11 Mart 2013 Pazartesi

Taraftar, medya ve polis...

Defalarca yazdım...
Bu memleketin en sahipsiz ve en büyük kitlesi "Taraftarlar"dır...
Yargılanmadan suçlu ilan edilen başka kim vardır bu memlekette...
Maç öncesi ya da maç sırasında,

Akla hayale gelmedik muamelelere tabi tutulan başka hangi kitle vardır bu memlekette...
Ben Eskişehir'de Atatürk Stadı'na girerken ayakkabılarım dahi çıkartılıyor...
Neredeyse pantolonlarınızı da indirin diyecekler...
Polis memurlarının en temiz hitap şekli "Ulan"...
1000 kişinin içinden birisi polise bir kötü laf mı etti!?

O kişiyi aramaya hiç gerek yok...
Polis memuru kafasına göre kameradan birini seçip "bu yaptı" dediği vakit olay bitmiştir..
Yargılama yok, mahkeme yok...

Anında suçlu damgasını yersiniz ve cezayı da keserler...
***

Çok değil bir kaç ay evveldi,
Bir basketbol maçında 4-5 polis memuru bir olup,
Bir astımlı basketbol taraftarını nasıl da öldüresiye dövmüşlerdi...
Taraftar olarak örnekleyeceğimiz bir çok olay vardır...
Polis'in aldığı tedbirlerin tamamı,
Taraftar kitlesinin "terörist" olduğu ön yargısı ile alınmıştır...
Bu ön yargı ile ortaya konulan davranış tarzı da olayların patlamasında en büyük etken oluyor...
Polis taraftarı küfür ve şiddete yönlendiriyor açıkça...

İstanbul'dan bir otobüs organizasyonu ile FB ile oynanacak bir maç için Eskişehir'e gidiyoruz...
Eskişehir girişinde polis ekipleri bizi durduruyorlar...
Otobüsten inip memurlar ile konuşuyoruz...

İstanbul'dan bir otobüs dolusu insanın Eskişehirspor taraftarı olarak Eskişehir'e gelmelerine akıl erdiremiyorlar...
"Siz FB taraftarısınız, kamufle olmak için ESES formaları giymişsiniz" deyip bizi kente almak istemiyorlar...
Ne yapacağımızı, nasıl davranacağımızı bilemedik...
Bizi bekletip, arkadan gelen FB otobüsleri ile bir araya getirecek ve olası bir kavganın içine atacaklar...
Görevli komiser amirine malumat veriyor.
Amir inanmıyor.
"Salmayın tutun orda" emrini veriyor...
Son çare hep birlikte FB'ye sövmeye başladık...
Komiser FB'ye sövdüğümüzü amirine bildirdi...
Amir telsizden "O zaman bırakın gelsinler!" emrini verdi...
Demek ki küfür edince ancak inandırabiliyormuşuz!
***
Şu taktım ya da bu takım...
Hangi takımın taraftarı olursak olalım,
Hepimizin ortak paydası futbol taraftarlığı...
Bu büyük kitlenin içinde elbette çürük elmalar vardır...
Fakat gerçekten takdire şayan büyük bir taraftar kitlesi de var ki;
Yaptıkları icraatları bir çok sivil toplum kuruluşu dahi zorlukla yapıyor...
Örneğin Kasımpaşa taraftarının "KARDEŞ OKUL KAMPANYASI"
Kimselerin elinin ulaşmadığı Anadolu'daki bir çok köy ilkokuluna yardım ellerini uzattılar...
Eskişehirspor taraftarı aynı şekilde...
Tribünde ezeli rakipleri olan illerin köylerine bile yardım ellerini uzattılar...
Bunların hiçbirisi medyada çıkmıyor...
Tartışma programlarına çıkarmıyorlar...

Oralarda konuşmuyorlar...
Gazetelerinde yazmıyorlar...
Yazarlarsa, konuşurlarsa belki diğer taraftar guruplarına da örnek olur da;
Bütün taraftarlar böyle güzel şeyler mi yapmaya başlar diye korkuyorlar belki de...
***
Kırk yılda bir FB-Bursa maçında yaşanan vahim olaylar olabiliyor...
Hiç birimizin tasvip etmeyeceği olaylar bunlar...
Böylesi durumlarda medya hemen ön plana çıkarıyor bunları...

Kanlar içindeki adamcağızı defalarca döndüre döndüre ekranlara taşıyorlar...
Babasının gözlerinin önünde bıçaklanmasının şokunu atlatamayan çocuk taşınıyor ekranlara...
Aynı görüntüleri 9 kez arka arkaya gösterdikten sonra;
Program yöneticisi "arkadaşlar lütfen bu görüntüleri kaldırın, bu tür görüntüleri göstermemek gerekli" diyor sanki bizimle alay eder gibi...
9 kez gösterilirken nerdeydin ulan!
Bu taraftar, sizin aklınıza bile getiremeyeceğiniz köylere yardım elini uzatırken nerdeydiniz...

Bu memlekette nasılsa milyonlarca taraftar kitlesi sahipsiz!
Vurun vurabildiğiniz kadar!
Alçakça yapılan bir bıçaklama olayını, bütün taraftarların üzerine yıkın bakalım!
Sizi izleyen milyonlarca yurttaşımıza taraftar kitlesini serseri olarak lanse edin bakalım!
***
Burada FB-Bursa maçında yaşanan olayı küçümsemek ya da basite indirgemek gibi bir niyetim asla yok...
Bu olayı bütün yüreğimle kınıyorum...
Delikanlı adam kavgada bıçak çekmez...
Delikanlı adam yumruğuna güvenir...
Bıçak çekmek, adam bıçaklamak kalleşlikle eşdeğerdir...
Hele ki, böyle evladını almış sevdası peşinde koşan savunmasız insanları bıçaklamak için belki de çok daha ağır kelimeler kullanmak gerekir...
FB taraftarlarından bazılarının "Elinde çocukla oraya gelmeseydi!" şeklindeki savunma tarzı da gerçekten çok manidar...
Hani onlara göre; bir gün herkes Fenerli olacak ya!
İnsanların başka takımlara sevdalanma gibi bir hakları yok onlara göre...
Yani bu bir futbol faşizmi...
FB faşizmi...
***
Sonuç olarak bu tür olayların önlenmesi için daha fazla polisiye tedbir alınması sonucu hiç bir şekilde değiştirmeyecektir... Alınan tüm tedbirlere rağmen bu olaylar yaşanıyor ve yaşanmaya da devam edecektir. Önemli olan polisin maçlarda taraftara karşı olan ön yargısının kırılması ve medyanın taraftarlarca yapılan güzel işleri sürekli gündeme getirerek, taraftarları böylesi güzellikler peşinde bir yarışa teşvik etmelidir. 

Taraftar
Medya
Polis
Üçgeninde işini en doğru yapan taraftardır.
Medyanın görevi, yapılan kötü örnekleri sürekli gündeme getirmek değil, bunları örterek güzellikleri ön plana çıkarmak ve taraftarlar arasında teşvik işlevini yerine getirmektir...
Polis, psikolojik eğitime tabi tutulmalı.

Polisler görev başında tuttukları takımın formasını evlerinde bırakmalı...
Polis taraftara terörist muamelesi yapmaktan vazgeçmeli...

Ancak bu şekilde bu tür üzücü olayları azaltabiliriz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder