19 Haziran 2021 Cumartesi

Eskişehir kentinin İLERİ gelenlerine AÇIK MEKTUP....


 Eskişehir’in değerli büyükleri, değerli yöneticilerimiz;

Bizler okuduklarımızdan, anlatılanlardan biliyoruz. Aranızda o günleri bizzat yaşayan büyüklerimiz de var. Vaktiyle merhum futbolcumuz Necdet Yıldırım’ın tedavisi için İngiltere Kraliçesi’ne bir mektup yazarak yardım isteyen büyük Eskişehirspor camiasının bir ferdi olarak bu mektubu sizlere yazmaya karar verdim. O gün taraftarımız amansız bir hastalığın pençesinde olan Necdet Yıldırım ağabeyimizin kurtarılması için çaresizlik kavramını yerle bir edercesine İngiltere Kraliçesi’nden yardım istemişti. Bu gün ben de aynı haleti ruhiye içinde bu mektubu sizlere yazmaktayım.
***
Bugün amansız hastalığın pençesinde olan Eskişehirspor’dur.
Ve ben;
Eskişehir’de doğmamış,
Eskişehir’de yaşamamış,
Eskişehir’de doymamış,
Eskişehir ile tek bağlantısı İstanbul’dan memleketi Antalya-Akseki’ye giderken bindiği yolcu otobüsünün Eskişehir’den geçmesi olan bir Eskişehirspor sevdalısı olarak sizlere yardım çığlığımı ulaştırmaya çalışıyorum.
***
Evet, memleketim Antalya – Akseki.
İstanbul – Kasımpaşa’da doğdum büyüdüm.
Eskişehirli bir tek tanıdığım bile olmadı.
İstanbul’da tek başıma ve uzaktan sevdim hep Eskişehirspor’umu.
İlk Aşkımdı.
Çocukluk aşkım.
Eskişehirspor ile aynı yılda doğmuş olmak bile beni korkunç derecede mutlu etmiştir ömrüm boyunca.
***
İnanın Eskişehirspor’a aşk ile bağlanan Eskişehirli olmayan ESES sevdalısı bir tek ben değilim.
Sizler Eskişehirspor’u kentinizin takımı olarak görebilirsiniz ama asla öyle değil.
Ülkemizin her köşesinde nice ESES sevdalısı vardır tahmin bile edemezsiniz.
Ve Eskişehirspor, bizim için, yani Eskişehirli olmayan Eskişehirsporlular için bir aşktır, bir tutkudur.
Bağımlıyız Eskişehirspor’a.
***
Eskişehirspor için ilk defa gözyaşı döktüğümde 15-16 yaşlarında bir delikanlıydım. Vefa stadında, torak sahanın tozları arasında Eskişehirsporunu gördüğüm an hıçkıra hıçkıra ağlamıştım. Eskişehirspor’un maça çıkarken toz içinde kalması bile beni ağlatmıştı. O gün bugündür ağlamaya devam ediyorum.
***

Değerli büyüğüm;
Şu an Eskişehirspor ölümcül bir hastalığın pençesinde ve bizler yüreklerimiz yana yana bu hastalıktan nasıl kurtuluruz diye çaresizce bir şeyler yapmaya çalışıyoruz.
Olmadı, olmuyor, başaramıyoruz…
Bir başımıza sevdamızı bu hastalığın pençesinden kurtaramadık, kurtaramayacağız.
Sizler olmadan olmayacak.
***
Vefat etmeden 2 sene önce değerli hocamız Abdullah Gegiç ile birlikte kulübümüzü ziyaret ettik ve ziyaret sonrasında biraz sohbet edebilme şerefine nail olmuştum. Bu sohbet sırasında değerli hocam reçeteyi yazıvermişti. ‘’Eskişehirspor’un içinde bulunduğu bu durumdan kurtulması için gerekli olan tek şey tüm kentin birlik ve beraberlik içinde olmasıdır’’ demişti. Onun bu sözleri belki çok basit gibi görünüyordu ama  aradan geçen yıllar aslında Eskişehirspor’un bu ölümcül hastalıktan kurtulması için birlik ve beraberliğin tek ilaç olacağını bizlere gösterdi.
***
Siz değerli büyüklerimiz bir önderlik etseniz.
Kentin tüm dinamiklerini bir kere de olsa bir araya getirseniz.
Merhum Aziz Bolel ve arkadaşlarının kulübümüzü kurarken sergilemiş oldukları 1965 Ruhu’nu yeniden canlandırsanız.
Neler olmaz ki!?
Kuruluşumuzun ilk 10 yılındaki yönetim modeli ancak bu şekilde geri gelir.
Eskişehir’in en büyük markası durumunda olan Eskişehirspor’u bu hale getirenlerin adını bile anmadan, yepyeni bir kadro ve yepyeni bir yönetim anlayışıyla Eskişehirspor’u yeniden layık olduğu yerlere getirmek ancak sizlerle mümkün olacaktır.
***
Bizler; ‘’Gelin tanış olalım, işimizi kolay kılalım, sevelim sevilelim, bu dünya kimseye kalmaz’’ diyen Yunus Emre’nin torunları değil miyiz!?
Bizler; Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün
" Eskişehir halkı, seçkin özelliklerle bezenmiş bir halktır. Eskişehir halkı, bize çok yardımda bulunmuştur. " sözlerine mazhar olmuş Eskişehir halkı değil miyiz!?
Neden birlik olamayalım?
Neden Eskişehirspor için bir kere de olsa tüm dargınlıklarımızı, tüm küskünlüklerimizi bir kenara bırakmayalım.
***
Bu mektup, Eskişehirspor’a aşk ile bağlanmış yüreklerin imdat çığlığıdır.
Lütfen çığlığımıza ses verin.
Sevdamızı pençesine düştüğü bu ölümcül hastalıktan kurtarın değerli büyüklerim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder