17 Haziran 2014 Salı

2 Kutuplu Türkiye ve Ekmeleddin İhsanoğlu

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ve Başbakan sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın çizdiği "Yeni Türkiye" resmi iki kutuplu bir yönetim sistemini işaret ediyor.
ABD'deki başkanlık sisteminin bir benzerini ancak başkanın "padişah" yetkileriyle donatılmış olanını "Yeni Türkiye" düzeninde uygulamaya çalışacaklar.
Başkanlık sistemi ile birlikte gerek iki turlu seçim sistemiyle gerekse yapılacak yasal düzenlemelerle iki partili bir sistem getirilecek.
Bu yeni düşünülmüş bir sistem değil.
AKP'nin kuruluşundan bu yana hazırlanan "Yeni Türkiye" projesinin bir parçası.
Hatta en önemli parçası.
AKP'nin tüzüğüne koymuş olduğu 3 dönem kuralı o günlerde başkanlık sistemine geçiş için biçilen süre idi. 15 yılda bu geçiş sağlanacaktı ve şu ana kadar gördüğümüz bu sistem normal seyrinde devam ediyor.
***
Halkın dini ve manevi değerlerini çok iyi kullanan "karizmatik" lider Recep Tayyip Erdoğan sayesinde ülkemizde (en az) yüzde 30 civarında Tayyip Erdoğan'ın her dediğine biat edebilecek bir halk kitlesi oluştu.
Onu halife olarak gören,
Osmanlı Sultanı olarak gören,
Evliya olarak gören,
Ve hatta çok daha ileri gidenleri hepimiz biliyoruz...
13 yıl içinde böyle bir kitle oluşturuldu.
Bu çok basit bir şekilde yapıldı.
Başörtüsü serbestisi ve kılık kıyafet konusundaki rahatlık...
Bunun dışında İslam adına hiçbir şey yapılmadı.
Bilakis tam aksi oldu.
Çağdaş kölelik sistemi olan Taşeron sistemi Özal ile başladı Erdoğan ile tavan yaptı.
Cumhuriyet döneminde hiçbir zaman ülkemizde kumar bu kadar yaygınlaşmadı, üstelik devlet elinde...
Alkol ürünlerine reklam yasağı getirilirken kumar oyunları teşvik edildi.
Buna rağmen din kullanılarak başbakana biat kültürü ile bağlı olan çok büyük bir kitle oluşturuldu.
***
Başkanlık sistemi için halk hazır.
Bütün direnç noktaları baskıcı bir tutum ile kırıldı.
Halkın çok az bir kısmı artık direnebiliyor.
Hal böyle olunca iki partili sistemde yer alacak ilk parti net olarak belli oldu.
Yeni Türkiye'nin mimarı AKP...
Şimdi ikinci partinin belirlenmesinde sıra.
Bu belirleme sürecini de yine AKP yönetiyor.
İki partili sistemin 2. partisi olmaya aday iki parti var.
Türkiye'nin en köklü, en eski iki partisi
Cumhuriyet Halk Partisi...
Milliyetçi Hareket Partisi...
***
Bu iki partinin Yeni Türkiye sisteminde varlıklarını sürdürebilmeleri için adeta bir soğuk savaş yaşanacak.
Bunun ilk izlerini 30 Mart 2014 Yerel seçimlerinde gördük.
AKP, bu seçimleri "Sağ-Sol" seçimleri bandına oturtup MHP'li seçmenin oylarını çalmaya çalıştı.
Bunu bir çok yerde de başardı:
Bir çok yerel seçim bölgesinde AKP'liler "MHP'ye verirseniz oyunuz CHP'ye gider" propagandası ile Milliyetçi iradeyi tahakküm altına almaya çalıştı.
Böylesi bir propagandaya rağmen MHP oylarını 2 buçuk milyon civarında arttırarak, varlığını sürdüreceğinin işaretini verdi.
AKP'nin 3 milyona yakın oy kaybettiği bu seçimlerde CHP ise çok düşük bir oy artışı ile yeni sistemde zor bir duruma düşeceğinin işaretlerini verdi.
***
30 Mart 2014 Yerel Seçimleri'nin ardından başlayan Cumnurbaşkanlığı seçimi de yine bir soğuk savaş gibi...
AKP adayını henüz net olarak açıklamadı.
Bir takım işaretler veriliyor.
Ancak kesin açıklamalar yapılmıyor.
Bunun sebebi de yapılan anketler...
Anketlerde Recep Tayyip Erdoğan açık ara fark atabiliyor olsaydı aday çoktan açıklanırdı.
Bir de muhalefetin adayının belirlenmemiş olması da bunda etkili olmuştur.
Şimdi anket sonuçları AKP için daha da önem kazanacak.
AKP halkın nabzını tutmayı çok iyi biliyor.
Ekmeleddin İhsanoğlu adının açıklanmasından sonra belki de Recep Tayyip Erdoğan adaylıktan vazgeçecek ve "Yeni Türkiye" projesi rötar yapacak.
***
MHP Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde de yeni sistemin ikinci partisi olma yolunda önemli bir adım attı.
Devlet Bahçeli'nin "Çatı Aday" formülü CHP'nin elini ayağını bağladı.
Ve sonuçta zamanında merhum Alparslan Türkeş'in danışmanlığını da yapmış olan, Türkiye'nin yetiyştirdiği en önemli bürokrat ve bilim insanlarından biri olan Ekmeleddin İhsanoğlu adı üzerinde iki parti uzlaşmak durumunda kaldı.
Her ne kadar adayı CHP açıklamış olsa da, anlaşılan o ki, MHP'nin önerdiği bir aday ve CHP de bunu kabullenmek durumunda kaldı.
Doğru olan da buydu zaten.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde R. Tayyip Erdoğan'ın halkın dini ve milli hissiyatını kullanarak propaganda yapamayacağı bir aday var artık karşısında.
AKP'nin bu noktaya ortaya koyabileceği tek eleştirel nokta CHP ve MHP'nin uzlaşmış olmasıdır.
***
CHP ve MHP arasında yapılan bu uzlaşma halkımız açısından tarihi bir uzlaşma olmuştur.
AKP, hem bu uzlaşıdan dolayı hem de MHP'nin Yeni Türkiye projesinde ikinci parti olma yolunda emin adımlarla ilerliyor olması sonucunda hırçınlaşıyor ve yandaşlarınca Ekmeleddin adıyla alay etmekten öteye bir eleştirel yaklaşım getirilemiyor.
MHP lideri özellikle son 1 yılda yürüttüğü politikalar sayesinde, AKP'nin milliyetçi ve mukaddesatçı söylemlerle kendi tabanının erimesine mani oldu ve daha da ileri giderek böylesine yoğun bir karapropagandaya karşı oylarını en çok arttıran parti durumuna getirdi partisini.
Dikkat ederseniz AKP son zamanlarda sürekli MHP'nin CHP ile ittifak yaptığı yönünde algı yönetimi yapmaya çalışıyor.
Bunun tek sebebi, Yeni Türkiye projesinde karşılarında MHP gibi milli ve manevi değerlere sahip bir partinin değil, geçmişte Türkçe Ezan, Başörtüsü Yasağı gibi din karşıtı eylemlerde ön plana çıkan CHP'nin olmasını istiyor olmalarıdır.
Sırf Türkçe ezan ve başörtüsü yasağını kullanarak CHP'yi yıllar boyu çok kolay bir şekilde saf dışı bırakabilirler.
Ancak MHP onlar için her an iktidarı kaptırabilecekleri bir parti durumundadır.
***
Sosyal Medya ve fısıltı gazetesini çok iyi kullanan AKP yandaşlarının Ekmeleddin İhsanoğlu adının açıklanmasıyla birlikte MHP'ye yönelik tek eleştirileri bizi doğrular niteliktedir.
Söyledikleri tek şey, "Yıllar önce savaştığınız, şehit Ülkücülerin katilleri ile ittifak mı yapacaksınız?" şeklindeki safsata oluyor...
Binlerce askerimizin, binlerce polisimizin, binlerce vatandaşımızın katili olan terör örgütü ile müzakere yapanların kendileri olduğu gerçeğini bir kenara bırakarak 40-45 yıl önceki yaraları kaşımaya çalışıyorlar.
Hatta ülkenin yeniden bir "sağ - sol çatışması"nın içine düşmesi için adeta dua ediyorlar...
Sonuç itibariyle baktığımız vakit MHP, bu süreçte son derece akıllıca politikalarla üstlendiği misyonun sonsuza dek savunucusu ve bayraktarı olacağını bir kez daha göstermiştir.
Ekmeleddin İhsanoğlu, gibi halkın milli ve manevi değerleri ile aynı doğrultuda bir aday ile yola çıkarak Ülkücü camiayı rahatlatmıştır.
Oyumuz Ekmeleddin İhsanoğlu'na helal olsun...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder