9 Kasım 2013 Cumartesi

Yüzünde, Hz. Fatıma'yı gördüğüm Teyzem...

Nedendir bilmem...
Hz. Peygamber'in kızı,
Hz. Ali'nin eşi,
Hz. Hasan ile Hüseyin'in anneleri

Hz. Fatıma'ya sevgim bir başkadır...
Allah'ın vermiş olduğu fukaralık karşısında bile ömrünün sonuna kadar büyük bir sabır örneği teşkil eden Hz. Fatıma örnek bir anne, örnek bir eş, örnek bir kız evlat, örnek bir kadın...
O'nu görmeyi çok isterdim...
O'nunla ayrı havayı solumayı çok isterdim...
Yiğitliğiyle yetiştirdiği yiğitlerinin ayaklarında toz olabileydim keşke...
***
Ulu Tanrımız Allah-ü Teala bana öyle bir teyze nasip etti ki;
O'nu...
Gül yüzlü Türkan Teyzemi her gördüğümde;
Hz. Fatıma'yı görmüş gibi olurdum...
O'nu düşündükçe Hz. Fatıma gelirdi hep aklıma...
Onun kadar asil...
Onun kadar merhametli...
Onun kadar sevecen...
Onun kadar sabırlı...
Onun kadar iffetli teyzem benim...
***
Yüzünü her gördüğümde,
Sesini her duyduğumda,
Adını her andığımda,
Elini her öptüğümde,
Boynuna her sarıldığımda

Hıçkırarak ağlayışım ondandır teyzem...
Sesini duymaya bile cesaret edemediğim Fatıma yüzlü teyzem...
***
Annem anlatırdı;
Sıcak yaz günlerinde ot biçmeye gidermiş annem...
Beni de ya Kara Ayşa'ya ya da Türkan Teyzeme emanet edermiş...
Türkan teyzem o yaz sıcağında terleyip, boynuma yüzüme yapışan tozlardan arındırmak için, evlerinin önünden geçen arıkta yıkayıverirmiş günde birkaç kere...
El kadar bebeyim...
Vücudum bembeyaz...
Ufacık bir leke olsa haydi bakalım doğru arığa....

Öylesine temizlik hastası, öylesine titiz...
Kara Ayşa anam da tam tersi...
Adı üstünde Kara...
Toz, toprak, çamur ne olursa olsun...
O hassasiyeti de boğazdan geçiyor...
Durmadan bir şeyler yedirir bana...
El kadar çocuğum ama Kara Ayşa anlamaz;
"Can boğazdan gelir oğlum şunu da ye bakıyım!"
***
Kara Ayşa'nın yüzü karaydı...
Bahtı da kara...
Türkan teyzeminse yüzünde her daim güller açar...
Sanki Hz. Fatıma'nın nuru yansır yüzüne...
Ya da bana öyle gelir...
Gözlerinin rengi sevda rengi...
Kimselerde yoktur öylesine güzel gözler...
Öyle güzel bakar ki teyzem;
Bakmaktan utanırsınız...
Onun da bahtı karaydı...
Köyde geçen 2 yıllık bebekliğim kara yüzlü Kara Ayşa ile Nur yüzlü, kara bahtlı Türkan Teyzemin ellerinde geçmiş...
***
İstanbul'a göçünce ardımızdan o da geldi...
O sevgi dolu bakışlarını,

O şefkatli ellerini,
O merhametli yüreğini hiç esirgemedi, uzaklaştırmadı üzerimden...
Fırtınalı zamanlarımın tek limanı oldu hayatımın her anında...
Ben artık büyümüştüm o da evlenip barklanmıştı...
Hastalığı sebebiyle yeniden köye döndü...
Hasreti o an öğrenmiştim...
Adını duyunca ağlamayı,
Özlemi yüreğimi yaktıkça hıçkırmayı...
Sesini duydukça kalbimin yerinden fırlamasını öğrenmiştim o gidince...
***
Teyzem;
Hz. Fatıma gibi asil teyzem şimdi çok hasta...
Konuşamadım...
Yanına da gidemedim...
Ben alıştım gülen yüzüne...
Nasıl bakarım ızdırap dolu haline bilemem ki...
***
Haydi be teyzem;
Biraz gayret et...
Ben sadece seni özlediğim için ağlamak istiyorum...
Senin yokluğuna benim yüreğim dayanmaz teyzem...
Haydi son bir kere daha benim için tutun, sıkı tutun şu hayata...
***
Değerli dostlar;
Hepinizden teyzem için bol bol dua etmenizi istiyorum.
Dua en güzel ilaçtır, bu ilacı teyzemden esirgemeyin lütfen...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder