19 Ekim 2011 Çarşamba

O Çocukları...

Evvelden de aynıydı bunlar... Yani BEBEK KATİLLERİ... O Çocukları... Yani KADIN KATİLLERİ... O Çocukları... Yiğitlik, mertlik bunların kitabında yazmaz... O Çocukların kitabında kalleşlik, kadın katilliği, bebek katilliği vardır. Savunmasız, biçare kim varsa ona güçleri yeter... Hamile kadınları da öldürür bunlar... Sonra da sevinirler... Birbirleri ile haberleşirken sevinç naraları atarlar, gülüp eğlenirler... Onlar için bu gayet doğaldır, çünkü onlar O Çocuklarıdır... 

Bunların bir de şarlatanları vardır. Sağda, solda, içerde, dışarda, her yerde var onlar. Milletin parasıyla varlığını sürdüren devletin kanallarına çıkıp, "Onlar da insan, onların da sorunları var, onları da anlamaya çalışalım" tarzında süslü laflar ederler. Biz onlar insan değil demedik zaten hiçbir zaman. Onlar da insan elbette ve insanların O Çocuklarıdır onlar... Farkında olun lütfen isim zikretmiyorum, onların hepsinin ortak adı O Çocuklarıdır... Yedikleri çanağa sıçan O Çocukları... Bebeklerin, Hamile kadınların katilleri olan çocuklar onlar... 

Kasımpaşalı'nın bir lafı vardır, "bir insanın O Çocuğu olması için anasına çamur atmaya gerek yok" o insanlar kendiliklerinden O Çocukları sınıfına girebiliyorlar. Kendi seçimleri yani... Bu sınıfa dahil olmanın din, ırk, mezhep ya da ideoloji ile de alakası yok. Sadece insan olması yeterli. Diyorlar ya hep "onlar da insan" işte bu yetiyor zaten... 

Yaşananları derin bir üzüntü içinde izliyoruz. Hastalıktan kurtulmaya çalıştığım şu saatlerde bu yazıyı yazarken kanalları dolaşıyorum. o şarlatanlar halen çıkıp, bu terör sorunu değildir, bu sorunu demokrasi ve hukuk çerçevesinde çözmek gerekiyor diyorlar. Eyvallah... Eyvallah... Eyvallah... 

Devlet yetkilileri çıkıyor, aynı terane... Demokrasi, hukuk, cart, curt... 

Muhalefet çıkıyor, iktidar çıkıyor, asker çıkıyor, memur çıkıyor... Demokrasi, hukuk, cart curt... 

Anladık ulan anladık... 8 senedir aynı şarkıyı söylüyorsunuz... ileri demokrasi diyorsunuz... demokrasi ilerledikçe faili meçhul asker cinayetleri, faili meçhul polis cinayetleri, faili meçhul köylü cinayetleri, faili meçhul, bebek cinayetleri, faili meçhul kadın cinayetleri, faili meçhul hamile kadın cinayetleri sürüyor. Bitmiyor... Analar ağlıyor, yürekler yanıyor... Ciğerimiz dağlanıyor kızgın demirlerle, siz halen cart curt diyorsunuz... Kim çözecek bu sorunu onu da bir söylesenize... 

Demokrasi yok mu bu memlekette... Yoksa kim getirecek bu demokrasiyi... ABD'mi getirecek Irak'a getirdiği gibi... Hukuk yok mu bu devlette.... Meclis yok mu bu devlette... Milletvekilleri, hukuk insanları, bilim insanları, ekonomi insanları, terör uzmanları, vs vs vs... Siz çözmeyecekseniz kim çözecek bu sorunu... Ekranlara çıkıp konuştuğunuz kadar kolay ise, hadi çözüverin iki dakikada  şu faili meçhul cinayetler bitiversin... 

Sizin çözüm çözüm dediğiniz, demokrasi, hukuk laflarıyla süsleyip, saklamaya çalıştığınız çözüm bu vatanın topraklarından bir karışının bile koparılması ise eğer, o zaman Kurtuluş Savaşı'nı anımsatırım size... Bakın o zamanlar Mehmet Akif ne demişti leş kargalarına:
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder