Futbolun endüstrileşmesi sürecinde spor tarihimizde çok büyük manevi değerlere sahip olan güzide kulüplerimizden biri daha satıldı. 1921 Yılında kurulan Kasımpaşa Spor Kulübü geçtiğimiz günlerde Ciner gurubuna satıldı. Önümüzdeki günlerde yapılacak olağanüstü genel kurul ile bu satış gerçekleşecek ve takımın yeni sahipleri işbaşına geçecekler. Dünya genelinde bu tür satışlar son derece normal karşılanıyor ve taraftarları da oldukça mutlu ediyor. Ancak manevi değerlere daha çok önem veren ülkemiz insanı ise, yıllarca yağmur çamur demeden peşlerinde koştukları takımlarının kendilerinden başka bir sahibinin olmasını pek kabullenemezler. İşte ben de bu guruba dahil oluyorum. Her ne kadar Eskişehirspor sevdalısı da olsam doğup büyüdüğüm semt olan Kasımpaşa'nın spor kulübünün bir şahsa satılmış olması, bu takıma gönülden bağlı olan taraftarların dışında bir sahibinin olması kabul edilemez gerçeklerden biri oluyor bizim için. Üstelik bu takımın yeni sahibinin bir başka takım taraftarı olması daha da acı bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yakınlığı ile bilinen Turgay Ciner'in BJK taraftarı olduğu da herkes tarafından biliniyor. Turgay Ciner ve ekibi satışın gerçekleşmesiyle birlikte verdikleri ilk beyanatlarında hedeflerinin çok büyük olduğunu söylediler. İlk hedef elbette süper lige çıkmak olacak. Daha sonraki hedeflerini ise, UEFA kupası olarak ortaya koyuyor Kasımpaşa'nın yeni sahipleri. Elbette bunlar kulağa hoş gelen, insanların gönlünü okşayan söylemler. Fakat Kasımpaşa taraftarı Turgay Ciner ve ekibine asıl hedefi, hatta en büyük hedeflerini en kısa zamanda verecektir. Bu nedef şudur: Turgay Ciner ve ekibi sportif başarıdan önce taraftarın bazı manevi değerlerini göz önünde bulundurmalı ve Kasımpaşa dışında herhangi bir kulübe olan kongre üyeliklerini ve gönüllerindeki sevgiyi silip atmalıdırlar. Yani öncelikle Kasımpaşalı olmalıdırlar. Bunu bşaramazlarsa hiçbir sportif başarı Kasımpaşa taraftarını yanlarına çekmeye yetmeyecektir. Turgay Ciner ve ekibi sportif başarılara yönelik hedefleriyle değil "Kasımpaşalılık"larıyla Kasımpaşa STadı'nın "şeref" tribününe oturmalıdırlar. Bunu başarabildikleri zaman taraftarın manevi değerlerine sahip çıkmış olacaklar ve camiada özlenen birlik ve beraberliği de sağlamış olacaklardır. İşte o zaman Kasımpaşamız'ın önü açılır ve her türlü sportif başarı kendiliğinden gelir.
Bu vesile ile, Kasımpaşa Spor Kulübü'nün yeni yönetimine başarılar diliyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder