6 Ocak 2012 Cuma

ETB, Tatar Mustafa, Murat Diri ve Akl-ı Selim...

Yıllar önce Tatar Mustafa tribünleri bırakmış ve 1965 Eskişehirliler Derneği'nin başkanlık görevini üstlenmiştim. O dönemlerde www.esesfan.com sitesindeki köşe yazımda Tatar Mustafa'nın tribünlerde kalmasını ve tribünlerimizin bir süre daha onun hakimiyeti altında kalması gerektiğini belirtmiştim. Kendisiyle çok fazlaca bir samimiyetimiz yoktur. Karakter olarak nasıl biridir hiç bilmem. Belki 1 kere belki de 2 kere konuşmuşluğumuz vardır. Fakat Mustafa Akgören'in Eskişehirspor camiası için bir değer olduğunu bilmemek mümkün değildir. Tribünleri bırakıp dernek başkanlığı görevini üstlendiği vakit de bunun farkındaydık, kulüp yöneticiliğine başladığı vakit de bunun farkındayız. Bundan böyle de farkında olmaya devam etmeliyiz. ETB ile yapılan görüşmede Tatar Mustafa'nın sarfettiği sözlerin tartışılması son derece doğaldır. Ne var ki, gerek forumlarda gerekse sosyal paylaşım sitelerinde kendisine yönelik hakaretvari sözler bizleri üzmektedir. Eleştiri kültürünü bir türlü benimseyemedik. Eleştirmek hakaret etmek değildir. Bugün ETB ile kulüp başkanı arasında bir diyalog başladıysa eminim bu diyaloğun başlamasında en büyük pay Tatar Mustafa'ya aittir. Taraftarın içinden gelen biri olarak taraftar temsilcisi olan bir kurum ile kulüp yönetiminin görüşmesi gerektiğini en çok savunan adam Mustafa Akgören'dir ve bu görüşmeler onun sayesinde başlamıştır. 


ETB ile kulüp yönetimi arasındaki görüşmelerin içeriğinden ziyade sonuçları önemlidir. Şu an karşımızda duran sonuç taraftar için büyük bir kayıptır. Ne olmuştur bu toplantının sonucunda taraftar birbirini eleştirir hale gelmiştir. Belki de birileri bunu istiyordu ve onlar şimdi bir kenarda kıs kıs gülüyorlardır. Söyledikleri her ne olursa olsun Mustafa Akgören'in kulüp yönetiminde olması bizim için büyük bir fırsattır. Bu fırsatı iyi değerlendirmek ve başlatılan bu müzakerelerin sürebilmesini sağlamak gerekmektedir. Mustafa Akgören'in de içinde bulunda kulüp yönetimi olumlu bir adım, ETB de bu olumlu adıma karşılık vermiş ve süreç başlamıştır. Bu süreç Halil Ünal'ın istifa süreci olamaz bunu kimse beklemesin. Fakat bu süreç Eskişehirspor'un makus talihinin değişmesi süreci olabilir. Mustafa Akgören ne evliyadır, ne de peygamber. Mustafa Akgören hepimizin tanıdığı bildiği, zaman zaman eleştirdiği, zaman zaman da tartıştığı İYİ BİR ESKİŞEHİRSPOR SEVDALISI'dır. O hatalarıyla, sevaplarıyla bizim Tatar Mustafa'mızdır. O'nu bizim olmaktan çıkarmayalım. Ortaya çıkan bir maksadı aşmış sözler topluluğu nedeniyle hemen darağacına çıkarmayalım. Şimdi O'na daha çok sahip çıkalım ki, O'da bizden biri olduğunu unutmasın.


Bana göre ETB ile kulüp yönetimi arasında gerçekleşen bu görüşmenin sonucu şu olmalıydı: Uzun zamandır ETB ve biz taraftarlar forum sayfalarında ya da sosyal paylaşım sitelerinde adeta havanda su döver gibi kendi kendimize bir şeyler yapmaya çalışıyorduk. Şimdi kulüp yönetimi bizi muhatap alma zorunluluğu duydu ve bizi müzakereye çağırdı. Doğru ya da yanlış bir şeyler konuşuldu ve Kulüp Başkanı sayın Halil Ünal ikinci görüşme için randevu verdi. Bakın burası çok önemli. Kestirip atmak yok, bize göre karşı tarafta bulunanlar görüşmelerin devam etmesini istediler. Bu onların iyi niyetidir, bizim de bu güne kadar bana göre yetersiz olan ve ETB çatısı altında gerçekleşen birlik ve beraberliğin bir sonucudur. Burada hepimiz tüm eleştirilerimizi bir kenara bırakıp şunun farkına varmalıyız. Eskişehirspor sevdalıları güçlerini birleştirirlerse karşılarında hiç kimse duramaz. ETB - Yönetim görüşmesinden sonra başlayan süreç ESKİŞEHİRSPOR SEVDALILARININ DAHA DA GÜÇLÜ BİR HALE GELME SÜRECİ olmalıdır. Bu görüşme bizler adına bir başarıdır. Tekrar söylüyorum içerik hiç önemli değil. Önemli olan yönetimin taraftarı muhatap aalması ve müzaterelerin devam etmesi yönünde görüş bildirmesidir. Eğer bu görüşme de klasik bürokratik kurallar dahilinde bir tutum sergilenmiş olsaydı böylesine umutlanmazdım. Fakat o görüşmede taraf olan bütün kişiler açık ve net bir şekilde düşüncelerini ortaya koymuşlardır. Tabiri caizse herkes eteğindeki taşı dökmüş ve dökmeye de devam edeceklerdir. 


Hasılı kelam Mustafa Akgören, nam-ı diğer Tatar Mustafa belki de ülkemizde nadiren kazanılan bir başarı elde etmiş ve tribün liderliğinden kulüp yönetimine kadar yükselmiş bir değerimizdir bu değerimize sahip çıkalım... Mutlak surette eleştirelim ama eleştirirken vurun abalıya tarzı bir davranış biçimi onu kaybetmemizden başka bir işe yaramaz...


MURAT DİRİ.....


Nefer'in başına geçtiği günden bu yana tüm camianın sevgisini ve beğenisini kazanmış, bir tribün liderinden öte insani değerleri ile kalbimize taht kurmuş kıymetli bir kardeşimiz. Son günlerde açık açık olmasa da "dedikodu" şeklinde onun hakkında da çeşitli söylentiler dolaştırılmaya başlandı. Halil Ünal'ın istifaya davet edilmesine yönelik protesto eylemlerinde çok istekli olmadığı söylenip bu isteksizliğinin sebepleri sorgulanıyor. Tabii ki, bu isteksizlik sorgulanırken de akla hayale gelmedik sözler sarfediliyor. Murat Diri bu güne kadar gerek forumlarda gerekse sosyal paylaşım sitelerinde kendisine ve Nefer gurubuna yönelik eleştiriler geldiği vakit son derece medeni bir şekilde cevaplar vermiş biridir. Eğer bu istifa meselesinde de insanlarımız dedikodu yapmaktan çıkıp açık bir şekilde iddialarını ortaya koyarlarsa onlara da aynı şekilde cevaplarını vereceklerdir. Bu yazıyı yazmadan yarım saat kadar önce Murat Diri kardeşimin Mustafa Akgören ile ilgili açıklamasını okudum. Son derece yerinde bir açıklama olmuş. Ancak bu açıklamanın içinde geçen bir cümle beni son derece üzmüştür. Murat Diri bu cümlesinde şöyle diyor "Mustafa AKGÖREN'in namı değer TATAR Mustafanın hakkında söylenen yazılanlar gerçekten ne denli dandik bir taraftarımız olduğunu gösteriyor" Ben yıllarca hiçbir Eskişehirspor taraftarının dandik olduğuna nanmadım ve inanmam da. Herkes hata yapabilir, herkes yanlış işler yapabilir ama Eskişehirspor'a sevdalanmak hiçbir zaman dandik kelimesi ile anlatılamaz. 


Murat Diri kardeşime bu minik eleştiriyi yönelttikten sonra asıl meseleye geçelim. Dikkat edersek son dönemlerde tribünlerimizde öne icraatlarıyla öne çıkan ve büyük bir çoğunluğumuzun beğenisini kazanan Murat Diri birlik ve beraberlik projemizin tribün noktasındaki en büyük umudumuzdur. Mustafa Akgören gibi ve bizler gibi o da ne peygamberdir ne de evliya. Elbette o da zaman zaman hatalar yapacaktır. Bu hatalara "üç doğru bir yanlışı götürür" mantığıyla bakmalı ve Murat Diri gibi bir değeri bu camianın içinden itmek yerine daha çok sahiplenmeliyiz. Eminim ki, Murat Diri biz ona sahip çıktığımız sürece O'da tribünlerde YÜKSEK ESKİŞEHİRSPORLULUK BİLİNCİ'ne sahip çıkacak ve tribünlerimizi özlediğimiz noktaya yeniden getirecektir. Gördüğümüz yanlışları "BİR DOST" edasıyla kendisine ulaştırmalı ve yanlışların, hataların giderilmesinde rol oynamalıyız. Tribünlerimizde son zamanlarda eleştiriye en açık liderlerden biri olan Murat Diri eleştirilmekten değil mesnetsiz iddialarla bu camiadan soğutulmaktan çekinen bir kardeşimizdir. Böylesi bir insanı kaybetmeyelim ve ona sahip çıkalım..


Sonuç olarak baktığımız vakit AKL-I SELİM noktasına geliyoruz. Tribünlerde Murat Diri gibi Yüreğinde Eskişehirspor sevdasından başka bir sevda bulunmayan biri, tribün dışında ETB gibi duyarlı ve cefakar insanların oluşturduğu bir derneğimiz var. İşin asıl önemli boyutu ise, yönetimde Mustafa Akgören gibi bize tribünlerde yıllarca liderlik yapmış, pek çok gencimizin idolü haline gelmiş, pek çok genç yüreğe Eskişehirspor sevdasını aşılamış bir değerimiz var. Üstelik de yönetim içinde öyle pasif bir konumda değil. Oldukça etkin bir konumda çalışmalarını sürdürmektedir. Taraftarlar ile yönetim ve teknik heyetler arasında bugüne kadar çok iyi bir köprü görevi üstlenmiştir. Eğer bizler akl-ı selim davranırsak eminim ki, bundan böyle çok daha güzel işler yapılacaktır. ETB - Mustafa Akgören - Murat Diri üçgeninde geliştirilecek projelerle bir kaç sene içersinde bu büyük taraftar Eskişehirspor'un makus talihini yenmeyi başarabilecektir. Şu an yapıldığı bu üçlü sürekli eleştirilirse, eleştiriler hakaret boyutuna varırsa vay halimize...

2 yorum:

  1. Ellerıne saglık abı cok guzel yorumlamışsın. Elımızdekı bu değerleri, bu kalpleri kaybetmemeliyiz..

    YanıtlaSil
  2. Yazın için teşekkürler Selahattin Abim ben Murat DİRİ

    Yazın güzel eleştirdiğin yerlerde de haklısın fakat bizde insanız bizimde bazı sorunlarımız mevcut bunlar da böyle üzücü hitamlar olunca istemeden de olsa yazıp çiziyoruz.

    Fakat hakkımda çıkan söylemler emin ol çokta umrumda değil çünkü buna alışmak zorundayım biliyorum. Bilindiği gibi yönetimi protestoya başladığımızda katılan ve öncülük eden tek guruptuk ve 4 sezondurda bu böyle oldu olacaktırda. Eskişehirsporun menfaatleri doğrultusunda hareket ediyoruz. Fakat kendime söylenmesini istemediklerimi örnek aldığım bir abime söylenmesi benide geriyor ister istemez.

    Bizler bu çizgimizden vazgeçmeyeceğiz hani diyoruz ya hep DİK DURUŞ diye işte aynen öyle bizde varken bu duruş emiceniz olsa bush farketmez, tribünlerimizin bu hale gelebilmesi için yaptığımız fedakarlığın özverinin böyle silinip atılıp hakkımızda asılsız kelimelerin dolaştırılması düşündürücü yada meyva veren ağaç olarakta nitelendirilebilir. Ben tribün lideri olarak yönetimi protesto etmeye başladığım da şuan beni eleştiren aynı şahıslar "Yönetim mamalarını kesti o yüzden" der "Yönetimi protesto etmesek mamaları var anlaştılar öyle böyle diye çok sayıda iddaa ortaya atabilir.

    Ama ben inandığımdan vazgeçmem ben inandığım için bu taraftar profili şuan böyle o zamanlar da eleştirildim o zamanlarda iftiralar atıldı ama yapmak istediğimi bir nebze gerçekleştirdim ve bütün taraftarımızın istediği bir oluşumdu özlemini duyduğumuz taraftar profiliydi. Şimdi de kendime göre planlarım var bu düşüncelerim doğrultusunda hareket ediyorum.

    Şuan yönetim kesinlikle gitme karşıtı bizler de bu şekilde devam ettiğimiz sürece gene üzülen bizler olacağız. Daha da önemlisi tribünlerdeki amipler bölünme ve çoğalma sürecine girecek bu tarz hareketler karsısında da olusan bu birliktelik dağılacak ve tekrar başa saracağız belki bir on yıl daha bi Murat bekleyeceğiz. Bence en doğru zaman en güçlü olduğumuz zamandır o yüzden bu zaman bana göre doğru değil bu yaptığımız eylemlerin büyüklüğünü herkes gördü fakat hiçbir idareci ve şehrin önde geleni çıkıp tek bir laf etmedi belki de sadece mutsuz insanlar biziz takımın şuanki durumundan memnun olanlarda var şimdi bizler de kendimize göre doğruları yapıyoruz yönetimle görüşerek olaylara inmeye ve müdahale etmeye çalışıyoruz yapabilirsek ne ala yapamazsakta canımız sağolsun denenebilecek herşeyi deniyoruz o yüzden bu aralar biraz da bildiğimi okuyorum ben 1 sene sonrasını düşünerek hareket ediyorum o yüzden eleştiriler pek umurumda olmuyor ama büyük abilerimin öğütlerini nasihatlarını da dikkatle dinliyorum.
    Herkese sevgi ve saygılarımla...

    YanıtlaSil