26 Mart 2016 Cumartesi

"Muhsin başkan yaşasaydı..."

Öyle diyor memleketimin insanı.
"Muhsin başkan yaşasaydı oyumu ona verirdim"
Hadi lan ordan teneke!
Ölü sevici dümbelekler!
Sosyal medyaya baktığınız vakit sanırsınız ki, rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu sağlığında yüzde 25-30 civarı oy alan bir partinin lideridir.
Arkadaş bu adam yaşarken neredeydiniz siz!?
***
Muhsin Yazıcıoğlu yaşarken bu enayi dümbelekleri başka lakırdılar etmekle meşguldüler.
Örneğin;
"Efendim doğru diyorsunuz Muhsin bey çok iyi bir adam ama kazanamaz, oyumuz boşa gider" masalıyla kendi kendilerini uyutuyorlardı o zaman bu tenekeler.
Sağlığında kendisi için "iyi adam" demekten öteye gitmeyenler öldükten sonra alayı Muhsinci kesildi!
Sanırsınız Muhsin Yazıcıoğlu bugün mezarından çıkıp gelse yüzde 49.5 ile tek başına iktidar olacak.
Ama nasılsa böyle bir ihtimal yok!
Adam mezarından kalkıp gelecek değil ya!
O zaman napıyoruz!?
Hepimiz Muhsinci oluyoruz!!!
***
Ölü sevicilik çok güzel bir şey.
Bugün "Muhsinci" olup, bol bol "Muhsin Reis yaşasaydı" cümlesi kuranların alayı Muhsin Yazıcıoğlu ölene kadar onu sevdiklerini bile bilmiyorlardı.
Ölünce anladı mübarekler Muhsin başkanı sevdiklerini.
Keşke ölüler de seçimlere katılabilse!
Muhsin başkan ölü olarak bir seçime katılabilse de görsek şu tenekeler ne yapacaklar!
***
Ben Muhsin Yazıcıoğlu başkanımızla birlikte hareket edip, birlikte MHP'den ayrılıp, birlikte BBP ve Nizam-ı Alem Ocakları'nda siyaset yapmış biri olarak bu ölü sevici tenekeler kadar yalamalık yapamadım. Çünkü hem yaptığımız hatayı anladım hem de Muhsin başkanın yaşadığı yıllarda millet tarafından nasıl yalnız bırakıldığı bizzat gördüm, yaşadım ve acısını hissettim.
O gün yaptığımız hareketin Milliyetçi camiayı bölmekten başka bir işe yaramadığını zaman içinde gördük. hatamızı anladık partimize geri döndük.
Milliyetçiler arasında ilk defa bu denli büyük "düşmanlıklar" bizimle başladı.
O dönem MHP'nin TBMM'de grup kurmasını engelledik.
Belki biz ayrılmasaydık MHP'nin hızla yükselen oyları yüzde 8'de kalmayacak Başbuğ Alparslan Türkeş'in liderliğinde ilk defa yüzde 10 barajını aşacaktık.
***
Bu olaydan sonra Milliyetçiler arasında ayrılık rüzgarları bir türlü dinmedi.
Milletimizin MHP'ye olan meylini önceden gören nifak odakları aramıza sürekli nifak tohumlarını saçmaya devam ettiler.
Biz de büyük bir özveri ile bu tohumları yeşertmekten geri kalmadık.
Bu davanın kurucusu ve Başbuğ'u Alparslan Türkeş'e isyan ettik.
Ondan peygamber gibi "hatasız" olma gafletine düştük.
Yetmedi 10 yaşından bu yana ömrünü Ülkücü Hareket'e adayan Devlet Bahçeli'ye isyan ettik.
Geçmişten bir türlü ders almıyoruz.
***
Diyorlar ya; "Muhsin yaşasaydı!"
Ne olacaktı Muhsin yaşasaydı!?
Muhsin Yazıcıoğlu orada şehit edilmişse, yaşasaydı ne olacağı açıktı.
Yapılan tehditlere boyun eğmemiş, partisinden ayrılarak birilerinin güdümüne girmeyi reddetmiş ve bunun bedelini de şehadet şerbetini içerek ödemişti.
Yaşıyor olsaydı, muhtemelen o tehditlere boşun eğmiş olacaktı.
Bugün Süleyman Soylu ve Numan Kurtulmuş gibi siyasetçilerin yaptığını yapsaydı belki o da bugün bir bakan olarak yaşamını sürdürüyor olacaktı.
Ve şundan da eminim eğer o kahpe pusudan kurtulabilmiş olsaydı, Muhsin Yazıcıoğlu de ben ve bir çok arkadaşımız gibi "Hatamızı anladık" diyerek Bozkurt yuvasına geri dönecekti.
Belki de şehit edilmesinin sebebi buydu!
***
Atatürk yaşasaydı...
Türkeş yaşasaydı...
Muhsin yaşasaydı...
Ölü seviciliği bırakın da bugün yaşayan "Dava adam"larına sadakat gösterin.
Emin Hak vaki olduğunda aynı kişiler "Bahçeli Yaşasaydı" demekten geri kalmayacaklar utanmadan....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder