Kandil kutlamaları dini bir vecibe değil!
Bunu anladık.
Son derece de doğru bir tespit.
Dini bir vecibe değil, dini bir gelenek.
Olsun mu!?
Elbette olsun!
Sevgi'nin,
Saygı'nın,
Hele ki;
Eş, dost, akraba ziyaretlerinin unutulmaya yüz tuttuğu günümüzde kesinlikle olmalı, yaşamalı Kandil geleneği..
***
Bugün ve bu gece insanlık tarihinin en önemli günlerinden biri olan Hz. Muhammed (SAV)'in yeryüzünü şereflendirmesinin yıl dönümünü yani doğum gününü kutluyoruz Allah'ın izniyle...
Öyle pasta kesip, mum üflemeyeceğiz elbette...
Alkışlar tutup, Hapi Bört Day türküsünü de çığırmayacağız...
Ne yapacağız pekala!?
Ne yapmalıyız!?
İnternet sayfalarında, sosyal medya gündeminde bol bol tavsiyeler var.
Mevlid kandilinde yapılacak ibadetler...
Okunacak dualar...
Çekilecek tesbihler...
Ve daha niceleri...
***
Hiç kimse;
- Arkadaş hiç bir şey yapmayın, sadece ve sadece Hz. Muhammed'i ve Ona vahyedilen Kur'an-ı Kerim'i anlamaya çalışın demiyor.
İbadet edin!
Anlamadığınız kitabı bol bol anlamadan okuyun.
Başkalarının ettiği duaları siz de tekrar edin.
***
Gelin bu geceyi farklı kılalım.
Bu gecenin ruhuna uyalım.
Ulu Tanrımız Allah-ü Teala'nın bizleri sevgilisi ile şereflendirdiği bu kutlu gecede Hz. Muhammed'i anlamaya çalışalım...
Onun kız çocuklarına ve kadına verdiği değeri anlamaya çalışalım.
Onun hayvanlara verdiği değeri anlamaya çalışalım.
Onun insanlara verdiği değeri anlamaya çalışalım.
Alemlerdeki en yüce makama sahip olan Hz. Muhammed'in neden yamalı hırka giydiğini anlamaya çalışalım.
Onun eşitlik ve adalet ilkelerini anlamaya çalışalım.
***
Hz. Muhammed'i anlamaya çalışalım.
Onu gerçekten sevmek Onu anlayıp, Onun gibi yaşamaya çalışmakla mümkündür.
Önünde hiç kimsenin eğilmesine bile müsaade etmeyen O yüce insanın mütevazi yaşamından ibret alalım.
İbret alalım da yaşadığımız şu lüks hayattan utanalım biraz!
Onun makamından daha yüce bir makam olmadı, olmayacak!
Böylesi bir yüce makama sahip olan bir Peygamber'in ümmeti olarak, geyik derisi koltuklarda sefa süren makam mevki budalası insanların önünde eğilip bükülmekten vazgeçelim!
***
Ulu Tanrımız Allah-ü Teala'nın bizlere en büyük nimeti olan Hz. Muhammed'i anlamak...
Sadece Onun yaptığı ibadetleri yapmak, Onun okuduğu duaları tekrarlamak değildir Onu anlamak...
Onun gibi yaşamaktır...
Yamalı hırka giyen Peygamber'in ümmeti olarak,
O kutlu insanın hayatı boyunca bir kere dahi olsa bir kaba döşekte uyumadığını biliyor muyuz mesela!?
Düşünebiliyor muyuz!?
Bir türlü kendimizi rahat ettiremeyip de sürekli değiştirdiğimiz yatakların parasıyla kaç yetimin karnı tok, sırtı pek olurdu!?
Düşünebiliyor muyuz!?
Şu rengini, modelini, kumaşını, derisini beğenmeyip, sürekli yenilerini aldığımız ayakkabılar, elbiseler ve bir sürü ev eşyalarının parasıyla kaç fukaranın derdi tasası sona ererdi!?
Düşünebiliyor muyuz!?
Yaşadığımız lüks yaşamın çok azından fedakarlık etsek bile, kaç işçinin, kaç emeklinin, kaç memurun yaşam standardı bizim yaşam standardımıza yakın olurdu!?
***
Ne yapalım ki!?
Ya düşünün ve Onu anlamaya çalışın!
Ya da boşverin!
Birkaç rekat namaz, biraz Kur'an, biraz tesbih, biraz dua taklidi...
Yani Hz. Muhammed'i anlamadan yaşamaya devam...
En kolayı da bu değil mi zaten!?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder