Ankara...
Türk'ün Anadolu'daki son başkenti Ankara.
Bahtı kara Ankara...
Türk'ün Anadolu'daki mührü Ankara!
Ağlıyordu Ankara bir kere daha!
Ve üşüyordu kaldırımlar,
Sokaklar, caddeler üşüyor
Ağlayan bulutların gözyaşları donuyordu tane tane...
Bir çınar devrilmeden;
Dimdik uğurlanıyordu sonsuzluğa...
***
Ağlıyordu Bozkurt yürekler...
Hoyrat hıçkırıklarını yüreklerine gömüyordu Asenalar.
Eller üşüyordu, donuyordu Bozkurt yapan eller...
Nisan'ın donan göz yaşlarıyla alınan abdestler tir tir titriyordu,
Göğe yükseliyordu selâlar,
Yürekleri yakıyordu ezanlar...
Ve gidiyordu gönüllerin sultanı,
Gidiyordu Türk'ün son BAŞBUĞ'u sonsuz yaşamın derinliklerine...
***
Türk'e karalar bağlamak yakışmazdı,
Nisan'ın yağmurlarını bembeyaz örtü yaptı yaratan!
Ağlama Ankara ağlama,
BAŞBUĞLAR ÖLMEZ!
Sönmeden en son OCAK bitmez Türk'ün varoluş kavgası, dinmez haykırışlar, tükenmez yağmur kokan geceler...
Ölmez bu dava ölmez BAŞBUĞLAR...
Ne Mustafa Kemaller tükenir Anadolu'da ne de Türkeşler biter...
Her karış toprağına şehit kanıyla sulanan ölümsüz ÇINARlar diktik Anadolu'nun.
Türk'ün düşmanları "Bitti" dedikçe biz daha çoğalıp büyüyeceğiz...
***
BAŞBUĞlar ölmez!
Bir kutlu ordusu vardır ki Mustafa Kemal'in yemin etmiştir sonsuza kadar TÜRK için savaşmaya.
Bir kutlu ordusu vardır ki Türkeş'in yemin etmiştir sonsuza kadar Anadolu'da Türk varlığını korumaya!
Türküm!
Doğruyum!
Çalışkanım!
Andolsun,
Yemin olsun,
Ölmeyecek Başbuğlar,
Ölmeyecek Mustafa Kemal Atatürk!
Ölmeyecek Alparslan Türkeş...
***
Varlığım,
Türk varlığına armağan olsun...
Kınalı Kuzular'dan Fırat Çakıroğlu'na bir şehadet kervanının gönüllü askerleri yine Ankara'da haykırdı...
157. Alayın neferleri,
Kahpe düzenin Bozkurt yürekli yiğit çocukları,
Anadolu'nun başı dik yiğitleri,
Tek bir yürek olup, haykırdılar bir kere daha;
BAŞBUĞLAR ÖLMEZ!
***
Pensilva'nın itleri ürse de çöplüklerde,
Bozkurt'un nârâsı yükselecek Anadolu'da...
Hurdayla, çöple uğraşacak vaktimiz yok!
5000 yıllık bir varoluşun ebediyete kadar yaşamasıdır mücadelemiz.
Tasmalı itlere cevap Ankara'da verilmiştir.
Artık çöplükte ürenlere taş atmak yerine memleket davasına dönelim.
Vakit;
Başbuğ'un bizlere emanet ettiği 9 IŞIK'ın aydınlattığı yolumuzda müreffeh Türkiye için, Milliyetçi Hareket'in iktidarı için sokak sokak, ev ev dolaşarak gönüllere girme vaktidir.
***
Evet "Başbuğlar Ölmez!"
Bunun kuru bir slogan olmadığını göstermek vaktidir artık.
Başbuğ'un ordusuna komuta eden Bilge Lider Devlet BAHÇELİ'nin en büyük mücadelesi olan "Türklüğün Bekası" mücadelesinde kutlu bir nefer olma vaktidir.
En büyük vazifemiz fitneye kan kusturmaktır.
Bu kutlu yürüyüşte kim fitne kazanının kepçesini eline almışsa elini kırmak vaktidir!
Türk'ün son kalesi olan MHP ve Ülkü Ocakları'nın içinde fitne kazanını kaynatanlar bundan sonra en büyük düşmanımız ve hedefimizdir.
Koltuk sevdalıları;
Makam ve mevki kovalayıcıları,
Kartvizit budalaları,
Artık bu davanın sırtından inin, yakamızdan düşün...
Biz hesapsızca davaya gönül vermiş neferler olarak BAŞBUĞ'un ölmediğini en önce size sonra da bütün Türk düşmanı itlere göstereceğiz ve Devlet'in başına "Devlet"i getireceğiz!
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder