Eskişehirspor...
1965 yılında Anadolu insanının ayaz gecelerini aydınlatan büyük bir yıldız olarak parlayan Eskişehirspor, bugün içine düştüğü borç batağı sebebiyle bir varolma savaşı veriyor.
Ortaya konulan bilançolara bakıldığında adeta uçan kuşa borcu var Eskişehirspor'un.
Rakamları okuduğumuz vakit herkes alacaklı Eskişehirspordan...
Formasını giyen futbolcu, o formaları yıkayıp ütüleyen malzemeci, aşçı, çaycı, kasap, manav, market, eski yöneticiler, antrenörler, futbolcu simsarları, bazı kulüpler, tefeciler (factoring diyorlar şimdi), bankalar, sanayiciler, avukatlar...
Dedik ya bir uçan kuş kalmış.
Hesap kitap bilse belki o da alacaklı çıkacak.
Ama bilançolarda uçan kuşların adı yok çok şükür.
***
İyi de bu Eskişehirspor'un hiç mi alacağı yok!?
Borçların rakamlarla ifade edildiği bir yerde alacaklar nasıl ifade edilecek?
Düşündüm.
Örneğin benim Eskişehirspor'a borcum olabilir mi!?
Eskişehirspor ile hiç para ilişkim olmadı.
Eskişehirspor'a rakamsal borç yapacak hiç bir girişimim olmadı.
Para harcamışlığımız var Eskişehirspor için ama para almadık, para kazanmadık.
Bu durumda borcum yok gibi görünüyor.
Daha derin düşünmek lazım belki de...
***
Düşündüm...
Derin derin düşündüm.
Ve ne kadar da çok borçlu olduğum çıktı ortaya.
Daha ilk gün borçlanmışım meğer.
Kasımpaşa'da, Hastane Yokuşu'nun hemen dibindeki okulumuzun bahçesinde Gassarayı tutan arkadaşlarıma büyük bir sevinçle ''Nasıl yendik ama'' diye haykırırdığım anda başlamışım borçlanmaya...
Hep onlar söylüyordu bu cümleyi; ''Nasıl yendik ama''
Bense, hem onların tuttukları takımları tutup onlardan biri olmak istemiyordum hem de onların tuttukları 3 takımı da yenebilecek ve onlara ''Nasıl yendik ama'' dedirtecek bir takım tutmak istiyordum.
***
Acaba var mıydı öyle bir takım diye düşünürken, babamın okuduğu Tercüman gazetesinde okumuştum. ''Anadolu Yıldızı Eskişehirspor, Gassarayı 3-2 yenip en büyük kupayı kazanmıştı''
İşte bu!
Onların tuttuğu takımı yenen ve onlardan biri olmayan bir takım.
Hem de öyle aslan, kanarya, kartal falan değil!
Anadolu Yıldızı!
Sonradan öğrendim.
Bir de Kırmızı Şimşekler deniliyormuş Eskişehirspor'a!
Hep farklı!
Onlardan değil.
Onlardan çok farklı!
***
İşte ben böylesine muazzam bir sevda kazanmışım.
Bir ölümsüz aşk kazanmışım.
Şu dünyada AŞK'tan gayrı büyük bir kazanç ne olabilir ki!?
Daha yolun başında Eskişehirspor'a olan borcumdam ötürü belim büküldü.
Sadece bu kadar mı!?
Benim gibi Eskişehirspor sevdalısı nice güzel insan kazandım Eskişehirspor sayesinde...
Dostlar kazandım, hem de kötü gün dostları!
En darda kaldığım anlarda Hızır gibi yetişen can dostlar kazandım Eskişehirspor sayesinde.
Kardeşlerim oldu.
Öyle laf olsun diye kardeş değil.
Sevmelere kıyamadığım,
Özlemeye doyamadığım, candan öte can kardeşlerim oldu Eskişehirspor sayesinde...
***
Hepimiz borçluyuz Eskişehirspor'a.
Hem de çok borçluyuz.
Özellikle de Eskişehir'de yaşayanlar.
Eskişehir Türkiye'de bir marka kent olduysa bu marka değerinin en paha biçilmez kısmı Eskişehirspor'dur.
Bugün Türkiye'nin en ücra köşesinde bile ''Eskişehir'' denildiği anda akla gelen ve en çok telaffuz edilen kelimeler ESES, KIRMIZI ŞİMŞEKLER, ANADOLU YILDIZI ve ESKİŞEHİRSPOR'dur.
Belediye'den önce, çibörekten önce, arab aşından önce, Eskişehir çiftetellisinden önce, hatta Yunus Emre'den bile önce Eskişehirspor geliyorsa insanların aklına ve diline Eskişehir kentinin en büyük marka değeri Eskişehirspor'dur.
***
Bu sebeple hepimiz borçluyuz.
Uçan kuşlarımız bile borçludur Eskişehirspor'a.
Atanmışlarımızdan, seçilmişlerimize
Siyasetçilerimizden, sanayicilerimize
Esnafımızdan, işportacımıza
Gençlerimizden, yaşlılarımıza
Kadın - erkek alayımız borçluyuz Eskişehşirspor'a...
Ve hepimiz bu borcumuzu ödeyebilmek için elimizden geleni yapmalıyız.
Yapmalıyız ki;
Eskişehirspor Yaşasın!
Eskişehirspor yaşasın ki;
Tüm Türkiye Eskişehir'in adını unutmasın!
***
1965 yılında Dr. Aziz Bolel bir sabah uykusundan uyanıp, aynanın karşısına geçtiğinde ''Ben de yaşadığım bu kentin takımı için bir şeyler yapmalıyım'' demiş ve Eskişehirspor'un kurulmasına önderlik ederek 10 yıl gibi kısa bir sürede Eskişehirspor'u yaşayan bir EFSANE haline getirmişti.
Bu yazımızı okuma zahmetinde bulunan değerli dostlarım hemen Dr. Aziz Bolel'in bu sözlerini tekrar etmeli ve Eskişehir'in en büyük markası için bir şeyler yapmalıdır.
Yaşasın YENİDEN BÜYÜK ESKİŞEHİRSPOR davamız!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder