4 Şubat 2015 Çarşamba

Eskişehirspor aşkı ile; yeniden tribünlere....


Kolay değil...
Çok zor.

Passolig uygulaması başladığından bu yana bir karşı duruş sergileyip;
Bugün, bu duruştan vazgeçmek.
En büyük vazgeçişler, büyük aşklar uğrunadır.
Biz yüreğimizde öylesine büyük bir aşk besledik ki, senelerdir uğruna ne vazgeçmelerimiz olmuştur...
Bir arkadaşımın bir vazgeçmesini hiç unutamam...
Askerden gelmişti.
Aylardır onun hasretiyle yolunu gözleyen sevgilisiyle özlem gidermek yerine o Ankara'ya Eskişehirspor'un maçına yani en büyük aşkına koşmuştu.
Sevgilisinden vazgeçmişti...
Bunu duyunca sevgilisi de ondan vazgeçmişti...
***

Savaş oyununu düşmanın kurallarına göre oynamak bizi asla onursuzlaştırmaz.
Savaş bir strateji oyunudur.
Ve bazen bu oyunu onların kurallarına göre oynamak zorunda kalırız.
Bu asla onursuzluk değildir.
Şu an bizler, yani Passolig karşıtları büyük bir mücadelenin içindeyiz.
Yüreklerimizdeki en büyük aşkı iktidarın ve emperyalist güçlerin rant ve fişleme aracı yapmalarına direniyoruz...
Bu direnişimiz kutlu bir direniş halini almış ve bu güne kadar da büyük bir başarı ile devam etmiştir.

Ancak diğer tarafta da aşkımız var...
***
Mağlubiyetlerinden bile onur duyduğumuz,
Yenince bile gözyaşı döktüğümüz büyük aşkımız...
Eskişehirspor'umuz...
Eskişehirspor düşüyor...
Beceriksiz bir yönetim ve bu camiadaki Eskişehirspor düşmanlarının çabaları ile düşüyor sevdamız...
Biz olsaydık durum farklı mı olurdu acaba?
Bu soru yıllarca beynimizi kemirecek.
Hele bir de bu takım düşerse belki büyük bir vicdan azabına dönüşecek.
Biz orada olsaydık bugün ne olurdu bilemeyiz ama şunu çok iyi biliyoruz.
Biz bu takımın 12 numaralı formasını giydiğimiz vakit çok maçlar kazandık, çok büyük zaferlere imza attık.
Bu ligde bir çok takımın sahip olmayı hayal bile edemediği önemli bir gücüz biz tribünlerde.
***
Onurumuzla düşelim diyoruz bazen.
Ama düşersek hepten mağlup olmuş olmayacak mıyız?
Bizi bu savaş arenasından hepten silmiş olmayacaklar mı?
Dillere destan tribün şovlarımızla takımımıza destek olup, takımın ligde kalmasını sağlayabilirsek, belki sadece bir reklam arası vermiş olacağız. Yenilmiş sayılmayacağız. Onurumuzu kaybetmiş sayılmayacağız. Ama mücadelemizi sürdürebilmek için bu savaş alanında kalmış olacağız...
Bu takım onuruyla küme düşerse biz kiminle neyin mücadelesini yapacağız?
Onurlu takımlardan kurulu bir lig mi var yoksa?
Varsa sadece onurlu takımların bulunduğu bir lig eyvallah o lige gidelim, o ligde şampiyon olalım.
***
Gün destan yazma günüdür...
Tıpkı yıllar önce olduğu gibi bugün bir seferberlik başlatma günüdür.
Büyüklerimiz anlatır.
Futbolcuların formasını evde kadınlar yıkar ütüler, armalar kadınlarımız tarafından formalara dikilir.
Bütün kent...
Kadın, erkek, çoluk, çocuk, genç, yaşlı...
Yediden yetmişe herkes gücünün yettiğince, aklının erdiğince Eskişehirspor için emek verir ve bu emek sahadaki mücadeleye büyük bir onur ve kutsiyet kazandırırdı.
Eskişehirspor bu kutlu emek ve kutlu sevdalar sebebiyle yaşayan bir efsane oldu...
Şimdi biz bu kervana katılmaktan geri mi duracağız.
***
İnanın şu satırları yazarken bile içim burkuluyor.
Bir direnişin, zulme karşı duruşun vazgeçme noktasına geldiğini söylerken, yazarken bile belki kendime de kızıyorum.
Ama hakikat budur!
Hakikatlerden kaçamayız.
Şu ana kadar bizler Yüksek Eskişehirsporluluk Bilinci dahilinde büyük bir direniş gösterdik.
Şimdi strateji geliştirip, bu direnişi büyük bir mücadeleye dönüştürme zamanıdır.
Sevdaya karşı direnmek zordur.
Gün geçtikçe erir biter bu direniş.
Direnç de biter, bir çok arkadaşımız teslim bayrağını çeker.
En azından direnç bitmeden, dirençler kırılmadan direnişi, mücadeleye çevirme noktasına geçelim.
***
Tribünlerde hem ARMA aşkı ile takımımıza destek olalım, hem de bozuk düzene karşı mücadele edelim.
Futboldaki emperyalist güçlere karşı;
Simitlerimizi bölüşmeye devam edelim,
Son sigaramızı, 1 değil 3 arkadaşımızla paylaşalım,
Tanımadığımız insanlarla sarılıp gol sevinçleri yaşayalım,
O tribünlerin basamaklarına yine gözyaşlarımızı akıtalım mağlubiyetlerimizde...
***
Bu noktadan sonra hiçbirimizin bir diğer arkadaşımızı kırmaya hakkı yoktur.
Özellikle tribün liderlerimizden ve camiamızın kanaat önderlerinden ricam, keskin dil kullanmayı bırakıp, sevgi ve hoşgörü diliyle şu an boykotta olan bütün kardeşlerimizi tribünlere davet edelim.
Artık kucaklaşma vakti geldi geçiyor.
Birbirimize hakaret ederek, suçlayarak sadece ve sadece Eskişehirspor'a zarar verdiğimiz gerçeğini görelim.
Gerek Eskişehirspor aşkıyla boykotta olan gerekse Eskişehirspor aşkıyla her şeye rağmen tribünlere giren bütün kardeşlerime, büyüklerime, arkadaşlarıma, dostlarıma sesleniyorum...
ESKİŞEHİRSPOR'U SEVEBİLDİĞİMİZ KADAR SAHİP ÇIKABİLİRSEK inanın Eskişehirspor'un onurunu kimse lekeleyemez...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder