20 Şubat 2014 Perşembe

MHP, Beyoğlu'nda demokrasi dersi veriyor!

(Efendim öncelikle Eskişehirspor ve Kasımpaşa yazılarımızın müdavim okurlarının şikayetlerini dile getirmek isterim. Özellikle son bir aydır içine girdiğimiz seçim atmosferi sebebiyle bir süredir, sevdamız Eskişehirspor ve yine vazgeçilmez aşkımız Kasımpaşa ile ilgili yazılarımıza biraz ara vermek zorunda kaldık. Beyoğlu'nda zorlu bir yarışa girdik. Bu nedenle bütün enerjimizi Beyoğlu'nda "İyi Bir Adam"ın seçimi kazanması ve Beyoğlu'nun makus talihinin değişmesine bir katkıda bulunmak amacıyla yazılarımızı Beyoğlu siyaseti üzerine yoğunlaştırdık. Bu zorunlu durumdan dolayı tüm Eskişehirsporlu okurlarımdan ve Kasımpaşalı dostlarımdan özür diliyorum. En kısa zamanda ortak sevdalarımızla birlikte olacağız.)

Efendim gelelim mevzumuza...
Bu demokrasi denen meret nasıl bir şeyse;
Herkese göre bir tanımı var ama;
İcraata gelince türlü türlü huyları ortaya çıkıyor.
Demokrasi özgürlüktür.
Demokrasi fikir hürriyetidir derler ama;
Kendilerini eleştiren bir öğrenciyi palas pandıras kodese atarlar...
Küçücük bir çocuğun başında, Bozkurt işareti yapmasın diye nöbet tutarlar...
Buna da ileri demokrasi derler...
***
Baktık!
Sözlüklerden bir tanım aldık.

"Demokrasi tüm üye veya vatandaşların organizasyon veya devlet politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu bir yönetim biçimidir. "
Özetle demokrasinin ortak tanımı bu.
Ne kadar güzel bir tanımlama değil mi!?
Bütün vatandaşlar eşit özgürlüğe sahip.

Devlet yönetiminde söz sahibiyiz hepimiz.
Dernek, sendika, vakıf gibi Sivil toplum Kuruluşları'nda da aynı şekilde söz sahibiyiz...
Elbette siyasi partilerin yönetiminde de...
Tanım çok güzel.

Çok doğru.
Peki ya icraat!?

***
Bir de icraata bakalım dedik.
Kendi çevremi düşündüm.
Önümüzde bir yerel seçim var.
Adaylar bir bir açıklandı.
Önce belediye başkan adayları ardından da encümen adayları...
Kendi yaşam alanım olan Beyoğlu ilçesinde de adaylar aynı silsile yoluyla açıklandı.
Adayını ilk açıklayan parti MHP oldu.
Osman GÜR.

Teşkilatı benimsemiş.
Seçmeni benimsemiş,
Beyoğlu halkı benimsemiş...
Yani adayın belirlenmesi noktasında demokratik yollar tamamen uygulanmış.

Vatandaş kendisini yönetmeye talip olan aday Osman GÜR'ün belirlenmesi noktasında söz sahibi olmuş.
***
Peki ya diğerleri?
2 dönemdir Beyoğlu'nu yöneten Ahmet Misbah Demircan!
Kendi seçmeninin dahi istemediği bir aday.
Beyoğlu halkının büyük bir bölümünün illallah ettiği bir aday.

Yine aday.
Neden aday?
Çünkü halk istemese de lider istedi.
Buna ileri demokrasi diyorlar.
Halk istemiyor ama lider istiyor.
Yani "sizi yine bu adam yönetecek, siz de bu adamı seçmek zorundasınız" deniliyor vatandaşa.
Tabii ki ileri demokrasi gereği.
***
Madalyonun diğer yüzünde de CHP var.
Uzun süre adayını açıklamayamadı.

Söylentilere göre bir adayın açıklanması aşamasına gelindiğinde tepkiler kav gürültü boyutuna gelmiş ve açıklamaktan vazgeçmişler.
Çok sayıda aday adayı var.
Halkın içinden gelenler,
Halkın ve CHP seçmeninin büyük bir bölümünün desteği alarak aday adayı olanlar var.
Yıllardır partisinin çeşitli kademelerinde hizmet etmiş ve bundan böyle belediye başkanı olarak hizmete devam etmek isteyenler var.
Ama aslında bunlar yok!
CHP'nin halkçı yönetimi bu insanları yok saydı.
Tepeden inme birini; bir medya gülünü patlatıverdi Taksim Meydanı'nda...
O da aynı AKP gibi yaptı.
Hani "en halkçı" onlar ya!
Halkın sesine kulak tıkayıp medya patronlarının istediği adayı gösteriverdiler CHP seçmenine.
***
Belediye başkan adaylarının durumu bu.
Peki burada bitiyor mu iş?

Elbette bitmiyor.
Daha Belediye Meclisi Üyesi adayları var.

Yani encümen adayları.
Beyoğlu'nda yaşayan insanlar kendilerine vekil tayin edecekler sandıkta.
Belediye Meclisi için de halkın içinden bir çok vatandaş demokrasi kuralları gereği aday oldular.
CHP yine halkı yok sayan bir halkçı parti kimliğinde.
Belediye Meclisi Adayları tepeden inme!
Halkın temsilcileri yok!
AKP?
O da aynı ruh ikizi CHP gibi...
Halkı yok sayan, dikta rejiminin icadı ileri demokrasinin ürünü bir aday belirleme metodu ile tepeden inme adaylar Beyoğlu'nu yönetmek için aday gösterildiler.
***
MHP ise, Belediye Meclis Üyesi adaylıkları noktasında da halkın değerlerini ön planda tutuyor.
Her kesimin bir temsilcisinin bulunması için ince eleyip sık dokuyor.
Beyoğlu'nun her mahallesinden adaylar belirliyor.
Titizlikle hazırlanmış bir encümen listesi ile seçimlere giriyor MHP...
Demokrasinin tanımını tam olarak uygulayan tek parti olarak karşımızda duruyor MHP...
MHP bu noktada bir ilki de gerçekleştiriyor.
Halka sadece belediye başkan adayının tanıtımını yapmıyorlar!
Peki başka kimi tanıtıyorlar ki!?
Belediye Meclis Üyeleri...
Yani halkın meclisinde halkı temsil edecek olan vekiller...
TBMM'nin ilçe bazındaki karşılığı yani...
Belediye Meclisi...
MHP Beyoğlu'nda tüm belediye meclisi adaylarını broşürlerle, kartvizitlerle, afiş ve pankartlarla halkına tanıtıyor.
Diğer sözde demokrat partilerde böyle bir uygulama yok!
Çünkü onlar demokrasiyi sadece söylemde kullanırlar.
MHP ise lafını bile etmez; sadece uygular...
***
MHP Beyoğlu'nda 30 Mart 2014 yerel seçimleri öncesinde gerçekten bir demokrasi dersi veriyor.
Artık halkımız da bu gerçekleri görmeli.
Takım tutar gibi parti tutmayı bırakmalıyız.
Bir tarafta din sömürücüleri, bir tarafta demokrasi ve laiklik sömürücüleri.
Sözde hepsi demokrat...
Ama icraata gelince en demokratik parti MHP...
demokrasi halkın yönetime direkt olarak katılması ise;
Neden "Bu sefer MHP" diyemiyorsunuz?
Bırakın atalarınızdan miras kalmış sömürgeci partileri, gelin gerçek demokrasi ile yönetilen ve yöneten parti MHP saflarına katılın sizlerde...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder