oyunlarına devam etmektedirler.
1000 yıldır süre gelen Türk varlığı Anadolu topraklarında sonsuza kadar sürecektir.
Bunu önce Atatürk gösterdi.
Sonra Başbuğ Türkeş ve bugün de Devlet Bahçeli göstermiştir ki, 1919 ruhu asla tükenmemiştir ve tükenmeyecektir.
***
MHP kurulduğu günden bu yana hiçbir zaman popülist siyasetin içinde olmamıştır.
MHP, Başbuğ Alparslan Türkeş'in "CHP Atatürk'ün kurduğu çizgide kalsaydı biz MHP'yi kurmazdık" sözlerinin içine gizlenmiş kutlu bir davanın karargahı olarak kurulmuş ve bugüne kadar da varlığını sürdürmüştür.
MHP'den önce ya da sonra kurulup, popülist siyasetlerle bu ülkenin yönetiminde bulunan bir çok siyasi parti yok olup giderken MHP varlığını bugünlere kadar sürdürmüştür.
Çünkü MHP dualıdır!
Çünkü MHP Yesevi dergahından aldığı güç ile mücadele etmektedir!
Çünkü MHP Sultan Alparslan'ın adaletiyle hükmektedir!
Çünkü MHP Osman Gazi'nin vatan aşkıyla çalışmaktadır!
Çünkü MHP Atatürk'ün işaret ettiği "damarlarındaki asil kan"ın farkında olan Bozkurtların, Asenaların baba ocağıdır!
Çünkü MHP, bir şehitler kervanının ana kucağıdır!
***
Atatürk'ün vefatından sonra Türk milletinden uzaklaşan ve bunun vebalini de İnönü döneminden bu yana tek başına iktidar olamayarak ödeyen CHP'nin yöneticileri MHP ve Devlet Bahçeli ile uğraşmayı bırakıp kafalarını duvarlara vursunlar. CHP'ye oy veren değerli vatandaşlarımız da "Siz Atatürk'ten devraldığınız CHP'yi ne hale getirdiniz" diyerek CHP'li yöneticilere hesap sorsunlar!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder